Translation of "Epey" in Russian

0.003 sec.

Examples of using "Epey" in a sentence and their russian translations:

Epey heyecanlıydık.

Мы были очень взволнованы.

Sen epey değiştin.

Ты сильно изменился.

Kızına epey para verdi.

Он передал дочери очень приличную сумму денег.

İngilizcende epey ilerleme var.

Твой английский значительно улучшился.

Onun epey tecrübesi var.

- У него много опыта.
- У него большой опыт.

Burada epey insan var.

- Здесь много народу.
- Тут много людей.

Bu yüzden onları bulmak epey zor.

Поэтому их так сложно найти.

- Kutu epey ağırmış.
- Kutu oldukça ağır.

- Эта коробка довольно тяжёлая.
- Этот ящик довольно тяжёлый.

Sadece üç santimseniz epey uzun bir mesafe.

Это долгий путь, когда ты длиной всего в три сантиметра.

Tom ve Mary beraber epey zaman geçirdiler.

Том и Мэри много времени проводят вместе.

Para ödenmesi için çok çalışmasını söylemek epey zor.

чтобы он старался изо всех сил ради результата в далёком будущем.

- Aslında buna epey sevindim.
- Aslında bundan oldukça memnunum.

По правде говоря, я этим вполне доволен.

- Eline epey fırsat geçmişti senin.
- Karşına çok fırsat çıkmıştı.

- У тебя было полно возможностей.
- У вас было полно возможностей.

- Tom'un yaşı bizden çok büyük.
- Tom bizden epey yaşlı.

- Том намного старше нас.
- Том гораздо старше нас.

- Tom geçinmesi oldukça zor biri.
- Tom anlaşması epey zor biridir.

- С Томом нелегко договориться.
- С Томом трудно найти общий язык.

Hâlâ yavrularını emziren ve kendi iştahı da epey açık olan dişi...

У всё еще кормящей матери – огромный аппетит за двоих.

- Tom epey bos zamanı var.
- Tom'un bir sürü boş zamanı var.

У Тома много свободного времени.

- Tom son zamanlarda çok daha uzun oldu.
- Tom son zamanlarda epey uzadı.

Том за последнее время здорово вырос.

Biliyorum belli olmuyor, ama gerçekten misafir yatak odasından epey ıvır zıvır attım.

Я знаю, это не похоже на то, но я действительно выбросил много барахла из спальни для гостей.

Şu an onların fikirlerini yermek kolay, fakat onlar o zaman epey haklı göründü.

Легко сейчас высмеивать их идеи, но тогда они казались довольно разумными.

- Bu kaynak geçerliliğini yitireli epey bir zaman oluyor.
- Bu ders kitabı uzunca bir zaman önce güncelliğini kaybetti.

Этот учебник давно устарел.