Translation of "Emin" in Chinese

0.006 sec.

Examples of using "Emin" in a sentence and their chinese translations:

Emin misin?

你确定?

Emin değilim.

我不确定。

Kesinlikle emin değilim.

我不完全肯定。

Emin olarak söyleyemem.

我不太確定。

O başaracağından emin.

他一定会成功。

Tom başaracağından emin.

汤姆一定能成功。

Emin olmak zorundasın.

你必须要肯定。

Pek emin değilim.

我不太清楚。

Kesinlikle emin misin?

你绝对肯定吗?

Gerçeklerinden emin misin?

你確定你的資料屬實嗎?

Gerçekten emin değilim.

我不太清楚。

Bunun hakkında emin misiniz?

- 你确定吗?
- 你確定嗎?

Ne düşündüğümden emin değilim.

我不确定当时我正在想什么。

Kesin tarihten emin değilim.

- 我不知道確切的日期。
- 我不确定确切的日期。

Tom çok emin konuşur.

汤姆一定很能讲。

Bir şey unutmadığından emin misin?

你確定你沒有忘記什麼嗎?

Bir hemşire olabilir, Emin değilim.

她可能是护士。我不太肯定。

Ona gücümün yetebileceğinden emin değilim.

我不知道我能不能负担得起。

İstediğinin o olduğundan emin misin?

你確定那是你想要的嗎?

Tom'un mutlu olduğundan emin misin?

你確定湯姆高興嗎?

Ne söyleyeceğinden oldukça emin değildim.

我不太確定要說什麼。

Makine çevirileri kullanmadığına emin misin?

你确定你不用机翻?

Tom'un yardım edeceğinden emin değilim.

我不確定湯姆能不能幫忙。

Doktora gitmek istemediğine emin misin?

你確定你不想去看醫生?

Bu konuda kesinlikle emin misiniz?

你絶對確定這事嗎?

Ben onun hakkında emin değilim.

对于那个,我不确信。

İstediğinin bu olduğundan emin misin?

你确定这就是你想要的吗?

Bunun doğru olduğundan emin değilim.

我不肯定這是不是對的。

Oraya gitmek istediğinden emin misin?

你确定你要去那儿吗?

Tom'un bunu yapabileceğinden emin misin?

你確定湯姆能做嗎?

O, hamile olmadığından tamamen emin.

她很确定她没怀孕。

Neler olup bittiğinden emin değilim.

我不清楚發生了甚麼。

Ne yaptığınızı bildiğinizden emin değilim.

我不相信你知道你在做什么。

Tom'un geri geleceğinden emin misin?

你確定湯姆會回來嗎?

Ayrılmadan önce ateşi söndürdüğünden emin ol.

一定要熄了火,然后再离开。

Onun ne zaman geleceğinden emin değilim.

我不确定他什么时候来。

O bunu yapmak istediğinden emin değil.

他不知道自己是不是真的想這樣做。

Lütfen kapının kilitli olduğundan emin olun.

请务必确认门是锁着的。

"Tom cüzdanımı çaldı." "Bundan emin misin?"

“Tom偷我的钱包。” “是肯定的吗?”

Tom çok kendinden emin, değil mi?

湯姆很有信心,不是麼?

Tom ne yapacağından hâlâ emin değil.

湯姆還是不確定要做甚麼。

Başka bir şey istemediğinize emin misiniz?

你确定你不喜欢别的东西了?

Bunu nasıl yapacağını bildiğinden emin misin?

你真的知道这个怎么做吗?

Bir şey söylememi istemediğinden emin misin?

你确定要我什么都不说?

Ken'in şimdi meşgul olduğundan emin misin?

Ken现在很忙,是吗?

Bunun doğru olup olmadığından emin değilim.

我不肯定這是不是對的。

Tom'un bunu yapmaması gerektiğine emin misin?

你肯定汤姆不应该那样做吗?

O, bu şartlarda çalışırsa, sınavı geçeceğinden emin.

他保持現在這種速度溫習的話,考試合格絕對沒問題。

Tom'un haklı olduğundan o kadar emin değilim.

我不太肯定汤姆是对的。

Tom'un hatalı olduğundan o kadar emin değilim.

我不太確定湯姆錯了。

Bunu tek başına yapmak istediğinden emin misin?

你确定要自己做这个吗?

Onunla daha önce hiç tanışmadığından emin misin?

你確知你還從未遇見過她?

Bence o gelecek ama bundan emin değilim.

我想是他来了,但我不完全肯定。

Emin değilim ama sanırım nereye gittiğimi biliyorum.

我不确定,但我认为我知道要去哪里。

Bu işin arkasında Tom'un olduğuna emin misin?

你确定汤姆落后这个?

Onun bir kız arkadaşının olmadığına emin misin?

你肯定他没女朋友?

Tom Mary'nin dürüst olup olmadığından emin değil.

湯姆懷疑瑪麗是否誠實。

Benim seninle birlikte gitmemi istemediğinden emin misin?

你确定不要我跟你一起去吗?

- Bir gece bunun hakkında düşünmek istemediğinden emin misin?
- Yarına kadar bunun hakkında düşünmek istemediğinden emin misin?

你確定你不想睡在它上面嗎?

Tüm ışıkların kapatıldığından emin ol dışarıya çıkmadan önce.

出去之前确认一下所有的灯都关了。

Tom Mary'nin yapmak istediği şeyden emin olmadığını söyledi.

汤姆说他不确定玛丽想做什么。

O kelimeyi nasıl telaffuz edeceğimden çok emin değilim.

我不太确定这个单词的发音。

Kız arkadaşının orgazm takliti yapmadığından nasıl emin olabilirsin?

你怎麼確定你的女朋友沒有假裝高潮?

Tom üniversiteye gidip gitmemesi konusunda hâlâ emin değil.

汤姆还不清楚要不要上大学。

Biz sadece Tom'un burada olmayı planladığından emin olmak zorundayız.

我們只是需要確認Tom有要來這。

O oraya nasıl ve ne zaman gideceğinden emin değildi.

他不确定他怎么到哪里,以及什么时候。

Babam yatmaya gitmeden önce bütün ışıkların kapalı olduğundan emin olur.

父親確定所有的燈都關了後才去睡覺。

Bana üzgün biçimde "Hayatta olup olmamam gerektiğinden emin değilim" dedi.

他难过的对我说: "我很犹豫我是否应该活下来".

Bu maçı gerçekten izlemek istiyorum fakat zamanım olup olmadığından emin değilim.

我倒是很想去看这场比赛,可是不知道有没有时间。

Kesinlikle gidip bir film izlemek istiyorum ama zamanım olup olmadığından emin değilim.

我倒是很想去看电影,可是不知道有没有时间。

Sadece iki şey sonsuzdur, evren ve insanoğlunun aptallığı, ve ben ilkinden emin değilim.

世界上只有两个东西是无限的,一为宇宙,一为人类的愚蠢,我所不能肯定的乃是前者。

Bir zamanlar Zhuangzi, rüyasında bir kelebek olduğunu gördü ama uyandığında bir kelebek olduğunu gören Zhuangzi mi yoksa şu anda Zhuangzi olduğunu gören bir kelebek mi olduğuna emin olamadı.

庄子曾梦见自己化身为蝶,当他醒来,他分不清是自己刚刚梦见自己变成蝴蝶呢,还是蝴蝶正梦见它变成了庄子。