Translation of "خمسة" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "خمسة" in a sentence and their turkish translations:

رأيت خمسة رجال.

Beş adam gördüm.

لليد خمسة أصابع.

Bir elin beş parmağı vardır.

واحد، ثلاثة، خمسة، سبعة

bir, üç, beş, yedi -

وأود مشاركتكم خمسة مشاريع

Ayrıca sizinle beş farklı proje paylaşacağım;

استمر المطر خمسة أيام.

Yağmur beş gün sürdü.

دفعت له خمسة دولارات.

Ona beş dolar ödedim.

ارفعوا أيديكم، أقل من خمسة؟

Kaldırın. Beşten az diyen?

أعتقد أنهما متزوجان منذ خمسة سنوات.

- Galiba beş senedir evliler.
- Sanırım onlar beş yıldır evli.

ليس معي أكثر من خمسة دولارات

En fazla beş dolarım var.

هذا بمثابة شخصان من كل خمسة أشخاص.

Bu, 5 insandan 2'si demektir.

ارفعوا أيديكم إن كنتم تعتقدون أنهم خمسة.

Beşten az olduğunu düşünenler elini kaldırsın.

التي فيها أقل من خمسة طلاّب مسجلين.

sadece Gansu'daki 1000 okuldan biri.

أنحدر من عائلة مكونة من خمسة إخوة،

Beş erkek çocuklu bir aileden geliyorum,

‫وغالبا ما تعمل على أقل من خمسة فدادين.‬

Genellikle 20 dönümden az alanlarda işleyen düşük gelirli ülkelerde

بعد بداية البرنامج، انخفضت أيام الفصل إلى خمسة أيام.

Program başladıktan sonra bu rakam beşe düştü.

يقترح النظام الاقتصادي الجديد خمسة قواعِد فقط لتحقيق ذلك.

Yeni ekonomi, yalnızca beş kural öneriyor.

توسيع ثروته لكن مفاجأةً كانت بانتظارها بعد خمسة اعوام

servetini genişletmesine yardım edecek , ancak beş yıl sonra onu bir sürpriz bekliyordu.

- لديها خمس إخوة أكبر منها.
- لديها خمسة إخوان كبار.

Onun beş ağabeyi var.

عاش أبي في ناجويا لأكثر من خمسة عشر عاماً.

Babam on beş yıldan daha fazla bir süre Nagoya'da yaşadı.

كان عمر ليلى و سامي خمسة و أربعون سنة.

Leyla ve Sami'nin her ikisi de 45 yaşındaydı.

ولكن جمال ، الهواء المتنفس هو فعلياً فقط خمسة لسبعة اميالٍ،

fakat güzel, solunabilir hava sadece 8-11 kilometre kalınlığında,

للعراق منافع تقدر بنحو خمسة عشر مليار دينارٍ شهرياً بالاضافة

milyon tona ulaşacak. Ekonomistler, Irak limanının üçten fazla sağlamanın yanı sıra ,

خمسة عشر الى عشرين سنتيمتراً. كما ان الاعتماد المستمر على

mevcut seviyesinden yaklaşık

لهذا الغاز. تليها الولايات المتحدة بنحو خمسة عشر فاصل تسعة

dahil feci sonuçlara yol, anlamına gelir

ثلاثة وعشرين في المئة فكوريا الجنوبية بنحو واحد فاصل خمسة

yirmi üç ile Almanya ve yaklaşık bir puan ile Güney Kore

واحد، اثنان، ثلاثة، أربعة، خمسة، ستة، سبعة، ثمانية، تسعة، عشرة.

Bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi, sekiz, dokuz, on.

إننا نتحدث لساعة، وقتي المتاح هنا هو خمسة عشر دقيقة.

Biz bir saat konuşuyoruz, burada on beş dakika sürem var.

"ما نَتيجةُ أَربَعةِ زائِدَ خَمسة؟" أَربعةِ زائِد خمسة تُساوي تِسعة

"Dört artı beş kaçtır?" "Dört artı beş dokuzdur."

مما يفسر حقيقة أن أربعة من كل خمسة مدمنين على الهروين

İşte bu nedenle, eroin bağımlısı olan her beş kişiden dördü,

للامم المتحدة الاتفاق الليبي الذي عقد في جنيف بعد خمسة ايامٍ

süren yoğun görüşmelerden ve taraflar arasında yıllarca süren çatışmalardan

وآنذاك، كنتُ أبلغُ من العمر خمسة أعوام، في (لينشبيرج) في ولاية (فيرجينيا)

Bense Virjinya'nın Lynchburg kentinde beş yaşında,

زينب سمينة جداً. تاكل خمسة وجبات في اليوم. وزن زينب ١٠٠ كيل.

Zeynep çok şişman. Günde beş öğün yer. Zeynep'in ağırlığı 100 kilogramdır.

نعم ، إذا نظرت إليها ، فأنا أؤكد هذه المعلومات من خمسة أو ستة مصادر مختلفة.

Evet aslında bakarsanız beş altı farklı kaynaktan bunları teyit ediyorum bu bilgileri

بعد خمسة أيام فقط ، لعب قسمه دورًا رئيسيًا في انتصار نابليون العظيم على مارينغو.

Sadece beş gün sonra, bölümü Napolyon'un Marengo'daki büyük zaferinde önemli bir rol oynadı.

كان خمسة من زملائه مارشال من بين الغالبية العظمى الذين صوتوا لصالح عقوبة الإعدام.

Ney'in beş Mareşali, ölüm cezasına oy veren büyük çoğunluk arasındaydı.

سنلقي نظرة على خمسة مشاهد موت شهيرة من الملاحم الإسكندنافية القديمة ، لنرى ما يمكنهم

Bize 'Viking zihniyeti' hakkında ne söyleyebileceklerini

عاشر ديما خمسة و عشرين رجلاً في ليلة واحدة و من ثم قام بقتلهم.

Dima bir gecede 25 adamla yattı ve sonra onları öldürdü.

لكن يعدُ طلب اثنان أو خمسة أو عشرة أومائة شخص من أجل التغيير غير المريح

İki, beş, on, yüz kişinin zahmetli bir değişimi talep etmesini ise

على سبيل المثال ، إذا كنت ترغب في شراء طاولة خشبية منذ خمسة عشر عامًا ، فسيتعين عليك الكتابة إلى Google ؛

Mesela örneğin bundan on beş yıl önce ahşap bir masa almak istiyorsunuz Google'a yazmanız gereken şey şu olurdu ;