Examples of using "الاتفاق" in a sentence and their turkish translations:
hatta kararlaştırılmış bir ada bile sahip olmasa da
ahlaki, politik ve ideolojik konulardan daha kolay.
Tabii ki Eyfel Kulesi'nin uzunluğunda mutabık kalmak;
süren yoğun görüşmelerden ve taraflar arasında yıllarca süren çatışmalardan
ardından , Libyalıların Cenevre'de oyladığı Libya anlaşması
başında, kadınların payının yüzde otuz olacağı anlaşmadan sonra yirmi bir gün
Batı dalgakıranını uygulayan Koreli şirket Daewoo
deneyim evliliği olarak adlandırdığı anlaşmanın, eşlerin her birinin geçici bir sözleşmede şartlar