Translation of "Kısmı" in Portuguese

0.005 sec.

Examples of using "Kısmı" in a sentence and their portuguese translations:

- En iyi kısmı kaçırdın.
- En iyi kısmı kaçırdınız.

Você perdeu a melhor parte.

Duvarın iç kısmı beyaz, dış kısmı ise yeşil renkte.

A parede é branca por dentro e verde por fora.

Paranın bir kısmı çalındı.

Parte do dinheiro foi roubada.

Paramın bir kısmı çalındı.

Parte do dinheiro foi roubada.

O en kötü kısmı.

Essa é a pior parte.

Buzdağının sadece görünen kısmı.

- Isto é apenas a ponta do icebergue.
- Isso é só a ponta do icebergue.

Kayanın çevresindeki kısmı bulmaya çalışıyorum.

Procuro a parte que estava à volta do pedregulho.

Karun hazinesinin küçük bir kısmı

Uma pequena parte do tesouro do abdômen

Altı çizili kısmı tercüme et.

Traduza a parte sublinhada.

Dağın üst kısmı karla kaplıdır.

- A parte superior da montanha está coberta de neve.
- A parte de cima da montanha está coberta de neve.

Bu, filmin en sevdiğim kısmı.

Essa é a minha parte favorita do filme.

Tom'un söylediğinin bir kısmı gerçekti.

Parte do que Tom disse era verdade.

En zor kısmı zaten bitti .

A parte mais difícil já passou.

Evin bu kısmı, sabah güneşini alır.

Este lado da casa pega o sol da manhã.

Sanırım bu, filmin en iyi kısmı.

Eu acho que esta é a melhor parte do filme.

Kapa çeneni! En iyi kısmı kaçıracağız.

Cale-se! Perderemos a melhor parte.

Bu hazinenin ilk kısmı nasıl ortaya çıktı?

Como surgiu a primeira parte desse tesouro?

Öyleyse hikayenin bu kısmı en azından doğruydu ...

Portanto, pelo menos essa parte da história era verdadeira ...

Afrika'nın birçok kısmı Avrupa ülkeleri tarafından sömürgeleştirildi.

Muitas partes da África foram colonizadas por países europeus.

- Dil öğrenmenin en zor kısmı kelime bilgisini ezberlemektir.
- Dil öğrenmenin en zor kısmı kelimeleri ezbere bilmektir.

A parte mais difícil de aprender uma língua é decorar o vocabulário.

Karaçalının üzerindeki çiçeği gördünüz mü? Sarı olan kısmı?

Estão a ver a flor do tojo, esta pontinha amarela?

Hafızamdan silmişim. Şimdi işin en zor kısmı kaldı.

Apaguei-a. Foi a coisa mais difícil de fazer.

Vücudunun büyük bir kısmı o yumurtalar için feda ediliyor.

Uma grande parte do seu corpo é dada aos ovos.

Adanın bir kısmı çok büyük dalgalar tarafından tahrip edildi.

Parte da ilha ficou devastada pelas ondas gigantes.

Burası işin biraz fazla matematik kısmı olduğu için canınızı sıkmayacağım

Não vou incomodá-lo, porque isso é um pouco de matemática.

Rus hussars ücret ve yönlendirilen kısmı Arrighi'nin Üçüncü Süvari Kolordusu.

Hussardos russos cobraram e encaminharam parte de Terceiro Corpo de Cavalaria de Arrighi.

Bir yılanın tehlikeli tek kısmı vardır, o da zehri ve dişleri.

As únicas partes perigosas da cobra são o veneno e as presas.

Yaklaşık 600.000 adam… yarıdan az olsa da bunların bir kısmı Fransız'dı.

Cerca de 600.000 homens ... embora menos da metade deles eram franceses.

Aslında bunların çoğu kurgu ve bir kısmı da peri masalı ve bunu kolayca

Bem, na verdade muito disso é ficção, e parte é conto de fadas, e você pode perceber

Zor olan kısmı, çok fazla çıkıntı olması. Kayaların da ne kadar sağlam olduğunu bilmiyorum.

É difícil, a rocha tem muitas saliências. Não sei se é uma subida segura.

Bir yılanın tehlikeli tek kısmı vardır, o da zehri ve dişleri. Tamam, hadi gidelim.

As únicas partes perigosas da cobra são o veneno e as presas. Pronto, vamos.

O görüntüyü yaklaştırırsak aslında geminin yine 1 metre önümüzdeki görünen kısmı gibi yine tamamını görebiliriz diyor

Se ampliarmos o zoom nessa imagem, poderemos ver o navio inteiro novamente como a parte visível do navio 1 metro à frente.