Translation of "Geçti" in Polish

0.005 sec.

Examples of using "Geçti" in a sentence and their polish translations:

Yıllar geçti.

Mijały lata.

Ağrının çoğu geçti.

Ból w zasadzie ustąpił.

O sınavı geçti.

Zdał egzamin.

Gecen nasıl geçti?

Jak minęła noc?

Tom sınavı geçti.

Tom zdał egzamin.

Toplantı nasıl geçti?

Jak poszło spotkanie?

Giriş sınavını geçti.

Zdał wstępne egzaminy.

Bir araba geçti.

Samochód przejechał.

Tom köprüyü geçti.

Tom przeszedł przez most.

Sınav nasıl geçti?

- Jak ci poszedł egzamin?
- Jak egzamin?

Sokağın karşısına geçti.

Przeszedł przez ulicę.

Günün nasıl geçti?

- Jak minął dzień?
- Jak ci minął dzień?

Dört yıl çabuk geçti,

Cztery lata później

Zaman çok hızlı geçti.

Czas upłynął bardzo szybko.

Hafta sonun nasıl geçti?

Jak minął twój weekend?

Tom koşarak tarlayı geçti.

Tom pobiegł przez pole.

Tom soruyu es geçti.

Tom pominął pytanie.

O sınavı zorla geçti.

Ledwie zdał ten egzamin.

Tom zaten caddeyi geçti.

Tom już przeszedł przez ulicę.

Makinenin tarihi yeni geçti.

To urządzenie jest przestarzałe.

Uzun saçın modası geçti.

Długie włosy wyszły z mody.

Toplantı iyi geçti mi?

Spotkanie poszło dobrze?

Yirmi yıl zaten geçti.

Minęło już dwadzieścia lat.

Zaman çok çabuk geçti.

Czas upłynął bardzo szybko.

- Bahar geçti ve yaz başlıyor.
- İlkbahar geçti ve yaz başlıyor.

Minęła wiosna i zaczyna się lato.

Sevgili halkım, beş yıl geçti.

Drodzy Urugwajczycy, minęło pięć lat braterstwa.

Yıllar geçti ve işte buradayız.

Minęło wiele lat. I wciąż jesteśmy razem.

Onu fark etmeden hızla geçti.

Przebiegł nie zauważając jej.

Pasifik Okyanusu'nu otuz günde geçti.

Przepłynął Pacyfik w 30 dni.

Evlendiğimizden beri üç yıl geçti.

Minęły trzy lata odkąd się pobraliśmy.

Tom bir sonraki soruya geçti.

Tom przystąpił do następnego pytania.

O yürüyerek evin yanından geçti.

Przeszedł obok tego domu.

Dan sınırı yasadışı olarak geçti.

Dan przekroczył nielegalnie granicę.

Tom seninle iletişime geçti mi?

- Kontaktował się z tobą Tom?
- Kontaktował się z wami Tom?
- Kontaktował się z panem Tom?
- Kontaktował się z Panią Tom?
- Kontaktował się z Państwem Tom?

- İş işten geçti.
- Geçti Bor'un pazarı, sür eşeğini Niğde'ye.
- İş işten geçmiş.

Nie ma sensu płakać nad rozlanym mlekiem.

- Bu kış alışılmadık şekilde ılık geçti.
- Bu kış hiç olmadığı kadar ılık geçti.

Zima była wyjątkowo łaskawa.

Durumu değerlendirdi ve derhal harekete geçti.

Błyskawicznie ocenił sytuację i zaczął działać.

Fransaya gittiğinden beri iki ay geçti.

Minęły dwa miesiące, odkąd pojechał do Francji.

Tom sınavdan yüksek not alarak geçti.

Tom zdał śpiewająco.

- Zaman çok çabuk geçti.
- Zaman uçtu.

Czas płynął.

Bay Tanaka sınavı geçti gibi görünüyor.

Tanaka chyba zdał egzamin.

Tom sınırı yasa dışı yollardan geçti.

Tom przekroczył nielegalnie granicę.

Buraya geldiğimden beri on yıl geçti.

Minęło dziesięć lat, odkąd tu przyjechałem.

O kadar çabuk geçti ki sevgili halkım...

Zbyt szybko minęło, kochani.

Seni son gördüğümden beri iki yıl geçti.

Dwa lata minęły, odkąd ostatni raz się spotkaliśmy.

İki hafta geçti ve ben seni görmedim.

Minęły dwa tygodnie, a cię nie widziałem.

- Bu kış yumuşak geçti.
- Bu kış ılıktı.

Ta zima była łagodna.

Gözlüğümü değiştirmenin zamanı geldi de geçti bile!

Najwyższy czas, abym wymienił swoje okulary!

- Bütün ömrü boyunca orada yaşadı.
- Ömrü orada geçti.

On mieszka tam od urodzenia.

Onu son gördüğümden beri beş yıldan fazla geçti.

Spotkałem go ostatni raz ponad pięć lat temu.

Turist, arabayla çiçek açan meyve ağaçlarının önünden geçti.

Turyści przejechali obok kwitnących drzew owocowych.

Jim liseden mezun olduğundan beri iki yıl geçti.

Mijają dwa lata odkąd Jim skończył szkołę średnią.

- Artık çok geç zaten.
- İş işten geçti zaten.

Już jest za późno.

O bilgi parçasına son erişilmesinin üzerinden uzun zaman geçti

Jeśli minęło dużo czasu od kiedy korzystano z tej informacji,

- O bir testi geçti ama diğerinde başarısız oldu.
- Bir sınavı geçti ama diğerinden kaldı.
- Bir sınavdan iyi, diğerinden kötü not aldı.

Zdał jeden test, ale oblał drugi.

- Çin yemeği yediğimden beri uzun zaman oldu.
- Çin yemeği yediğimden bu yana uzun bir zaman geçti.

Już od dawna nie jadłem chińskiego jedzenia.

Gençlik yıllarımdaki hâlime bakıyorum, ki çoktan geçti gitti. Gerilimler karşısında hayat arkadaşıma sığınıyorum. O da bana sığınıyor.

i pamiętam swoją młodość, która przeminęła. Moja towarzyszka jest moją ucieczką przed napięciem, a ja jestem tym dla niej.