Translation of "Emin" in Korean

0.010 sec.

Examples of using "Emin" in a sentence and their korean translations:

Kendinizden emin misiniz?

자신감이 충분한가요?

Azalttığımızdan emin olmalıyız.

줄여야만 합니다.

Deneyerek, ölçerek, emin olarak.

밟아 보고, 무게를 실어 보고 발을 옮기는 거죠

Emin olmamız gereken şey

더이상 세상에 그런 아픔을 가진 아이는

Bunun nasıl yanacağından emin değilim.

이게 어떻게 타오를지는 잘 모르겠어요

şoförün ırkçı olduğundan emin oluyordum.

전 버스 기사가 인종차별주의자라고 생각했었죠.

Emin olmadıklarından gri alanda değiller,

확신하지 못해서 중립성향을 띄는 것이 아니라

Emin olduğum kadarıyla şarkı söylemediğimizin farkındasınızdır.

눈치 채셨겠지만 노래는 부르지 않아요.

Hala gövdeye bağlı olduğumdan emin değilim.

그리고 저는 가계도에 제가 여전히 관련이 있는지 의문이었죠.

Gizli bölmesi ya da parçası olmadığından emin olun,

비밀 공간이나 숨긴 것이 없는지 잘 봐주세요.

Ayrıca bu ateşin gece boyunca yandığından emin olmalıyım.

그리고 밤새 불이 꺼지지 않도록 확실히 해두기도 할 거고요

Klitoris ile ne yapacaklarından çok da emin değillerdi.

도대체 음핵은 뭐하러 있는지 알 수가 없었어요.

Işitmenize zarar verecek bir şey yaptığınızdan emin olabilirsiniz,

청각에 해를 끼쳤다는 사실을 스스로 확신할 겁니다.

Umarım bu diğerlerini de çok emin olmasalar dahi

비록 확신이 없더라도 많은 이들이 저와 같은 일을 시행할 수 있도록

Bu yolun veya hayatın beni nereye götüreceğinden emin değildim.

어떤 일이 생길 거라고는 생각지 못했어요.

Ayrıca verdikleri cevaplardan ne kadar emin olduklarını da sorduk.

그리고 자신의 대답에 대해서 얼마나 확신이 있는지도 물었습니다.

Içinde bir yem olduğundan tam olarak emin olmak ister.

뭔가 소화할 만한 게 있다는 것을 확실하게 해두고 싶어합니다.

Yukarıda neye bağlı olduğundan emin değilim. Beni taşımama ihtimali var.

어떻게 고정돼 있는지 모릅니다! 쇠사슬이 떨어질 수도 있어요

Buranın 15 metreden fazla olup olmadığından emin değilim. Ne düşünüyorsunuz?

15m가 넘을지 안 넘을지 확실하지 않습니다 어떻게 생각하세요?

Kendinizi adayacak ve kendinizden emin bir şekilde sürekli ileri gideceksiniz.

전력을 다하고 언제나 긍정적으로 전진하기

Evet, su yeterince derin görünüyor, ama asla yüzde 100 emin olamazsınız.

네, 수심은 충분해 보이지만 100% 확실한 건 없습니다

Bu bölgede sizi mahvedebilecek bir şey olmadığından emin olmalısınız. Şuna bakın.

뭐든 위험한 게 없는지 잘 확인하세요 이것 좀 보세요

Bu, kadınların da erkekler kadar orgazm olduğundan emin olmakla alakalı değil.

남성들 만큼이나 오르가즘을 느껴야 한다는 것도 아니고요.

Ne kadar dayanıklı olduğundan yüzde 100 emin değilim. Ne süredir orada olduğundan da.

100% 확신이 없습니다 밧줄이 얼마나 튼튼할지 얼마나 오래됐는지도요

İkincisi de, sürekli ilerlemeye devam etmek. Canınız istemese bile emin bir şekilde ileriye gitmelisiniz.

두 번째는 언제나 계속 앞으로 나아가는 겁니다 긍정적으로 전진하는 거죠 그러고 싶지 않을 때라도요

Bir sürü yılan yıldızı istilaya geliyor. Ne yapacağından, nasıl başa çıkacağından emin değil gibi.

‎불가사리 떼에 뒤덮여 ‎당황한 문어는 ‎어떻게 대처해야 할지 ‎잘 모르는 눈치죠