Translation of "Paranın" in Portuguese

0.004 sec.

Examples of using "Paranın" in a sentence and their portuguese translations:

Paranın bir kısmı çalındı.

Parte do dinheiro foi roubada.

Paranın hiçbirisi benim değil.

Nada desse dinheiro é meu.

Paranın geri kalanı nerede?

- Onde está o restante do dinheiro?
- Cadê o resto do dinheiro?

Paranın nerede olduğunu biliyorum.

Eu sei onde está o dinheiro.

Paranın geriye kalanını harcayın.

Gaste o que sobrou do dinheiro.

Tom paranın değerini anlamıyor.

- Tom não compreende o valor do dinheiro.
- Tom não entende o valor do dinheiro.

Tom paranın yarısını aldı.

Tom levou metade do dinheiro.

Deneyim, paranın mutluluk getirmediğini gösteriyor.

A experiência mostrou que o dinheiro não traz felicidade.

Madeni paranın önündeki sözleri anlamıyorum.

Não entendo as palavras inscritas na face da moeda.

Babam paranın her şey olmadığını söylerdi.

Meu pai costumava dizer que dinheiro não é tudo.

Tom paranın nerede saklı olduğunu biliyor.

Tom sabe onde está escondido o dinheiro.

Paranın mutluluğu satın alamayacağını söylemeye gerek yok.

Nem preciso dizer que dinheiro não pode comprar felicidade.

O, paranın ve mutluluğun aynı olduğunu düşünüyor.

Ela acha que dinheiro e felicidade são a mesma coisa.

Paranın ona mutluluk satın alacağına inanıyor musun?

Você acha que o dinheiro vai comprar a felicidade dela?

Paranın bulabileceği en iyi beyinleri işe aldı.

Ele contratou as melhores mentes que o dinheiro poderia pagar

Paranın insanı nasıl değiştirdiği bu filmlerde işlendi aslında

como o dinheiro mudou as pessoas é realmente coberto por esses filmes

Paranın bir hükmü kalmadığında sistemin tüm işleyişi durur.

Quando o dinheiro para de ter valor, todo o sistema para de funcionar.

Ona o paranın satın alabileceği en iyi eğitim verildi.

- Ele recebeu a melhor educação que o dinheiro podia comprar.
- A ele foi dada a melhor educação que o dinheiro podia comprar.

Şaşırtıcı derecede çeviktirler, küçük bir bozuk paranın etrafında dönebilecek kadar.

Eles são surpreendentemente ágeis, conseguem virar-se num ápice.

Insanların paraya nasıl taptığı paranın sana nasıl bir sahte çevre oluşturduğu

como as pessoas adoram dinheiro, como o dinheiro cria um ambiente falso para você

- Para için köle olmayın.
- Para için kölelik etmeyin.
- Paraya kulluk etme.
- Paranın kulu olma.

Não seja um escravo do dinheiro.

Bir alana bir bedava kampanyası paranın karşılığını alacağın en iyi yol gibi gelebilir, fakat genellikle...

usar o cupom parecer ser a melhor escolha para salvar alguns centavos

- Bütün paranın nereye gittiğini sanıyorsun?
- Sence bütün para nereye gidiyor?
- Sizce tüm para nereye gidiyor?

Para onde você acha que todo o dinheiro vai?