Examples of using "لكني" in a sentence and their turkish translations:
Ama ben,
Ama vazgeçemezdim.
Anlıyorum ama katılamıyorum.
Yağmur yağıyor ama dışarı çıkmak istiyorum.
Ancak ben buna hep devam ettim
- Ben onu söyledim, ama onu demek istemedim.
- Onu söyledim, ama onu demek istemedim.
Fakat bugün burada renk psikolojisinden bahsedeceğim;
ama onlardan üç belirgin ders aldım.
ama şansımı denemeye ve onlara her şeyi anlatmaya karar verdim.
Fakat benim, bilhassa, kim olduğu hakkında hiçbir fikrim yok.
Ama aynı zamanda, çocuklara ebeveynler ve öğretmenlerle
ama dilerseniz koltuğunuzu bulana kadar eşyalarınızı tutabilirim."
Ama sahnedeyken düşünmem gerekmiyor.
Seni aramaya çalıştım ama arayamadım.
Bu akşam seninle buluşamayacağım için üzgünüm.
Hiç beklemediğim bir şeydi, bu yüzden çok şaşırmıştım.
Fakat o zamanlar İspanyolca'da gayet akıcıydım.
Geçerken uğramaya ve seni görmeye niyet ediyordum fakat bu hafta oldukça meşguldüm.
ancak onun için daha iyi bir şeyler yapmış olmayı dilerdim.
İş oldukça basit görünüyordu, ama benim bir haftamı aldı.
Tom bana söylemek zorunda değildi ama söylediğine memnunum.
Ne yapmayı planlıyorsun bilmiyorum ama onu yapmana izin vermeyeceğim.
Ben iyiyim ama biraz daha ileri gidip şunu söyleyeyim,
Corona virüsü ile başımıza gelenlere benzer bir senaryo
"Fransızca konuşmayı biliyor musun?" "Hayır, ama İngilizce ve Almanca konuşabiliyorum."