Translation of "Olması" in Spanish

0.022 sec.

Examples of using "Olması" in a sentence and their spanish translations:

Kör noktalarımızın olması,

de que obviamos muchas más cosas

Sebebi öyle olması.

es porque lo es

Dikkatli olması gerek.

Debe tener cuidado.

Kullanışlı olması gerekiyordu,

Y se supone que debe de ser práctico,

Bunun olması gerekmiyor.

No se supone que pase.

Bunu olması gerekmiyordu.

No se suponía que pasara esto.

O noktaların sağda olması,

Cuando están a la derecha,

Beklentilerinin isteğinden farklı olması

que tener una expectativa que es diferente de lo que quieren

Yerleşik avcı-toplayıcıların olması,

descubiertos hace 20 o 25 años;

Maliye bakanımız olması için,

como ministra de Finanzas

Insanların konuya dahil olması.

si las personas se involucran.

Ve şahitleri olması gerekiyordu

y se suponía que eran testigos

Trump'ın başkan olması gibi

Como Trump convirtiéndose en presidente

Sorunun çözülmüş olması gerekir.

El problema debería estar resuelto.

Insanların evlerinde kapalı olması, ...

teniendo a la gente en un refugio,

Bunun olması gerekiyor mu?

¿Se supone que eso pasa?

Onun meşgul olması imkansız.

Es imposible que esté ocupado.

Yarın tamamlanmış olması gerekecek.

Habrá que hacerlo mañana.

Tom'un evde olması gerekir.

Tom debería estar en casa.

- Onun henüz gelmemiş olması tuhaf.
- Onun hala gelmemiş olması garip.

Es raro que él no haya venido aún.

Eşit bir hak olması gerektiğine

que la educación debería otorgar igualdad de oportunidades,

Enerjinizin hep yüksek olması gerekiyor.

Estar presente requiere mucha energía.

Yalanların şimdi açığa çıkacak olması.

es que las mentiras van a ser obvias ahora.

Asıl çekiciliği sınırları yıkıyor olması.

La belleza es que rompe los límites.

Buzun radarda tamamen transparan olması.

es que el hielo es totalmente transparente para el radar.

Bunun sebebi okulun sabah olması

Eso es porque la escuela es por la mañana,

Din tüccarlarının elinde oyuncak olması

comerciantes religiosos que tienen juguetes en sus manos

Mühim olan insanların ölüyor olması

Las personas importantes están muriendo

Onun kendini öldürmüş olması imkansız.

Es imposible que ella se hubiera suicidado.

Demokrasilerde, basının bağımsız olması önemlidir.

En una democracia es importante que la prensa sea independiente.

Bugünlerde sorun paramın bitmiş olması.

El problema es que ando corto de dinero estos días.

Onun bundan haberdar olması imkansız.

Es imposible que ella lo supiera.

Tek şey maaşımın değişmeyecek olması.

Una cosa que no cambiaría es mi sueldo.

Sorun onun çok uzak olması.

- El problema es que está demasiado lejos.
- El problema es que se halla demasiado lejos.

Tom'un dün orada olması bekleniyordu.

Tom debería estar allí ayer.

Onun burada sessiz olması gerekiyordu.

Se suponía que habría silencio aquí.

John'u kaptan olması için seçtik.

- Elegimos a John como capitán.
- Elegimos a John como capitán del equipo.

İdeallerin olması iyidir, değil mi?

Es bueno tener ideales...¿No crees?

Keşke böyle şeylerin olması dursa.

Ojalá dejaran de pasar cosas como esta.

Pazartesi günü ne olması gerekiyor?

¿Qué debe de pasar el lunes?

Onun henüz gelmemiş olması tuhaf.

Es raro que él no haya venido aún.

Onun ilgi odağı olması gerekiyor.

Él necesita ser el centro de atención.

Tom'un burada olması gerektiğini sanmıyorum.

No creo que sea necesario que Tom esté aquí.

Bir kaza geçirmiş olması olasıdır.

Es posible que haya tenido un accidente.

Demokraside, gazeteciliğin bağımsız olması önemlidir.

En una democracia, es importante que el periodismo sea independiente.

Tom'un acımasız olması Mary'yi şaşırttı.

La falta de compasión de Tom sorprendió a Mary.

Tom'un niyeti bunun olması değildi.

Tom no pretendía que pasara esto.

Onun bir dahi olması mümkündür.

Es posible que él sea un genio.

Tom'un kederli olması mümkün değil.

Es improbable que Tom esté deprimido.

Daha güvenli olması için kuralları değiştirmek

Primero, cambiar las normas para que sea más seguro,

Güvenli ve etkin olması için araştırılmasını

a los que se les inocula el virus tras haber sido vacunados.

Sorun, şu çıkıntıların... ...çok keskin olması.

El problema es que muchos bordes tienen mucho filo.

Çekmeceleri açtığınızda mutfak eşyaları olması gerekliyken

si alguien abría los cajones de la cocina, en vez de utensilios,

Ve adil bir toplum olması gerektiği.

y contribuir al desarrollo nacional.

Amacım onu olması gereken hâle getirmek.

sino más bien de mantenerlo como debe ser.

Bizim topraklarımızdan çıkan bizim olması gereken

Lo que obtuvimos de nuestra tierra debería ser

Şu anda ses geliyor olması lazım

Actualmente se supone que es el sonido que viene

Bunun sebebi ise dünya'nın yuvarlak olması

la razón de esto es que la tierra es redonda

İlla böyle bir şeyin olması için

No necesariamente para que tal cosa suceda

ısırıklarının can yakıcı olması ve zehirli

las picaduras son hirientes y venenosas

Çok iyi bir algoritmaya sahip olması.

Tiene un muy buen algoritmo.

Size yardım edebilecek arkadaşların olması gerekiyor.

Necesitas tener amigos que puedan echarte una mano.

Kaç tane mutsuz evliliğin olması şaşırtıcıdır.

Es sorprendente cuántos matrimonios infelices que hay.

Onun kazada ölmemiş olması bir mucize.

Es un milagro que él no haya muerto en el accidente.

Böyle bir kazanın tekrar olması muhtemeldir.

Es probable que un accidente así ocurra de nuevo.

Rüyamızın gerçek olması için tahtaya vuralım.

Toquemos madera para que nuestro sueño pueda hacerse realidad.

Tom'un sana yalan söylemiş olması mümkündür.

Es posible que Tom te haya mentido.

Gençken, onun buraya gelmiş olması mümkündür.

Es posible que él viniera aquí cuando era niño.

Bir şeye ihtiyacın olması durumunda müsaitim.

Me pongo a su disposición en caso de que necesite algo.

Sağlığının az olması onu seyahatten alıkoydu.

La mala salud le prohibió a él viajar.

Bu filmin çok iyi olması gerekiyor.

Se supone que esta película es muy buena.

Çocuklar için birinin burada olması gerekiyor.

Alguien tiene que quedarse aquí con los niños.

Öyle bir şey olması gerektiğini düşünüyordum.

Pensé que debía ser algo así.

Ne olması gerektiğini adım adım anlatayım.

llegara a infectarte mientras pasan.

Tom'u kendi olması için teşvik ettim.

Alenté a Tom a ser él mismo.

Zenginlerin daha zengin olması daha kolaydır.

Para el rico es más fácil hacerse más rico.

Tom'un saat onda burada olması gerekiyor.

Tom debe estar aquí a las diez.

Burada bir şey olması gerekiyor mu?

¿Se espera que suceda algo aquí?

Onu belediye başkanı olması için seçtiler.

Ellos la eligieron para alcalde.

Onların hâlâ uyanık olması şaşılacak şey.

Es un milagro que sigan despiertas.

Düşündüğün kadar aptal olması olası değil.

Es poco probable que ella sea tan estúpida como crees.

Tom'un şimdiye kadar burada olması gerekiyordu.

Se suponía que Tom estuviera aquí por ahora.

Bir tezin paragraflara bölünmüş olması gerekir.

Una disertación debe ser dividida en párrafos.

Tom'un hala hayatta olması bir mucizedir.

Es un milagro que Tom siga vivo.

- Tom'un 2.30'a kadar burada olması bekleniyordu.
- Tom'un 2.30'a kadar burada olması gerekiyordu.

Se suponía que Tom estuviera aquí a las 2:30.

"İstediğim şeyin olması için ne yapmam gerekiyor?"

"¿Qué necesito hacer para conseguir lo que quiero?"

Psikolojik güven ortamı olması son derece elzemdir.

es absolutamente vital tener seguridad psicológica.

Toplum bize, erkeğin güçlü ve güvenilir olması

La sociedad nos dice que los hombres deben ser fuertes, confiables,

Modern tıptan kaçınanların olması ölü sayısını artırıyor.

Muchos evitan las medicinas occidentales, lo cual incrementa la tasa de muerte.

Kameralar yönünü başka bir yere çevirecek olması.

la atención mediática cambiará el foco.

Katılımcıların mesleklerini söylemelerinin yasak olması kuralı mesela.

no puede poner de manifiesto a qué se dedican.

Bu kadar ortak yanım olması fikrine katlanamıyordum.

con alguien que tenía puntos de vista tan claramente racistas.

Gerçek bir mega şehirde olması gerektiği gibi,

incluye clínicas, hospitales,

Bir sonraki gezegenin üç defa dönüyor olması

el siguiente órbitara tres veces,

Hayatlarında ilahi müdahaleler ve mucizeler olması için

por lo que pasan mucho tiempo rezando por milagros

Arka bahçelerinde 30 dönüm asfalt olması demek.

ahora tenía como patio trasero unos 12 000 m2 de asfalto.

Veya Vicky'nin eşcinsel olması bir tesadüf değildi.

o que Vicky, según pude saber, terminara siendo homosexual.