Examples of using "معي" in a sentence and their turkish translations:
Onlar benimle birlikte.
Benimle oynar mısın?
Benimle geliyorsunuz.
Benimle birlikte gel.
Onlar benimle birlikte.
Onlar benimle birlikte.
Onlar benimle birlikte.
Onu ben götüreceğim.
Benimle gel.
Benimle oyna.
Umarım bana katılmaya isteklisinizdir,
Sen bana karşı çok fazla naziksin.
Sen benimle gelebilirsin.
ve dürüst olmak gerekirse benim
Kendisi benimle özdeşleşmiş durumda.
Eğer söylerseniz,
O bana kızgın.
Babam bana kızgın.
- Benimle dalga mı geçiyorsun?!
- Kafa mı buluyorsun benimle?
Adres yanımda değil.
Benimle bir içki iç.
- Kim benimle gelecek?
- Kim beninle geliyor?
O bana kızgın.
- Yanımda para yok.
- Üzerimde hiç param yok.
Çıkışta gelin benimle konuşun, beş dakika konuşun,
Benimle dans etmek ister misin?
Hala benimle misiniz?
Eğer benimle söylerseniz,
Ve bu beni çok etkiledi.
Benimle gel, olur mu?
Kimse benimle yaşamıyor.
Kimse benimle konuşmuyor.
Gelip benimle yaşayabilirsin.
Lütfen benimle İngilizce konuş.
Gel benimle yüz.
Neden benimle gelmek istiyorsun?
Tom benimle konuşmayı reddetti.
Öğle yemeğinde bana katılır mısın?
Şimdi adresim yok.
Sami benimle her zaman tartışıyor.
Ben çocuğun annesi olduğum için o benimle yaşamalı.
Bu benim başıma her zaman gelir.
Ayrıcalığımı yanımda getirmiştim.
Benimle sürünmeye hazır mısınız? Bunu yapalım!
Bu gece benimle dışarı çıkmak ister misin?
Ben kiminle konuşuyorum?
O benimle yürümekten hoşlanır.
Yanımda olmana sevindim.
Sana verecek bir şeyim yok.
Tom neden benim ile konuşmak istiyor?
Yürüyerek beni görmeye gelirdi,
Benimle dışarıya gel.
Tom'un benimle şarkı söylemesini istiyorum.
Şimdi şunu bir hayal edin:
İster misiniz? Sadece kısa bir meditasyon.
benimle koşmadıklarını görüyorum arkadaşlarımın.
bunun işime yaramayacağıydı.
Bakın, aramızda hemfikir olanlar var.
Benimle oy pusulasını tutmakta ısrar etti.
ve bu his aylarca benimle kaldı.
Ne yazık ki yanımda hiç param yok.
O, her zaman bana bir çocuk gibi davranır.
Yanımda her zaman bir şişe maden suyu taşırım.
Bunu yanımda alabilir miyim?
Birisini getirebilir miyim?
Tom'a benimle çalışması için bir şans verdim.
Her nereye gitsem kameramı yanımda götürürüm.
Ya benimlesin ya da bana karşısın.
En fazla beş dolarım var.
Jamal her zaman bana karşı çok kibardır.
Leyla'dan ayrıl ve benimle yaşamaya gel.
Ona hâlâ sahip olup olmadığımı bilmiyorum.
Bugün, bu kutuyu yanımda getirdim çünkü bu bir sembol.
Benim dil öğrenme yolculuğum İbranice ile başladı,
Görünüşe göre ayrıcalığımı yanımda getirmedim.
Newark Belediye Mahkemesi kürsüsüne de yanımda taşıdığım bır ders.
Benimle konuşuyor musun?
Benimle birlikte bir sürü kişi kursa katıldı.
Mesaj üzerinden, kendini benim yerime koydu.
Ve anlat bana öylece O gaip aşkını"
Güzel karım tüm bu yolculuk boyunca benimle birlikteydi.
Benimle balığa çıkmaya ne dersin?
Bugün bu konuda hem Tom hem de Mary benimle konuştu.
Benimle kal Leyla. Ambulans geliyor.
Demek su olan tüneli keşfetmek istiyorsunuz? Tamam, benimle geliyorsunuz. Hadi.
Bu küçük kız, bir şey ifade etmeye çalışmıyordu.
Benimle bir başkasının zamanımız aynı değil diyor Albert Einstein
Onun hiç parası yoktu, böylece o benimle gidemedi.
ve bu nedenle NPR benimle bir röportaj yaptı,
Mağazaya benimle gelecek misin?
2005 yılının Ağustos ayında, fabrikanın anahtarları bendeydi.
hiçbiri neler olup bittiğine dair yorum yapmaya cesaret edemiyordu.
"Kimse gelmeyecekse ben tek başıma gidip tatarlarla tek başıma savaşacağım." diye ekledi
O benimle sohbet etmektense Tatoeba'daki cümleleri tercüme etmeyi tercih ediyor.
Tamam, hadi bakalım. Bunun gibi uzun ve düz bir sopa. Tamam, benimle gelin.
Hava akımına doğru mu gitmek istiyorsunuz? Pekâlâ, o zaman bana eşlik edin.
Lütfen, Tom'un artık benimle oynamasına izin vermeyeceğini söyleme.