Examples of using "عائلته" in a sentence and their turkish translations:
Onun ailesi nerede?
Tom ailesini seviyor.
Sami'nin endişesi ailesine daha fazla stres katıyor.
Leo Eyhards ailesine bir bakıyor,
O, ailesini terk etti ve Tahiti'de yaşamaya gitti.
Umarım, Tom büyüdükçe ailenin geri kalanı kadar delirmez.
Ailesine yük olmak istemiyordu çünkü
Hatoyama at yarışında kumar oynayarak ailesini desteklediğini söylüyor.
Ancak ailesini küçümseyen geri dönen aristokratları hor görmesini gizleyemedi
Hatta ailesinin onu üniversite okutabilecek kadar bir parası da yoktu ortada