Examples of using "أقوى" in a sentence and their turkish translations:
Fiziksel olarak ondan güçlü olduğu için
yani bizim manyetosferimizden daha güçlü bir
Bizde aile yapısı daha sağlam olduğu için
dünyanın en güçlü ordusunu bir hayal edin
Aşk güçlüdür, fakat para daha güçlüdür.
Beni öldürmeyen şey, beni daha güçlü kılar.
[Tek bir hayal bin gerçekten daha güçlüdür.]
Karaçalı en çetin canlılardan biridir.
Burnu, tazınınkinden iki kat hassastır.
Senden daha genç ve daha güçlüyüm.
Hissettiğim bir şey yapmak için daha güçlü
fakat bunu sağlayabilecek yasa ve çözümler için
Açlık, insani güdülerinin belki de en güçlüsüdür.
Koklama duyuları bizimkinden 100 kat daha iyi.
şimdiye kadar düşünmedikleri bir güçle mücadele etmezsek
Daha güçlüler, kulüpleri yüksek teknolojili ve kurslar daha iyi durumda.
Bahri kabilesine dahil olan Baybars aralarında en güçlüsüydü
O, yaşayan türlerin en güçlüsü değil, en zekisi değil fakat değişmek için en duyarlı olanıdır.
Bunun sebebi ise karmaşık bir dünyada, sevgi ve empati en güçlü öğretmenlerdir.
Asla kimseden bir şey istemeyin! Asla bir şey istemeyin, özellikle de sizden güçlü olanlardan. Kendileri teklif erderler ve kendileri her şeyi verirler.