Translation of "لكني" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "لكني" in a sentence and their turkish translations:

لكني -

Ama ben,

لكني لم أيأس،

Ama vazgeçemezdim.

فهمت، لكني لا أوافق.

Anlıyorum ama katılamıyorum.

إنها تمطر، لكني أريد الخروج.

Yağmur yağıyor ama dışarı çıkmak istiyorum.

لكني استمريت في تحسين نفسي فحسب

Ancak ben buna hep devam ettim

صحيح قلت هذا، لكني لم أقصده.

- Ben onu söyledim, ama onu demek istemedim.
- Onu söyledim, ama onu demek istemedim.

لكني اليوم سأتحدث عن علم نفس اللون،

Fakat bugün burada renk psikolojisinden bahsedeceğim;

لكني لاحظت ثلاثة دروس مميزة علموني إياها.

ama onlardan üç belirgin ders aldım.

لكني قررت أن انتهز الفرصة وأخبر الجميع.

ama şansımı denemeye ve onlara her şeyi anlatmaya karar verdim.

لكني لا أملك أي فكرة من هو.

Fakat benim, bilhassa, kim olduğu hakkında hiçbir fikrim yok.

لكني أعلم كذلك أنه لو علمنا الأطفال،

Ama aynı zamanda, çocuklara ebeveynler ve öğretmenlerle

لكني سأكون مسرورة لحملها حتى تجد مقعدك!"

ama dilerseniz koltuğunuzu bulana kadar eşyalarınızı tutabilirim."

لكني لست بحاجة إلى التفكير على المسرح.

Ama sahnedeyken düşünmem gerekmiyor.

حاولت الاتصال بك و لكني لم أستطِع.

Seni aramaya çalıştım ama arayamadım.

آسف لكني لا أستطيع أن أقابلك الليلة.

Bu akşam seninle buluşamayacağım için üzgünüm.

لكني كنت متحمسًا لأنه كان غير متوقع بالكامل.

Hiç beklemediğim bir şeydi, bu yüzden çok şaşırmıştım.

لكني في ذلك الوقت كنتُ أتحدث الإسبانية بطلاقة،

Fakat o zamanlar İspanyolca'da gayet akıcıydım.

نويت أن أزورك لكني كنت شغولاً طوال الأسبوع.

Geçerken uğramaya ve seni görmeye niyet ediyordum fakat bu hafta oldukça meşguldüm.

لكني فقط تمنيت لو كنت فعلت شيئًا أفضل لأجله.

ancak onun için daha iyi bir şeyler yapmış olmayı dilerdim.

بدى ذلك العمل سهلا جدا، لكني استغرقت فيه أسبوعا.

İş oldukça basit görünüyordu, ama benim bir haftamı aldı.

لم يكن على توم إخباري، لكني مسرورة لأنه فعل.

Tom bana söylemek zorunda değildi ama söylediğine memnunum.

لا أعلم ما تخطط له، لكني سأمنعك بالقيام به.

Ne yapmayı planlıyorsun bilmiyorum ama onu yapmana izin vermeyeceğim.

حسناً ، فقد كنت بحال جيد، لكني أريد أن أواصل القول

Ben iyiyim ama biraz daha ileri gidip şunu söyleyeyim,

سيناريو مشابه لما حصل معنا بفيروس كورونا. لكني ارى ان ما

Corona virüsü ile başımıza gelenlere benzer bir senaryo

هل تستطيع التحدث باللغة الفرنسية ؟ لا . لكني استطيع التحدث باللغتين الانجليزية والألمانية

"Fransızca konuşmayı biliyor musun?" "Hayır, ama İngilizce ve Almanca konuşabiliyorum."