Translation of "Verdik" in Spanish

0.013 sec.

Examples of using "Verdik" in a sentence and their spanish translations:

Söz verdik.

Lo prometimos.

Keşfimize isim verdik:

Le dimos un nombre a nuestro descubrimiento:

Onlara yiyecek verdik.

Les dimos comida.

Elmayı ona verdik.

Le damos la manzana a él.

Birkaç kayıp verdik.

Hemos tenido unas cuantas bajas.

Binlerce işçiye iş verdik.

Hemos contratado miles de empleados.

Biz oyla karar verdik.

Lo decidimos por votación.

Avrupa'ya gitmemeye karar verdik.

Decidí no ir a Europa.

Sessiz kalmaya karar verdik.

Hemos decidido callarnos.

Biz size söz verdik.

Dimos nuestra palabra.

Köpeğe White adını verdik.

Le pusimos al perro de nombre White.

Bu ailelere yiyecek verdik.

Hemos dado comida a esas familias.

Ona turuncu portakal verdik.

Le dimos la naranja naranja.

Biz onu adama verdik.

Se lo dimos al hombre.

Onları kovmamaya karar verdik.

Hemos resuelto de no echarles.

Köpeğimize Rex adını verdik.

Llamamos a nuestro perro Rex.

Bu tartışmaya son verdik.

Terminamos esta discusión.

Eğlenmek için kendimize izin verdik.

como si nada nos faltara.

Sadece İspanyolca konuşmaya karar verdik.

decidimos que solo hablaríamos en español.

Hatta gerçek insanlara konser verdik.

Incluso tocamos para gente de verdad.

Bu kıtanın batmasına izin verdik.

Dejamos que el continente se tambalee.

Okulda buluşmak için söz verdik.

Prometimos juntarnos en el colegio.

Kırk dakika önce sipariş verdik.

Pedimos nuestra orden hace 40 minutos.

Biz kediye Mimi adını verdik.

Llamamos al gato Mimi.

Dün gece bir parti verdik.

Anoche tuvimos una fiesta.

Annemize bir kol saati verdik.

Le regalamos un reloj a nuestra madre.

Tom'a bir şans daha verdik.

Le dimos otra oportunidad a Tom.

Doğru kararı mı verdik bilemiyorum.

No sé si tomamos la decisión correcta.

Biz odaya girmeye karar verdik.

Decidimos entrar a la sala.

Biz ona bir elma verdik.

Le dimos una manzana.

Arabayla seyahat etmeye karar verdik.

Hemos decidido ir en coche.

Uçuş sonunda iletişim bilgilerimizi birbirimize verdik.

Al final del vuelo, intercambiamos información de contacto.

Tek oğlum Tom'a dedemin ismini verdik.

Llamamos a nuestro único hijo Tom por mi abuelo.

Ne olduğunu görünce gitmeye karar verdik.

Al ver lo que pasaba, decidimos salir.

Sahip olduğumuz her şeyi onlara verdik.

Les dimos todo lo que teníamos.

Çocuğa yardım etmek için kan verdik.

Donamos sangre para ayudar al niño.

Toplantıyı gelecek pazara ertelemeye karar verdik.

Nosotros decidimos postergar la reunión para el próximo domingo.

Birkaç günlüğüne gizli kalmaya karar verdik.

Decidimos seguir ocultos durante dos o tres días mas.

Yüzlerce kişiye ileri üretim alanında eğitim verdik.

entrenamos a cientos de personas en manufacturación avanzada.

Ekibim ve ben bunu araştırmaya karar verdik.

Mi equipo y yo decidimos investigar esto.

Yavaşlatmanın mümkün olup olmadığını görmeye karar verdik.

para tratar de retrasar la propagación del cáncer.

Fransa'ya gitmeden önce Fransızca çalışmaya karar verdik.

Antes de ir a Francia decidimos estudiar francés.

Tom'un arabamı kullanmasına izin vermeye karar verdik.

He decidido que Tomás use mi coche.

Biz müziği duyabilmek için konuşmaya son verdik.

Dejamos de hablar para poder oír la música.

Tartışma için yasaklı bir konu olmamasına karar verdik.

incluso si esos temas nos sacaban de nuestra zona de confort de la amistad.

Uzun tartışmadan sonra, tatilimizi İspanya'da geçirmeye karar verdik.

Luego de muchos debates, decidimos pasar nuestras vacaciones en España.

Onun 70. doğum gününü kutlamada bir parti verdik.

Hicimos una fiesta para celebrar su 70º cumpleaños.

Biz bir süre onu yalnız bırakmaya karar verdik.

Decidimos dejarlo solo por un rato.

Biz senin önerini düşündük ve fiyatı ucuzlatamayacağımıza karar verdik.

Hemos considerado tu propuesta, y hemos decidido que no podemos reducir el precio.

Öylesine soğuk bir gündü ki dışarı çıkmamaya karar verdik.

Aquel día hacía tanto frío que decidimos no salirnos.

Onu Tom'la konuştum, ve biz de gitmeye karar verdik.

Hablé con Tom, y decidimos ir también.

- Biz onun davranışını çocuksu olarak saydık.
- (Davranışını) çocukluğuna verdik.

Su comportamiento nos pareció infantil.

Biz sokak köpeği bulduk ve onu korumaya karar verdik.

Encontramos al perro abandonado y decidimos quedarnos con él.

Annemle birlikte bu yavruyu eve götürdük, ona Tucker adını verdik

Mi madre y yo lo llevamos a casa, lo llamamos Tucker

Hepimiz öğretmenimize bir doğum günü hediyesi almak için para verdik.

Todos cooperamos para comprar un regalo de cumpleaños para nuestro maestro.

Ve daha iyi ve parlak bir gelecek görüşümüzü karartmasına izin verdik.

y atenúen nuestra visión de un futuro mejor y más brillante.

Tatilimiz o kadar eğlenceliydi ki ekstra bir hafta kalmaya karar verdik.

Nuestras vacaciones fueron tan divertidas que decidimos quedarnos una semana extra.

Bir taraftan ağır kayıplar verdik fakat diğer taraftan deneyimden birçok şey öğrendik.

Por un lado sufrimos una gran pérdida, pero por el otro aprendimos mucho de la experiencia.

O kadar şiddetli yağmur yağdı ki onu başka bir zaman ziyaret etmeye karar verdik.

Llovía tan fuerte que decidimos visitarle en algún otro momento.