Examples of using "الخروج" in a sentence and their turkish translations:
- Dışarı çıkmak için özgürsün.
- Dışarı çıkmak için özgürsünüz.
- Dışarı çıkmakta serbestsin.
Tom çıkmayı seviyor.
Ben oynamak için dışarı çıkabilir miyim?
Bir şey içmek için dışarı çıkmak ister misin?
Oradan çıkabileceklerini ve dünyayı değiştirebileceklerini fark etmek de öyle.
Söz konusu grevler, artık seçenek olmaktan çıkacaklar
kadınların gece sokağa çıkması yasaklanmıştır
Bu gece benimle dışarı çıkmak ister misin?
Yağmur yağıyor ama dışarı çıkmak istiyorum.
Onunla dışarıya çıkmak eğlenceli.
Onunla dışarıya çıkmak eğlenceli.
Facebook'ta kalmaktansa dışarı gitmeyi tercih ederim.
Lütfen dışarı çıkarken kapıyı kapatır mısın?
Geleceği olmayan o alışılmış işlerden uzak bir şekilde,
Dışarı gitmeyi evde kalmaya tercih ederim.
Bana dedi ki, ''Buradan çıkar çıkmaz
Bu gece canım dışarı çıkmak istemiyor.
Bu adam bu durumdan kurtulabilmek için
Tüm ışıkların kapatıldığından emin ol dışarıya çıkmadan önce.
Evde kalmayı dışarı gitmeye tercih eder.
Onunla çıkmaktansa evde kalmayı tercih ederim.
Bütün bu olan bitenden sonra Hannibal yolu zorlamayı düşünmüş gibi görünüyordu.
mıknatısın bir kutbundan çıkıp diğer kutbuna doğru giderek
Çocuk labirentten çıkış yolunu bulamadı.
Tom okumaktan bıktı ve dışarı çıkmak ve oynamak istedi.
devam eden şeyler hakkında konuşmama yardımcı olacak
O zaman buradan şunu çıkarabiliriz mesafe arttıkça zaman bükülür
Ama şunu biliyoruz ki Brexit oylaması öncesindeki son birkaç gün
Ben her gün koşuya çıkıp düşüncelerimi serbest bıraktığımda oluyor.
Derken, yaptığı 126 riskli işlemin tamamından başarılı şekilde çıkıyor
O, dışarı çıkmak üzereydi.
ama yinede gittiğimizde aldığımız zevk muazzamdı yahu herhalde çıkmak istemezdik
Sonbaharda stokladığı yiyecekler de tükenmiş durumda. Soğuk gecede yiyecek araması gerek.