Translation of "يحب" in Turkish

0.026 sec.

Examples of using "يحب" in a sentence and their turkish translations:

يحب الموسيقي.

O müziği sever.

يحب البرتقال.

O portakalı sever.

- إنه يحب الصيد.
- إنه يحب صيد الأسماك.

O balık tutmayı seviyor.

- توم يحب شطائر الجبنة.
- توم يحب التشيزبرقر.

Tom çizburger sever.

‫إنه يحب اللحم.‬

Etin tadını almış bir kere.

النمل يحب ذلك

karıncalar bunu seviyor

بيتر يحب جين.

Peter Jane'i seviyor.

يحب توم الحياكة.

Tom örgü örmeyi sever.

يحب توم الجبنة.

Tom peynir sever.

إنه يحب القطارات.

O trenleri sever.

يحب توم السفر

Tom seyahat etmeyi sever.

هو يحب الصيد.

O avlamayı seviyor.

توم يحب النقود

Tom parayı sever.

يحب قراءة الصحف.

O, gazete okumayı sever.

أبي يحب أمي.

Babam annemi seviyor.

أبي يحب البيتزا.

Babam, pizza seviyor

إنه يحب السفر.

- O seyahati sever.
- O, seyahat yapmayı sever.

يحب توم الطماطم؟

Tom domatesleri sever mi?

يحب مشاهدة التلفاز.

O, TV izlemeyi sever.

أخي يحب الموسيقى.

Erkek kardeşim müzik seviyor.

توم يحب الخروج

Tom çıkmayı seviyor.

توم يحب السمراوات.

Tom esmerleri sever.

توم يحب القراءة

Tom okumayı sever.

انه يحب الشاي.

O çay sever.

يحب توم القطارات

Tom trenleri sever.

يحب توم الحيوانات

Tom hayvanları sever.

توم يحب عائلته

Tom ailesini seviyor.

هو يحب القطط.

Kedileri sever.

سامي يحب العربي

Sami, Arapça'yı sevdi.

جدي يحب القراءة.

Dedem okumayı sever.

- توم لا يحب الجبنة.
- توم لا يحب أكل الجبن.

- Tom peyniri sevmez.
- Tom peynirden hoşlanmaz.

- يحب اليابانيون السفر كمجموعات.
- يحب اليابانيون السفر في مجموعات.

Japonlar grup halinde seyahat etmeyi sever.

البعض يحب كرة القاعدة و البعض الآخر يحب كرة القدم.

Bazı insanlar beyzbol sever, diğerleri futbol sever.

لا يحب هذا الرجل

bu adamı sevmiyor

هل يحب الجميع الموسيقى؟

Herkes müzik sever mi?

توم يحب الكاري الحار.

Tom sıcak köriyi sever.

هل يحب توم الطماطم؟

Tom domatesten hoşlanır mı?

يحب معظم الأمريكيين الهمبرجر.

Amerikalıların çoğu hamburger sever.

لا يحب أحداً الحرب.

Hiç kimse savaşı sevmez.

يحب تناول السلطة باللحم.

O, etli salata yemekten hoşlanır.

قِطي يحب نبتة القطرم.

Benim kedim kedi nanesini sever.

توم يحب تلوين الصور.

Tom resim çizmekten hoşlanır.

توم يحب أن يقرأ

Tom okumayı sever.

يحب توشتلي لحم الأرنب.

Tochtli tavşan etini sever.

يحب أبي البيتزا كثيراً.

Babam pizayı çok sever.

إنه يحب مشاهدة التلفاز.

TV izlemeyi seviyor.

توم يحب الفن الحديث.

Tom'un modern resim için estetik duygusu vardır.

توم يحب البيروقراطية كثيرا.

Tom, bürokrasiyi çok seviyor.

من يحب مطالعة الكتب؟

Kim kitap okumayı sever?

تد يحب زوجته إلزبيث.

Ted, karısı Elizabeth'i seviyor.

هل صاحبك يحب الشاي؟

Arkadaşın çaydan hoşlanır mı?

توم يحب لعب الشطرنج

- Tom satranç oynamayı sever.
- Tom satranç oynamayı seviyor.

يحب قطي لوحة مفاتيحي.

Kedim klavyemden hoşlanır.

- أيحب توشيو ساتشيكو؟
- هل يحب توشيو ساتشيكو؟
- هل توشيو يحب ساتشيكو؟

- Toshio, Sachiko'yu seviyor mu?
- Toshio, Sachiko'dan hoşlanıyor mu?

مجتمعنا يحب المافيا لسبب ما

toplumumuz mafyaları çok seviyor nedense

ولا أحد يحب هذا الحارس

ve kimse o bekçiyi sevmiyordu

فلماذا لا يحب هذا الرجل

peki bu adam neden sevilmiyor

لا يحب كل الأطفال التفاح.

Bütün çocuklar elmaları sevmezler.

أبي لا يحب حر الصيف.

Babam yaz sıcağından nefret eder.

يحب أخي مشاهدة أفلام الرعب.

Erkek kardeşim korku filmleri seyretmeyi sever.

توم سوف يحب هذا المكان.

Tom burayı sevecek.

يحب أهل أوروبا شرب الخمر.

- Avrupalılar şarap içmek isterler.
- Avrupalılar şarap içmeyi severler.

من يحب الورود يتحمل شوكها.

Gülü seven dikenine katlanır.

إنه لا يحب شرب القهوة.

- O, kahveyi sevmez.
- O, kahve sevmez.

يحب الآنسةَ سميث جميعُ طلابها.

Bayan Smith tüm öğrenciler tarafından sevilir.

لا يحب توم هذا اللون.

Tom bu rengi sevmiyor.

قد لا يحب توم ذلك.

Tom ondan hoşlanmayabilir.

يحب توم الحديث عن الجولف.

Tom golf hakkında konuşmayı sever.

يحب الأطفالُ شرب عصير الفواكه.

Çocuklar meyve suyu içmekten hoşlanırlar.

توم لا يحب سلوك ميري.

Tom, Mary'nin tutumundan hoşlanmıyor.

كان توم يحب لعب الشطرنج

Tom satranç oynamayı seviyordu.

توم لا يحب مشاهدة البيسبول

Tom beyzbol seyretmekten hoşlanmaz.

فكان كل شخص عرفته يحب الحيوانات،

Tanıdığım herkes hayvanları seviyordu

هنا يحب النمل سحب هذا التفشي

işte karıncalar bu salgıyı çek seviyor

توم يحب الشاي أكثر من القهوة.

Tom çayı kahveden daha çok sever.

- من يحب الحرب؟
- من يريد الحرب؟

Kim savaşı sever?

إنه يحب القهوة من دون سكر.

- O, şekersiz kahveyi sever.
- O, şekersiz kahveden hoşlanır.

إنه يحب أي شيء حلو المذاق.

O, tatlı olan herhangi bir şeyden hoşlanır.

لا يحب توم التحدث عن نفسه.

Tom kendisi hakkında konuşmayı sevmiyor.

لا يحب جِم التفاح، أليس كذلك؟

Jim elma sevmez, değil mi?

يحب توم كعكة الأناناس المقلوبة كثيرا.

Tom sadece ananaslı kek seviyor.

توم يحب ماري، ولكنها تحب جون.

Tom Mary'yi seviyor ama Mary John'ı seviyor.

أنا أعلم أن توم يحب ماري

Tom'un Mary'yi sevdiğini biliyorum.

يدعي البعض أيضًا أنه يحب أكثر مني

Bazıları benden daha çok sevdiğini de iddia ediyor

يحب "توم" "ماري" و هي أيضا تحبه

Tom, Mary'yi sever ve Mary de Tom'u sever.

لا أحد أعرفهُ يحب توم بعد الآن.

Tanıdığım hiç kimse artık Tom'u sevmiyor.

هو يحب أن يكتب مقالات على ويكيبيديا

O, Wikipedia için makale yazmayı seviyor.

توم لا يحب الأشخاص الذين يغضبون بسهولة.

Tom kolayca sinirlenen insanlardan hoşlanmaz.

لقد كان رجلاً أمينًا ولا أحد يحب الجميع

dürüst bir adamdı kimse sevmedi herkes itip kaktı

‫حشدًا لا يحب الإزعاج.‬ ‫تزداد أعداد وحيد القرن الأسود ببطء.‬

Rahatsız edilmekten hoşlanmıyorlar. Siyah gergedan nüfusu yavaşça artmakta.

لا يمكننا فقط خلق بيئات حيث يحب الناس القدوم للعمل

insanların çalışmayı sevdiği ortamları yaratmakla kalmayıp