Translation of "يتم" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "يتم" in a sentence and their turkish translations:

أن يتم الأمر،

Bir şeye benzetecek olursam,

كيف يتم ذلك؟

Peki nasıl olur?

يتم سحب المياه

su çekiliyor

يتم ذلك للاستدعاء

geri çağrılması için yapılır bu

كيف يتم تضليل شخص

Belirli bilişsel zayıflıklar

هؤلاء الأطفال يتم خطفهم.

Bu çocuklar kaçırılıyor.

وهذا لم يتم تسجيله

Ve bu kayıt olmuyordu

يتم اصلاح سيارتي الآن

Arabam tamir ediliyor.

أشعرُ بأنه يتم استغلالي.

Kendimi kullanılmış hissettim.

يتم تنشيط جزأين من عقلك.

Beyninizin bazı bölgeleri aktifleşti.

يتم إعادة امتصاصها بمجرى الدم

gaz, kan dolaşımları tarafından yeniden emiliyor

حاول أن يتم إعطاء الرشاوى

verilmeye çalışılan rüşvetleri

لا يتم تضميننا في الكمبيوتر

bilgisayarda gömülü kalmayız ki

بالطبع لم يتم الإمساك به

tabi ki de yakalanmamak

لذلك بينما يتم تخصيب لبها

bu sayede posası gübre olurken

يتم حرق الرثاء بعد الموت

Ölünün arkasından ağıt yakılır

بشكل عام ، يتم ترتيب الزيجات

Genelde evlilikler görücü usulü

يتم تحديد عمر الصخور أولاً

önce kayaçların yaşı belirleniyor

في هرمجدون ، يتم تجنب الإبادة

Armageddon'da imhadan kaçınılır.

تعال، يتم تأسيس شركة ميد للإنتاج،

-Gel, Med Yapım diye bir şirket kuruluyor,

‫وكثيرًا ما يتم إغفال الصلة بينهما،‬

Aralarındaki bağlantı genellikle göz ardı ediliyor

حيث يتم تصفية كل الضوء الأحمر.

çünkü tüm kırmızı ışığı filtreliyoruz.

يتم إسقاط أكثر من نصف القضايا.

davaların yarısından fazlası savuşturuluyor.

يجب أن يتم لصالح جميع الشعوب،

tüm insanlığın faydası için yapılmalıdır.''

يتم صنع فيلم من الأساطير الأيرلندية

İrlanda mitolojisinden bir film yapılıyor

عندما يتم سحب الحشرات التي تصطادها

avladıkları böcekler ortalıktan çekilince

يتم دفع الأجزاء المتبقية في الفضاء

uzay boşluğundaki geri kalan parçalar ise itildi

آمل أن يتم بناء المستشفى كذلك

Umarım hastane yapılacak dendiğinde de

يتم تكريم والديهم ، ودفع أي ضرائب.

Aileleri onurlandırıldı ve vergi ödemiyorlar.

اللصوص يتم خزقهم و المتسولون و الذين ليس لهم مأوى و المرضى يتم حرقهم في منازلهم

hırsızları kazığa oturtturur.dilencileri, evsizleri ve vebalıları ise ahırlarda diri diri yaktırtır.

يتم إجبارنا على الاختيار بين إنسانيتنا وحريتنا.

insanlığımız ve özgürlüğümüz arasında seçim yapmaya zorluyor.

ولم يتم الاتفاق حتى على اسمٍ له،

hatta kararlaştırılmış bir ada bile sahip olmasa da

كلا، بل يتم تقييمنا فقط وفقاً لبياناتنا.

Hayır, şu an bizler sadece verilerimizle değerlendiriliyoruz.

"جدتكم أرادت أن يتم دفنها في موطنها."

Anneannem memleketinde gömülmek istedi.

لكنّ بناء جدار لا يتم بسهولة وسرعة.

Ama bir duvar, çabucak ve kolayca inşa edilmez.

عندما يتم اتخاذ جميع هذه التدابير ، لدينا

bütün bu önlemler alındığında bizim

لذلك لا يتم سكب الماء في النار

Bu yüzden ateşe su dökülmez

يتم إعطاء ثانية أو هذا المثال أيضًا

bir saniye ya bu örnek çok verilir

يريد باستمرار أن يتم ذكره والثناء عليه

sürekli kendisinden bahsedilmesini ve övülmesini ister

لم يتم إصلاح هذه اللوحات مرة أخرى

o levhalar sabit değil yine

لم يتم العثور على عناصر تتعلق بالسماء

gök taşıyla ilgili herhangi bir unsura rastlanmadı bile

يتم اغتصابها عندما تريد العودة إلى المنزل

Evine gitmek isterken tecavüze uğruyor

بالتأكيد لن يتم نقل المسلمين إلى أمريكا

Müslümanların kesinlikle Amerika'ya alınmayacağını

ولكن يتم إدارتها بالفعل بواسطة جهاز كمبيوتر.

Ama gerçekten bir bilgisayar tarafından yönetiliyor.

يتم إعداده في مرآب منزل مثل Apple.

Tıpkı Apple gibi bir evin de garajında kuruluyor aynı zamanda

هنا ، يتم تسمية أقرب الكائنات باللون الأخضر.

Burada en yakın nesneler yeşil renkle etiketlenmiştir.

لكن كيف يتم استغلال ذلك في الحياة العملية؟

peki bu bilgiler günlük hayatta nerelerde kullanılıyor?

بأن يتم الإفصاح عن المخاوف، والأسئلة، والأفكار، والأخطاء.

tamamen normal ve hatta beklenilen bir şey olması olarak tanımlıyorum.

بل هو مجموعة نظريات ونماذج يتم تطويرها وتحسينها

Teorileri ve örnekleri, dünya çapında üniversitelerde;

كان يتم إنكاره، ويعد سببا للعار بين العائلات.

Bu saklanan ve ailelerde utanca neden olan bir konuydu.

بحيث يتم تشكيل ما يشبه سجنَ بانوبتيكون رقمي.

dijital bir hücre yaratılıyor.

ولن يتم عقابهم للحظ السيء أو لخطأ غيرمقصود.

Kötü şans ya da bağışlanabilir bir hata için cezalandırılmayacaklardı.

حسنًا، يتم تعريف الضوضاء بالأصوات غير المرغوب فيها،

Gürültü, istenmeyen ses olarak tanımlanır

لا يتم تقييمنا نحن البشر وفقاً لقدراتنا الإبداعية.

insanlar artık yaratıcılıklarıyla değerlendirilmiyorlar.

لابد أن يتم العثور عليهم ولابد من تدميرهم

Bu örgütler bulunmalı ve yok edilmeli.

إلا أن منطقة الغسق لم يتم استكشافها بعد.

Ancak alacakaranlık bölgesi neredeyse araştırılmıyor.

لم يتم تدمير بنايتنا ونحن نجلس بجانب المحيط

binamız yıkılmadı ve okyanusun kenarında oturuyoruz

لا تتوقع أن يتم بثها على شاشة التلفزيون.

televizyonda yoğun bir şekilde yayınlanmasını beklemeyin sakın

في نفس الوقت ، يتم وضع الكوارتز في القاع

aynı zamanda alt kısma kuartz döşenmiş

لم يتم الترحيب بدافوت في نظام بوربون المستعاد

Davout, restore edilmiş Bourbon rejimine diğer Mareşaller gibi

لذلك يتم بعد ذلك إنقاذ جميع Jomsvikings الآخرين.

Böylece diğer Jomsviking'ler kurtulur.

أو ما يتم دفعه للنشر على صفحاتهم الرئيسية.

veya haber akışlarına gelen şeyler için de.

يتم تقديم حالات المضايقة والاغتصاب واحدة تلو الأخرى

taciz tecavüz derken ardı ardına davalar açılıyor

تسليم البضاعة يتم بعد شهر من تسجيل الطلب.

Malların sevkiyatı, sipariş verildikten bir ay sonra gerçekleşir.

وحتى يتم ذلك، قاموا بالقيام بما يسمى " الإسقاط"

Bunu yapmak için, projeksiyon denilen bir işlemi kullandılar.

انها الاسقاط اللذي يتم استخدامه في خرائط جوجل

Bu da Google Haritalar'ın kullandığı projeksiyon.

لكن الأمر لم يتم كما حدث في النادي.

Ama olay kulüpteki gibi gitmedi.

يتم إدخال كمية صغيرة من الجهد الكهربي إلى المخ،

Beyne az bir miktar voltaj veriyorsunuz,

حوالي 1,4 مليون طن من السمك يتم صيده سنويًا.

her yıl 1,4 milyar kg balık yakalanır.

‫قبل أن يتم إطلاقه في الغابة.‬ ‫بالنسبة لـ"جوبي"...‬

ve ormana bırakılıyor. Gubbi'ye gelince...

يتم تحويل حوالي النصف من الطاقة الكيميائية إلى كهرباء،

Kimyasal enerjinin yaklaşık yarısı elektriğe,

الفيروس ليس دائمًا شيئًا يتم إنتاجه في بيئة معملية.

virüs her zaman laboratuvar ortamında üretilecek bir şey de değildir.

هذا هو السبب في أنه نادرا ما يتم رؤيته

az görülmesinin sebebi de budur aslında

حتى أولئك الذين لا يريدون أن يتم التعبير عنهم

hatta ve hatta dile bile getirilmemesini isteyen kesim

مع ذلك ، في المستقبل ، يتم استخراج البرنامج ، لذلك تقول

Bununla da gelecekte program ayıklama işlemi yapılıyormuş yani öyle söylüyor

يتم سرد العديد من الحكايات عن الأسطوري راجنار لودبروك.

Efsanevi Ragnar Lodbrok hakkında birçok hikaye anlatılır.

تعالى. كيف نصعد للسماء بالحجارة? غالبا ما يتم الاعتماد

gel. Taşlarla gökyüzüne nasıl çıkacağız? Genellikle ana bina katına güvenilir . Depremlere, kuvvetli rüzgarlara ve hatta binanın içindeki yüke

بهذا يتم الحصول على خريطة مسطحة بعد بسط الأسطوانة

Silindiri açın. Düz ve dikdörtgen bir haritanız var.

وفي كلّ عام، يتم إنفاق أكثر من 42 مليار دولار

ve her yıl bu ruhsal bozukluğu tedavi etmek için

إنها أول مرة يتم استخدام هذا التعبير على مسرح TEDx.

Bu ifade TEDx sahnesinde ilk kez kullanılıyor.

يتم إطلاق مواد كيماوية من دماغنا تنبثق داخل مجرى الدم

beyinden salgılanan bazı kimyasalların kana karıştığını ve bunların vücutta

ومن ثمّ يتم لفّها بخيوط أو بجلد غنم أو بالورق

ve onu koyun derisi veya kağıdın içine sardılar,

يتم الكشف عن الأسرار الخفية لهذا المبنى واحدا تلو الآخر

bu yapının da gizli sırları teker teker ortaya çıkmakta şimdi

إذا أخبرت الشخص الذي تعتقد أنه الحالة ، فلن يتم قبوله

eğer ki böyle olduğunu düşündüğünüz kişiye durumu anlatırsanız kabullenmeyecektir

يتم تقييم النساء أكثر من أي مكان آخر في العالم

Kadınlara dünyanın hiçbir yerinde olmadığı kadar değer veriliyor

لم يتم إدخال الأيام الستة الأولى وسبعة أيام من إيطاليا

İtalya'nın ilk altı gün yedi gün vakası girilmedi

هو التسبب في نفث المواد التي يتم تسخينها بواسطة الليزر

Lazer tarafından ısıtılan malzeme jetleri

لكن إحدى أحدث الابتكارات التي يتم تطويرها في مجال إنتاج الطعام

Fakat gıda üretimindeki en yeni buluşlardan biri;

يتم إلقاء الكرة في الهواء مثل هذا ، ويقال اسم شخص ما

top böyle havaya atılır birisinin ismi söylenir

في الأبحاث التي أجريت في المنطقة ، لم يتم العثور على الشهب

bölgede yapılan araştırmalarda gök taşına rastlanmamıştı

إما أن يتم فصل الرجل من شركته بقرار من مجلس الإدارة.

Ya adam kendi şirketinden yönetim kurulu kararıyla kovuluyor

إذا لم يتم إطلاق المحرك على وجه التحديد للوقت الصحيح ، فقد

Motor tam olarak doğru süre boyunca ateşlenmezse Apollo 8

المشروع في مراحله الاولى الى ان يتم تأسيس شركةٍ محليةٍ قابضة.

yerel bir holding şirketi kurulana kadar projeyi erken aşamalarında finanse edeceğini söyledi

وأن نكون معرضين للانتقادات يؤدي إلى أن نُجرح وأن يتم الحكم علينا.

ve hassas olmak, bizi kırılmaya ve yargılanmaya müsait hâle getiriyor.

يتم الشعور به في الجسم الأول على هيئة إحساس جسماني أو بدني

ilk önce, vücudumuzda bedensel veya fiziksel bir his olarak ortaya çıkar.

اليوم يتم حجز ما يزيد عن خمس وخمسين لاجئ في الولايات المتحدة،

Bugün ABD'de 55.000'den fazla gözaltında göçmen var

هناك العديد من الكائنات التي لم يتم اكتشافها بعد في أعماق البحار،

Okyanusun derinliklerinde keşfedilmemiş sayısız tür var

وهنا مرة أخرى ، يتم الخلط بين امرأة تتحدث على الهاتف مرة أخرى

Ve yine burada telefonla konuşan bir kadın yine kafaları karıştırıyor

يتم النظر إلى هذه بريبة هذه الأيام لأنها كتبت بعد مئات السنين

Bunlara bugünlerde şüpheyle bakılıyor çünkü yüzlerce yıl