Examples of using "قوي" in a sentence and their turkish translations:
O, bir at kadar güçlüdür.
Sağlam bir bahanesi
O güçlüdür.
O, bir at kadar güçlü.
Erkek kardeşim küçük ama güçlüdür.
Aşk güçlüdür, fakat para daha güçlüdür.
Beyzbol takımımız çok güçlüdür.
çok güçlü bir lazerin varsa,
O gün küçük kız tüm sınıfın ne olursa olsun
rıza düşüncesi seksle oldukça bağlantılı
ve güçlü bir içsel kontrol odağa sahip insanların
Güçlü gövde, güçlü bacaklar. Tamam, hadi bakalım.
Prenses Mary, Tom adındaki güçlü ejderha tarafından yakalandı.
zehrin gücü ve hızlı harekete geçmesi,
çalıştı . Aynı dönemde Körfez topraklarından petrol akıyordu
Üstün görüş ve manevra kabiliyeti... ...şahin ve doğanlara gündüz avantaj sağlıyor.
bir lazerin yarıya bölecek kadar güçlü olması. '
Zehriyle başlayalım. Güçlü, hızlı harekete geçen, kanı sulandıran ölümcül bir karışım.
Birlikleri doğrudan harekete geçerek güçlü bir Koalisyon saldırısını durdurdu…
Daha sağlıklı myelin oluşturmak için beyniniz fazla B vitaminine ihtiyaç duyar.
Güçlü Osmanlı karşıtı ittifakla karşılaşmanın karşısında Bayazıd bir kaç zafer kazandı.
Çenesi çok güçlüdür ve ısırığı yılandan çok acı verir, korkulacak bir avcıdır.
1,5 metre uzunluğundaki, 100 kiloluk bu görkemli memeli, çok rahat bir şekilde ölümcül yaralar verebilir.