Examples of using "العشاء" in a sentence and their turkish translations:
Akşam yemeğini yedin mi?
Akşam yemeğine geç kalacak.
Akşam yemeği hazır mı?
O, akşam yemeğini kendisi pişirdi.
Akşam yemeğine geç kalacağız.
- O, akşam yemeğini yiyor.
- O yemek yiyor.
- O akşam yemeği yiyor.
Akşam yemeğini unutabilirsin.
Arkadaşlarım beni akşam yemeğine davet ettiler.
Öğle yemeğini ben ödeyeceğim.
Biz akşam yemeğini bir restoranda yedik.
Kız kardeşim bazen akşam yemeğimizi hazırlar.
Akşam yemeği için kalabilirsin.
Leyla, Fadıl'a akşam yemeği pişirdi.
Ben akşam yemeğinden sonra piyano çalarım.
Tom Mary'yi akşam yemeğine davet etti.
Akşam yemeğine davetlim olur musunuz?
kutlama ve akşam yemeği için binlerce insan toplanır.
Onlar lüks bir restoranda akşam yemeği için dışarı çıktılar.
Fadıl az önce akşam yemeği hazırlamıştı.
Mary geldiğinde Tom akşam yemeği yiyordu.
Kahvaltıdan önce gül, akşam yemeğinden önce ağlayacaksın.
Bir manastırın yemek salonun duvarına resmedilmiş son akşam yemeği tablosu
eğer akşam ezanından sonra dışarı çıkmaya izin aldıysan bunu anlamı şudur
O, o kadar kızgındı ki akşam yemeği yemeyi unuttu.
Brighton'da yeni dairemdeyim, bir arkadaşla akşam yemeği yiyoruz,
ailemin yemek masasındaki sohbetleri yatıyor.
Sami yatsı namazını genellikle yatmadan hemen önce kılar.
sosyal çevremde ya da yemek masamızda
yemek masasında seks, politika ve dinden bahsedilmemesi öğretilmiştir.