Translation of "سمح" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "سمح" in a sentence and their turkish translations:

سمح فاضل لرامي كي يعيش هناك.

- Fadıl, Rami'nin orada yaşamasına izin verdi.
- Fadıl, Rami'nin orada oturmasına izin verdi.

سمح للزائر بالدخول إلى غرفة الجلوس.

O, ziyaretçinin oturma odasına girmesine izin verdi.

لا سمح 7 دقائق سرقة من حياتي

Hayatımdan çaldığın 7 dakika haram olsun

هل سمح لك عمك أن تقود سيارته؟

Amcan sana arabasını sürdürür mü?

لقد تعرض فابيوس للإهانة لأنه سمح لعدوه بالهرب.

Fabius hasmının kaçışına izin vermesinden ötürü küçük düşürülmüştü.

إذا سمح لك بالخروج بعد صلاة العشاء ، فهذا يعني

eğer akşam ezanından sonra dışarı çıkmaya izin aldıysan bunu anlamı şudur

سمح التقدم في المنظور والعمق الآن برسم صور أكثر واقعية

Perspektif ve derinlikteki ilerleme artık daha gerçekçi resimlerin çizilmesini sağlıyordu

- سمح للزائر بالدخول إلى غرفة الجلوس.
- سمح للزائرة بالدخول إلى غرفة الجلوس.
- سمحت للزائر بالدخول إلى غرفة الجلوس.
- سمحت للزائرة بالدخول إلى غرفة الجلوس.

O, ziyaretçinin oturma odasına girmesine izin verdi.

كان هذا تشكيل أكثر مرونة سمح الكتيبة تتقدم بسرعة رغم ذلك

Bu, birliklerin daha esnek ve hızlı ilerlemesini sağlardı.

في هذه الأثناء، أمر حنبعل جنده بالبتشبث بمراكزهم مما سمح للعدو بالقدوم إليه

Bu sırada, Hannibal hattını sabit tutup, düşmanın ona yaklaşmasını bekliyor.