Translation of "إنها" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "إنها" in a sentence and their turkish translations:

إنها مزحة - إنها فكاهة.

Bu bir şaka.

- إنها أختي.
- إنها أختي

- O, benim kız kardeşim.
- O benim kız kardeşim.
- O benim bacım.

- إنها لذيذة.
- إنها لذيذة المذاق.

Onun tadı gerçekten iyi.

- إنها صغيرة جداً.
- إنها شاية جداً.

O çok genç.

- إنها صغيرة جداً.
- إنها صغيرة جداً

Bu çok küçük.

- إنها تنادني كنجي.
- إنها تدعوني بكنجي.

- Beni Kenji diye çağırır.
- O bana Kenji der.

- إنها ذكية جداً.
- إنها حادة الذكاء.

O çok zeki.

إنها سُلحفاة توم, إنها تُدعى ماري.

Bu, Tom'un evcil hayvanı kaplumbağa. Onun adı Mary'dir.

إنها معجزة.

bu bir mucize.

إنها الأزمة!

Bu kriz zamanıdır!

إنها العودة.

Bu geri dönüştür.

‫إنها زلقة.‬

Kaygan.

‫إنها متعفنة!‬

Oldukça kötü kokuyor!

‫إنها ضحلة.‬

Bu oldukça sığ.

إنها مأساة.

Bu, bir trajedi.

إنها مدهشة!

Harika bir şey.

‫إنها متأخرة.‬

Bu hanım geç gelenlerden.

‫إنها تتوهّج.‬

Mercanlar ışır.

إنها معدية.

Bulaşıcı bir hâl aldı.

إنها تدخل

giriyor

‫إنها تمشي.‬

Yürüyor.

إنها الملكة.

Bu kraliçe.

إنها تمطر.

- Hava yağmurlu.
- Yağmur yağıyor.

إنها تأكل.

- O, yemek yiyor.
- O yemek yiyor.

إنها قادمة.

O geliyor.

إنها تنتظر.

O bekliyor.

إنها معجزة!

- Bu bir mucize!
- Mucize!

إنها جديدة.

O yepyeni.

إنها هادئة.

O sessiz bir kişi.

إنها زميلتي.

O benim sınıf arkadaşım.

إنها مُغَنية.

O bir şarkıcı.

إنها جارتنا.

O bayan bizim komşumuz.

إنها ليست فقط غير حقيقية، إنها خطيرة،

Sadece doğru olmamakla kalmıyor, tehlikeli de

- إنها ماهرة جداً.
- إنها في غاية المهارة.

O çok akıllı.

- إنها تتكلم كثيراً.
- إنها تكثر من الكلام.
- إنها تتحدث أكثر من اللازم.
- إنها تتحدث أكثر مما يجب.

O çok konuşur.

بمعنى آخر ، إنها ليست شركة عادية ، إنها Zoom!

yani sıradan merdiven altı bir şirket de değil yani bu Zoom!

- إنها تعيش حياة مريحة.
- إنها تعيش في راحة.

O konfor içinde yaşar.

إنها حرفيًا تقتلنا.

Bizi kelimenin tam manasıyla öldürüyor.

إنها الشيء ذاته.

Bunlar aynı şeyler.

إنها تبدأ بـ...

Başlangıçta...

إنها ليلة جميلة

Güzel bir geceydi,

إنها معادلة بسيطة

Basit bir formül ve buna

إنها التجمعات الكبيرة

büyük destekçiler.

"إنها قصيرة جدا"

"Bu çok kısa"

إنها تنمو وتتحوّل.

Yükseliyorlar, dönüşüm geçiriyorlar.

إنها مسعى إنساني.

Bir insan çabası.

‫إنها تشبه البحيرة .‬

Lagüne benziyor.

‫إنها تبتلعك حرفياً.‬

Sizi resmen içine emiyor.

‫إنها أصداف "بطلينوس"!‬

Deniz minaresinden olmalı!

‫إنها الأفعى المجلجلة.‬

Bu bir çıngıraklı yılan.

إنها تصير مختلفة،

değişiyor

إنها فرصة هائلة.

Çok büyük bir fırsat.

إنها كانت قمامة.

ve o bir pislikmiş gibi.

‫إنها بداية الشتاء.‬

...kışın başları.

‫إنها منافسة غنائية.‬

Atışıyorlar.

‫إنها حركة معروفة.‬

Alışık olduğu bir eylem bu.

‫إنها تعج بالحياة.‬

Hayat doludurlar.

‫إنها تستخدم الضوء.‬

Işıklardan faydalanıyorlar.

‫إنها تلسع بالفعل.‬

Şimdiden sızlamaya başladı.

إنها تحدث هنا!

Tam da burada yaşanıyor.

إنها قضايا صعبة

Zor konular onlar

إنها ضمننا جميعًا.

Bu hepimizin içinde olan bir şey.

إنها قديمة جدًا.

Ama çok eski bir yer.

إنها تمطر بشدة.

Şiddetli yağmur yağıyor.

إنها على الأريكة.

O kanepenin üzerinde.

إنها تعلمنا الفرنسية.

O bize Fransızca öğretir.

إنها حاذقة الذكاء.

O çok akıllıdır.

إنها بنفس طولك.

O senin kadar uzun boylu.

إنها ساعة متأخرة.

Geç oldu.

إنها من فرنسا.

- O Fransalıdır.
- O Fransalı.

إنها جميلة جداً.

O çok güzel.

إنها تفاحة جون.

O John'un elması.

إنها موهوبة جدا.

O çok yetenekli.

إنها تأكل تفاحة.

O bir elma yiyor.

إنها تتحدث الألمانية.

O Almanca konuşur.

إنها تتحدث البولندية.

O Lehçe konuşur.

نعم, إنها غاضبة.

Evet o kızgın.

إنها عاملتني بسوء.

Bana kötü davrandı.

إنها في ورطة.

Onun başı belada.

إنها تُريد الإنتقام.

O intikam istiyor.

إنها متدينة كاثوليكية.

O dindar bir Katolik.

إنها مُستعدة الأن.

O şimdi hazır.

إنها علي الطاولة.

- O masada.
- O masanın üzerinde.

إنها غالية جداً!

Çok pahalı!

إنها فكرة جيدة.

- O harika bir fikir.
- Harika bir fikir.

إنها أختي الكبرى.

O, benim ablam.

إنها كبيرة جداً.

O çok büyük.

إنها بعيدة جداً.

O çok çok uzakta.

إنها في الحمام.

O, banyoda.

إنها تحب الركض.

O koşmayı sever.

إنها تحب القراءة.

O okumayı sever.

إنها حادة الذكاء.

O bir deha.

إنها تمطر مجدداً!

Yine yağmur yağıyor!

إنها تحب الأطفال.

O, çocukları sever.