Translation of "Toplantı" in Portuguese

0.007 sec.

Examples of using "Toplantı" in a sentence and their portuguese translations:

Toplantı kapatıldı.

A reunião terminou.

Toplantı bitti.

A reunião acabou.

Toplantı neredeydi?

- Onde foi a reunião?
- Onde foi o encontro?

Toplantı ertelendi.

A reunião foi adiada.

Toplantı bitmedi.

A reunião não acabou.

Toplantı geçen aydı.

A reunião foi no mês passado.

Toplantı üçte başlar.

A reunião começa às três.

Toplantı yarın yapılacak.

A reunião acontecerá amanhã.

Toplantı iptal edildi.

A reunião foi cancelada.

Toplantı burada yapıldı.

A reunião foi aqui.

Toplantı dün yapıldı.

- O encontro aconteceu ontem.
- A reunião aconteceu ontem.

Toplantı nasıl geçti?

Como foi a reunião?

Toplantı henüz başlamadı.

A reunião ainda não começou.

Toplantı başlamak üzere.

A reunião já vai começar.

Bir toplantı planlayalım.

- Vamos marcar uma reunião.
- Vamos agendar uma reunião.

Toplantı ne hakkında?

Sobre o que é a reunião?

Toplantı çoktan başladı.

A reunião já começou.

Toplantı nerede olacak?

Onde será a reunião?

Terapi toplantı halinde.

A terapia está em sessão.

Toplantı tam dörtte başlayacak.

A reunião vai começar às quatro em ponto.

Kısacası toplantı vakit kaybıydı.

Em suma, a reunião foi uma perda de tempo.

Toplantı yıllık olarak düzenlenmektedir.

O encontro é realizado anualmente.

Bu toplantı odası küçük.

Esta sala de reunião é pequena.

"Herkes nerede?" "Toplantı salonunda".

"Onde estão todos?" "Na sala de estar."

Onu toplantı odasında gördüm.

Eu a vi na sala de reunião.

Toplantı odasının kapısı açık.

A porta da sala de reuniões está aberta.

Yarın bir toplantı düzenlenecek.

Amanhã será realizada uma reunião.

Toplantı için vaktinde olacağım.

Estarei de volta a tempo para a reunião.

Toplantı ne zaman başlar?

- A que horas começa a reunião?
- A que horas a reunião começa?

Yarın bir toplantı var.

Amanhã há uma reunião.

Toplantı ne kadar sürecek?

Quanto tempo a reunião irá durar?

Toplantı bir saat sürdü.

A reunião durou uma hora.

Toplantı bu öğleden sonraydı.

A reunião foi esta tarde.

Bence toplantı bir başarıydı.

A meu ver, a reunião foi um sucesso.

Onlar burada toplantı düzenledi.

Eles fizeram a reunião aqui.

Bugünkü toplantı iptal edildi.

A reunião de hoje foi cancelada.

Tom toplantı tarihini doğruladı.

Tom verificou a data da reunião.

Tom toplantı sırasında uyukladı.

Tom cochilou durante a reunião.

Toplantı ne kadar sürdü?

Quanto tempo durou a reunião?

- Toplantı gelecek pazara kadar ertelendi.
- Toplantı gelecek cumaya kadar ertelendi.

A reunião foi adiada para a sexta-feira seguinte.

- Bugün toplantı olduğunu bilmiyor muydun?
- Bugün toplantı olduğunu bilmiyor muydunuz?

Você não sabia que tinha uma reunião hoje?

Toplantı için tasarlanmış bu program

Este programa desenvolvido para reuniões

Toplantı ayda iki kez yapılır.

A reunião é realizada duas vezes ao mês.

Yağmur nedeniyle toplantı iptal edildi.

A reunião foi cancelada por causa da chuva.

Bu toplantı odası yeniden boyanmalı.

Esta sala de reuniões precisa de um repinte.

Sonraki toplantı on haziranda olacak.

- A próxima reunião terá lugar a dez de junho.
- A próxima reunião será no dia dez de junho.

Tom toplantı boyunca sessiz kaldı.

Tom ficou em silêncio durante a reunião.

O toplantı bir zaman kaybıydı.

Aquela reunião foi uma perda de tempo.

Tom toplantı için zamanında geldi.

Tom chegou a tempo para a reunião.

Toplantı ne zaman sona erdi?

A que horas a reunião terminou?

Toplantı otuz dakika önce başladı.

A reunião começou trinta minutos atrás.

Toplantı 2.30 da sona erdi.

A reunião terminou às 14:30.

- Toplantı, on gün uzaklıktadır.
- Toplantı on gün sonra.
- Toplantıya on gün var.

- A reunião será em dez dias.
- O encontro será em dez dias.
- Faltam dez dias para a reunião.

Toplantı öğleden sonra saat beşte başladı.

A reunião começou às cinco da tarde.

Lütfen toplantı gündemindeki değişikliği not al.

Por favor, anote a mudança no livro de apontamentos.

Ben toplantı odasında birinin olduğunu düşündüm.

Pensei que tivesse alguém na sala de reuniões.

Toplantı odasına birkaç şişe su götür.

Leve umas garrafas de água para a sala de reunião.

Toplantı odasında sadece iki priz var.

Há apenas duas tomadas na sala de reunião.

Kimsenin toplantı odasında beklemesine izin verme.

Não deixe ninguém esperar na sala de reuniões.

Burası bekleme odası değil toplantı odası.

Esta é uma sala de reuniões, não uma sala de espera.

Bay Weng toplantı odasında yöneticiyi bekliyor.

- O Sr. Wang está esperando o gerente na sala de reuniões.
- O Sr. Wang está esperando a gerente na sala de reuniões.

"Toplantı nasıl gitti?" "Sanırım iyi gitti."

"Como foi a reunião?" "Acho que foi bem."

Bunun hakkında yarın toplantı yapabilir miyiz?

Podemos ter uma reunião sobre isso amanhã?

Bizim toplantı saatinde bir yıldız parlar.

Uma estrela brilha na hora do nosso encontro.

Toplantı için bir tarih tespit et.

- Estabeleça uma data para o encontro.
- Estabeleça uma data para a reunião.

Tom ve personeli toplantı için hazırlanıyor.

Tom e seus funcionários estão se preparando para a reunião.

Toplantı her zamankinden daha erken sona erdi.

A reunião terminou mais cedo do que de costume.

"Toplantı ne kadar sürecek?" "İki saat boyunca."

"Quanto tempo vai durar a reunião?" "Duas horas."

Tom gelecek Pazartesi için bir toplantı belirledi.

Tom marcou uma reunião para a segunda que vem.

Gelecek toplantı için bir tarih üzerinde anlaştılar.

Concordamos numa data para a próxima reunião.

İki priz, toplantı odası için yeterli değildir.

Duas tomadas não são suficientes para uma sala de reunião.

Tom'un bugünkü toplantı hakkındaki mesajını almadın mı?

Você não recebeu a mensagem de Tom sobre a reunião de hoje?

Tom çok yorgundu ve toplantı sırasında uyuyakaldı.

O Tom estava muito cansado e dormiu durante a reunião.

Bu sabah bir toplantı olduğunu bana söylemedin.

Você não me disse que houve uma reunião esta manhã.

O, toplantı için onu zamanında yapamadığını açıkladı.

Ela deixou claro que não poderia fazê-lo a tempo para a reunião.

Dedim ki burası toplantı odası, yatak odası değil.

Eu disse que isto é uma sala de reuniões, não um quarto!

Biz bu akşam onun evinde bir toplantı yapacağız.

Teremos uma reunião na casa dele esta noite.

Bunun bir toplantı odası olduğunu gösteren hiçbir işaret yok.

Não há nenhuma placa indicando que esta é uma sala de reuniões.

Her zamanki gibi, Mike, bu öğleden sonra toplantı için geç kalmıştı.

- Como de costume, Mike atrasou-se para a reunião esta tarde.
- Como sempre, Mike estava atrasado para a reunião essa tarde.

Güne George Soros'la toplantı yaparak başladı. Toplantıda kenevir ve ilgili piyasa düzenlemeleri

começando com uma reunião com George Soros, onde o assunto da marijuana e as normas de mercado

Programı yüklemekle profesyonel bir toplantı başlatmak arasında bir kaç dakikalık süre var

alguns minutos entre a instalação do programa e o início de uma reunião profissional

Toplantı numarasını bilen bir kişi derse katılıp pornografik içerik veya virüs yazabiliyormuş

Uma pessoa que conhece o número da reunião pode participar da lição e escrever conteúdo pornográfico ou vírus

- Toplantı mümkün olduğu kadar kısa sürede başlamalı.
- En kısa sürede toplantının başlaması gerekiyor.

A reunião precisa começar o mais cedo possível.

Ne yazık ki, uçak seferimi kaçırdım, bu yüzden toplantı için zamanında Boston'a varmayacağım.

Infelizmente, perdi o meu voo. Logo, não chegarei em Boston a tempo para a reunião.

Bizim ikinci katta bir toplantı salonumuz var ve üçüncü katta bir tane daha var.

Temos uma sala de reuniões no segundo andar e outra no terceiro.

- Benim görevim toplantıda alınan kararların duyurusunu yapmak.
- Benim işim toplantı sırasında alınan kararları kamuoyuna duyurmak.

A minha função é divulgar as decisões tomadas na reunião.