Examples of using "الجلوس" in a sentence and their turkish translations:
Oturabilir miyim?
Oturmalıyız.
Ben burada oturabilir miyim?
O, ziyaretçinin oturma odasına girmesine izin verdi.
düzgünce oturup durabiliyor.
Pekala, herkes rahatça yerine yerleşsin,
Raymond, oturup beklememeye karar verir.
Oturup kendime şunları söyledim,
O, ziyaretçinin oturma odasına girmesine izin verdi.
Bu masayı sizinle paylaşabilir miyim?
Dört duvar arasında oturmaktan usandım.
Dünyanın en ünlü güreşçileriyle
Sami, Leyla'yı önünde diz çöktürdü.
Tom neden bugün arkada oturmak zorunda?
♪ Hayal ettim bölüştüğümüzü Bir ekmeği oturarak ♪
Şu anda tüm yapabileceğim burada oturmak ve dinlemek.
Sanki yemek salonunda otururken yemek salonunun devamı varmış gibi görünüyordu duvarda