Translation of "النساء" in Turkish

0.016 sec.

Examples of using "النساء" in a sentence and their turkish translations:

رقيق مع النساء،

Bilirsiniz işte kadınlara karşı duyarlı

وهم النساء والأطفال.

kadınlar ve çocuklardır.

النساء اللواتي بدأن

liderliğe katılmaya başlamış

مجلس النساء Gengaver

Cengaver kadınlardan kurulu

النساء داعِمات جدًّا.

Kadınlar çok destekleyiciler.

النساء يلعبن التنس.

Kadınlar tenis oynuyorlar.

أكره النساء الغيورات.

Ben kıskanç kadınlardan nefret ederim.

- لا أدعي فهم النساء.
- لا أدعي أنني أفهم النساء.

Kadınları anlıyormuş gibi davranmam.

النساء الطيبات دائما جميلات, أما النساء الجميلات لسن دائما طيبات.

İyi kalpli kadınlar her zaman güzeldir ama güzel kadınlar her zaman iyi kalpli değildir.

وصلت متأخرةً لجنس النساء،

başkalarının işine burnunu sokan biri gibi hissediyorum.

لماذا يتبعني النساء فقط؟

Beni neden sadece kadınlar takip ediyor?

كيتلين: آه، مسيرة النساء.

CQ: Ah, Kadın Yürüyüşü.

النساء في روما القديمة

Eski Roma'da kadın kendi mallarını

النساء و الأطفال أولا!

İlk önce kadınlar ve çocuklar!

إن النساء يغيرن العالم.

Kadınlar dünyayı değiştirirler.

لأنّ قوّة النساء اللاتينيات تثير الإعجاب. لأنّ قوّة النساء اللاتينيات تثير الإعجاب.

Çünkü Latin kadınlarının gücü hayranlık vericidir. Çünkü Latin kadınlarının gücü hayranlık vericidir.

كوني نوعك المفضل من النساء.

Kendi favori tarzınızdaki kadın olun.

إلى النساء في هذه القاعة،

Salondaki kadınlar,

كيف انغلق النساء في داخلهن،

kadınların nasıl içlerine kapandığını,

التحديات المتبقية التي تعيق النساء.

geçmek bilmeyen izleri ele alacak.

تُعتبر النساء بمثابة قطع فنية.

Kadınlar, sanat ürünüdür.

كما تعلمون، موانع النساء كثيرة

Bildiğiniz üzere kadınların birçok kısıtlaması var.

يحظر على النساء الخروج ليلا

kadınların gece sokağa çıkması yasaklanmıştır

ولن تضيع النساء ثقتها أبدًا

Ve kadınlar ise onun güvenini hiçbir zaman boşa çıkarmayacaktır

نحن لا نفهم النساء حقا.

Kadınları gerçekten anlamıyoruz.

إدعم النساء اللاتي تعتبرهن مهمات لك.

Hayatınızdaki önemli kadınları destekleyin.

عن مجموعة من النساء اللائي يركضن.

bir grup kadının koştuğunu söylüyorum.

الآن، فالكثير من الرجال يقدرون النساء،

Kadınlara saygı gösteren erkekler yok değil.

تأكدت من وجود النساء في المجالس

Çalıştığım birçok şirketin yönetim kurulunda

وكان على النساء حل هذا النّزاع.

ve kadınlar bunu ortadan kaldıranlardı.

أسماء العديد من النساء القويّات والمؤثرات.

birçok kadının gücünü ve eylemini kaydeder.

ولذلك رضيت بتعيين العديد من النساء

alt düzey bakanlık pozisyonlarında

وكلما اهتمت النساء بهذه المعلومات أكثر

Kadınların bu bilgiyi daha çok istemesi,

فلماذا لم يطلبوا مساعدة النساء أنفسهن؟

neden gidip kadınlardan birazcık yardım istemediler?

لدينا مسيرة النساء في الولايات المتحدة.

Amerika Birleşik Devletleri'nde Kadın Yürüyüşü yaptık.

هؤلاء هنّ النساء المسؤولات عن العمل.

İşin başında bu kadınlar var.

للإصغاء إلى النساء المتواجدات في حياتكم؟

kendinizden emin misiniz?

وأود أن أقول للأشخاص السُمر، النساء ...

ve her Latin asıllı kadın, erkek hepimiz--

ليس فقط لجميع النساء ، ولكن لها

bütün kadınlara değil sadece ona cevabını veriyor

يُوَظّف النساء برواتب أقل من الرجال.

Kadınlar erkeklerden daha düşük bir maaşla çalıştırılırlar.

إنك تعرف كيف تتعامل مع النساء.

Kadınların dilinden anlıyorsun.

لم يكن للرجال أفضلية على النساء بالضرورة،

Erkeklerin kadınlardan fazla avantajı yoktu.

أنا لا أحمل النساء مسؤولية انتحار الرجال.

erkek intiharından biz sorumluyuz demiyorum.

إلى النساء، أهديكن الشكر من كل قلبي،

Kadınlara en içten şükranlarımı sunuyorum.

إذا كنتم في كل تعاملاتكم مع النساء،

Kadınlarla olan tüm etkileşimlerinizde,

وأردت أن أقلّد النساء كل المراكز العليا.

Kadınları tüm üst sıralara koymak istedim.

اتجهت بعض هؤلاء النساء لفتح مشاريع صغيرة،

Bu kadınlardan bazıları küçük şirketler açtı,

ويلعب سن اليأس دورًا رئيسيًا عند النساء.

ve menopoz, kadınlarda kilit bir rol oynuyor.

‫ولا سيما لدى النساء السود ‬ ‫المصابات بالسرطان.‬

özellikle siyahi kadınlarda kanserde.

‫النساء و الفتيات‬ ‫مصدرا شرسا لل إمكانية.‬

İmkânsız gibi görünen bir yarışın eşiğinde

ونظرا لحقيقة أن كلا المستثمرين النساء والرجال

Dolayısıyla, hem erkek hem de kadın risk sermayedarlarının

بينما يُسألن صاحبات الشركات النساء أسئلة الوقاية

Kadın girişimciye ise kaçınmacı bir soru sorulur.

أنت تهين النساء مثل الخنازير والحيوانات والكلاب

kadınlara yönelik domuz, hayvan ve köpek gibi hakaretlerde bulunuyorsunuz

النساء يتقدمون في السن أكثر من الرجال.

Kadınlar erkeklerden daha hızlı yaşlanır.

لماذا تفتح النساء أفواههن عندما يضعون المكياج؟

Neden kadınlar gözlerine makyaj yaparken ağızlarını açıyor?

كانت زوج سامي ألطفَ النساء على الإطلاق.

Sami'nin karısı gelmiş geçmiş en güzel kadındı.

أن 2% من النساء فقط يجدن أنفسهن جميلات.

Kadınların sadece yüzde ikisi kendilerini güzel buluyordu.

وهو السبب لحاجتنا إلى المزيد من النساء القادة.

Bu yüzden daha fazla kadın lidere ihtiyaç var.

لأن معظم النساء لسن على علم بهذا الارتباط،

çünkü çoğu kadın bu bağlantının farkında değil,

النساء والفتيات اللواتي يمثلّن 51% من مجموع سكاننا،

Nüfusumuzun yüzde 51'ini oluşturan genç kız ve kadınlara

كان بإمكانهم سؤال النساء عن رأيهم وتجربتهم فقط.

Kadınlara tecrübelerini sorabilirlerdi.

رغم أن النساء وجدوا 38٪ من الشركات الإمريكية

ABD şirketlerinin yüzde 38'i kadınlar tarafından kurulmuş olmasına rağmen

وعملتُ مع النساء في المناطق الريفية من الهند.

yaşıyorum.

بينما نقدر النساء كثيرًا حتى في تلك السنوات

Biz o yıllarda bile kadına o kadar çok değer verirken

في أوائل القرن العشرين ، أنشأت النساء مجتمعًا و

1900'lü yılların başında kadınlar cemiyet kurup

أنا لا أوقظك على الخمر ولا همسات النساء ،

Seni ne şarapla ne de kadınların fısıltılarıyla

يجدر بي البدء بمغازلة مستوى أرقى من النساء

Benimle bir Boeing 747 uçağının tuvaletinde seks yapmak istemeyen,

وتشعر النساء ذوات العرق المختلف أنهنّ غير مرغوب بهن.

ve etnik kadınların istenmiyor gibi hissetmelerini sağlıyor.

لا أستطيع شرح ما أراه على وجوه بعض النساء

Tanıdığım erkeklerin karşımda nasıl gözyaşlarına boğulduğunu anlattığımda

الرجال يقاطعون النساء أكثر بمرتين من مقاطعتهم للرجال الآخرين.

Erkekler, kadınların sözünü erkeklerinkine kıyasla iki kat daha fazla keser.

لأن الكثير من النساء يمكن أن تشعرن بهذه التغييرات.

çünkü pek çok kadın bu değişimleri hissedebiliyor.

‫النساء ، الرجال ، الناس من جميع‬ ‫الهويات الجنسية ، جميع الكائنات ،‬

hepimizin bir bütün olduğunu hatırlatıyor--

والسبب أن النساء المسلمات الأتراك غير مناسبات لهذه الملابس.

Gerekçesi ise Türk müslüman kadınlarının bu kıyafetlere uygun olmadığı

لا يوجد شيء يرتبط بالإسلام عندما لا تحسب النساء

kadınların sayılmamasının İslamiyetle bağdaştırılacak hiçbir tarafı yoktur

هل أنت من كوكب لا تعيش فيه إلا النساء؟

Sadece kadınların yaşadığı bir gezegenden misin?

ان الرجال هم سبب عدم حب النساء لبعضنّ البعض

Kadınların birbirlerini sevmemelerinin nedeni erkeklerdir.

هذا منزل لمساعدة النساء اللواتي تتراوح أعمارهن ببن 18 وال25

Burası, opiyat bağımlılığı olan 18-25 yaş arasındaki

ألا تواجه النساء مشاكلاً أكثر أهميّة في كل أنحاء العالم؟"

Tüm dünyada kadınlar daha önemli sorunlarla ilgilenmiyorlar mı?" dedi.

ومن ثمّ فإن تمكين النساء والبنات لكي يستوعبنها بشكل كامل

kadınların ve kızların, onu tamamen sahiplenmesini sağlamak da

يتم تقييم النساء أكثر من أي مكان آخر في العالم

Kadınlara dünyanın hiçbir yerinde olmadığı kadar değer veriliyor

لكن معدل معرفة القراءة والكتابة لدى النساء في تلك السنوات

Fakat o yıllarda kadınlarda okuma yazma oranı

اثنان وخمسون بالمئة من النساء البريطانيات يفضلن الشوكولاته على الجنس.

Britanyalı kadınların yüzde elli ikisi çikolatayı sekse tercih ediyor.

‫ومقارنة بالرجال ،‬ ‫تقل فرص حصول النساء أصحاب الحيازات الصغيرة على الموارد ،‬

Bu da ''küçük çiftlik sahibi'' anlamına geliyor.

مدة واحدٍ وعشرين يوم من بعد الاتفاق يكون فيها حصة النساء

başında, kadınların payının yüzde otuz olacağı anlaşmadan sonra yirmi bir gün

لا يهم إن كانت النساء في عمر 40 أو 50 أو 60.

Kadının 40, 50 ya da 60 yaşında olması bir şeyi değiştirmedi.

فإذا وجدنا أن أكثر من نصف النساء لديهن أحد أشكال المشاكل الجنسيّة،

Kadınların yarısından fazlası aynı tür cinsel problemi yaşıyorsa

جدة سيباستيان كانت من أول النساء اللواتي تقلدن منصب قاضية في نافارا.

Sebastian'ın büyük annesi Navarra'da hakimlik görevini üstlenen ilk kadındı.

العنف ضد النساء هو أحد أكثر اختراقات حقوق الإنسان تكراراً حول العالم.

Kadına şiddet dünya çapında sıkça yaşanan insan hakları ihlallerindendir.