Translation of "قوي" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "قوي" in a sentence and their turkish translations:

- إنه قوي كالحصان.
- إنه قوي كالحصان .

O, bir at kadar güçlüdür.

عذر قوي

Sağlam bir bahanesi

إنه قوي.

O güçlüdür.

إنه قوي كالحصان.

O, bir at kadar güçlü.

- أخي صغير لكنه قوي.
- أخي صغير البنية إلا أنه قوي.

Erkek kardeşim küçük ama güçlüdür.

الحُب قوي, ولكن المال أقوى.

Aşk güçlüdür, fakat para daha güçlüdür.

فريقنا لكرة المضرب قوي جدا.

Beyzbol takımımız çok güçlüdür.

إذا كان لديك ليزر قوي للغاية ،

çok güçlü bir lazerin varsa,

وكان هناك درس قوي في ذلك اليوم

O gün küçük kız tüm sınıfın ne olursa olsun

تعتبر فكرة الموافقة مرتبطة بشكل قوي بالجنس،

rıza düşüncesi seksle oldukça bağlantılı

والأشخاص الذين لديهم محل سيطرة داخلي قوي،

ve güçlü bir içsel kontrol odağa sahip insanların

‫جذع قوي وساقان قويتان.‬ ‫حسناً، ها نحن ذا.‬

Güçlü gövde, güçlü bacaklar. Tamam, hadi bakalım.

الآنسة ماري اُسرت بواسطة تنين قوي يدعي توم.

Prenses Mary, Tom adındaki güçlü ejderha tarafından yakalandı.

‫إلى سرعة التصرف،‬ ‫كيف أن السم قوي على أجسامنا،‬

zehrin gücü ve hızlı harekete geçmesi,

لتوحيد مدنٍ ساحليةٍ متواضعة بهدف خلق اتحاد قوي واعلانها

çalıştı . Aynı dönemde Körfez topraklarından petrol akıyordu

‫بصر قوي وقدرة على المناورة‬ ‫يعطيان الصقور والبواشق الأفضلية نهارًا.‬

Üstün görüş ve manevra kabiliyeti... ...şahin ve doğanlara gündüz avantaj sağlıyor.

أن يكون لديك ليزر قوي بدرجة كافية لتقسيمه إلى نصفين. "

bir lazerin yarıya bölecek kadar güçlü olması. '

‫دعونا نبدأ بسمها،‬ ‫خليط قوي وسريع المفعول‬ ‫والسريان في الدم وقاتل.‬

Zehriyle başlayalım. Güçlü, hızlı harekete geçen, kanı sulandıran ölümcül bir karışım.

ذهبت قواته إلى العمل مباشرة ، مما أدى إلى صد هجوم قوي للتحالف ...

Birlikleri doğrudan harekete geçerek güçlü bir Koalisyon saldırısını durdurdu…

ومن أجل صنع مايلين قوي وصحي عقلك يحتاج إلى الكثير من فيتامينات B.

Daha sağlıklı myelin oluşturmak için beyniniz fazla B vitaminine ihtiyaç duyar.

على الرغم من مواجهته تحالف قوي إلا أن بايزيد حقق سلسلة من الانتصارات

Güçlü Osmanlı karşıtı ittifakla karşılaşmanın karşısında Bayazıd bir kaç zafer kazandı.

‫مع فك قوي جداً ولدغة أكثر ألماً‬ ‫من لدغة الأفعى،‬ ‫إنه حيوان مفترس يُخاف منه.‬

Çenesi çok güçlüdür ve ısırığı yılandan çok acı verir, korkulacak bir avcıdır.

‫هذا الحيوان الثدي الضخم الذي يصل طوله‬ ‫إلى متر ونصف ووزنه إلى 100 كلغ قوي جداً‬ ‫وقادر تماماً على التسبب بجروح قاتلة.‬

1,5 metre uzunluğundaki, 100 kiloluk bu görkemli memeli, çok rahat bir şekilde ölümcül yaralar verebilir.