Examples of using "حياتي" in a sentence and their turkish translations:
ben de öylece yaşayıp gittim.
- Hayatımsın.
- Sen benim hayatımsın.
Hayatım tehlikedeydi.
Hayatımı değiştirmek istiyorum.
Sen yaşamımın büyük aşkısın.
Hayatım bitti.
Hayatım berbattı.
Hayatım çok zor.
Leyla hayatımı kurtardı.
Sen benim hayatımı yönetemezsin.
beni yüreklendirmeleridir.
ve kariyerimin şokunu yaşadım.
hayatımı kısaca özetlemeye çalıştım
Günlük rutinimi değiştirdim.
Hayatım oldukça çok değişti.
Ama hayatımın geri kalanında birçok faydasını gördüm.
ve bu hayatımın en önemli parçası.
Gurbetteki hayatımı soracak olursanız
yaşamımın en önemli araba yolculuğunu yaptım.
hayatımın işini şekillendirdi.
hayatımda yeni bir sayfa açmıştım.
hayatımın en güzel günleriydi muhtemelen
Yaşamımdan çık. Senden iğreniyorum.
Hayatımda asla bir gün hasta olmadım.
ve bu hayatımı daha iyi bir hâle getirdi.
Bu ilaç hayatımı mahvediyor.
Sen şu an benim hayatımdan bir parçasın.
"Hayatımı değiştirmek istiyorum
Böyle bir, iki uçlu hayatım oldu galiba
Hayatımı buna bağladığım için mutluyum.
Ben de Afrika'daki cadı suçlamalarını ve zulmü sona erdirmeyi
Pepe ile yaşadığım hayat çok önemliydi
ve hayatımı değiştiren olaylar öyle başladı.
Asla hayatımda böyle bir şey duymadım.
Bu şimdiye kadar gördüğüm en büyük kedi.
Bu şimdiye kadar seyrettiğim en kötü film.
Hayatımın geri kalanında ne yapacağım?
Hayatımın kalanını seninle geçirmek istiyorum.
Oradaki cesur adam, hayatımı kurtardı.
Bu harika adam hayatımı kurtardı.
O kadar garip bir tabir ki artık günlük olarak kullanıyorum.
" Bu hayatımın en berbat buluşmasıydı"
Benim hayatım kendiliğinden düzelmedi.
Hep tekerlekli sandalye kullanmadım.
İşte o anda, hayatımı bir köpek gibi yaşama kararı aldım.
hayatı sevmenin en muhteşem yolu bu.
Böylece ömrüm boyunca hayalim olan doktora derecemi alabilecektim.
Kariyerimin ilk zamanlarında başladı.
Benim için hayatın anlamı devamlı mücadele etmekti,
hayatımda çok faydalı bir iş yapıyor,
Hayatımdan çaldığın 7 dakika haram olsun
O şimdiye kadar okuduğum en iyi kitap.
Sen şimdiye kadar gördüğüm en yakışıklı adamsın.
Bu, gördüğüm en uzun adamdır.
Fakat geri döndüm, hala buradayım ve hayatımı yaşıyorum.
Hayatımın çoğunda beni rahatsız eden adamlara benzeyen,
ve bir anda hayatım iki yıl içinde ikinci kez değişti.
Bugün olsa bu deneyimimle hayatta hiç kimseye bir şey yazıp
Hayatımda aldığım en iyi yardım;
bende hata yaptım hissi uyandırdı.
Ne olacağımı belirlemeye çalışıyordum.
Hayatım boyunca inkâr ettiğim
Bu kesinlikle yaşamımda içtiğim en lezzetli meyve suyu.
müziğin artık hayatımın bir parçası olmayacağı fikri
Mesela kendi hayatımdan örnek vereyim yeniliklere açık olmakla ilgili.
Ama bugün hayatımı zorlaştıran şeylerden konuşmak istemiyorum.
Bu önemli soru hayatım boyunca işimin merkezi oldu.
ama hayatın kesinlikle diğer insanlar tarafından zenginleşti.
Merakım gelecekte çünkü hayatımın geri kalanını orada geçireceğim.
Hayatımdan defol git.
fakat bu hayatımda Fransızca konuştuğum ilk andı.
hayatımın diğer alanlarını kontrolüm dışında görüyordum.
Kariyerimi seçtiğimde 17 yaşındaydım.
Bir arkadaşım 'Şu ana dek gördüğüm farkındalığı en yüksek bebek' dedi.
ve o eğitim benim hayatımı değiştiren, belki de en faydalı eğitim olmuştu.
ya da hayatımda hiç bilmediğim bir işi yapacağım ve televizyoncu olacağım.
Birkaç yıl sonra, hayatımda bazı şeyleri kontrole almayı başardım.
O zamana kadar, en iyi senaryoda, ömrümün yarısı bile geçmemiş olacak.
ben hayatımda bu kadar kötü bir cinsel organ görmedim
"Yani hayatım..." dedi Dima, "Bu çantada zaten 3 milyon Belarus Rublesi var."
Örnekle anlatırsak sanırım daha iyi anlayacağız. Benim hayatım boyunca şimdiler var.
- O, hayatımdaki en iyi gündü.
- Bu hayatımın en güzel günüydü.
Hayatımın o kadar büyük bir bölümünde umutlarımın kırılmasına izin verdim ki,
Bu inanılmaz zorluğu aşmıştı. Ve ben de hayatımda yaşadığım zorlukları aştığımı hissettim.
bu yolun veya hayatın beni nereye götüreceğinden emin değildim.