Translation of "Gösteriyor" in Portuguese

0.013 sec.

Examples of using "Gösteriyor" in a sentence and their portuguese translations:

- Saatin kaçı gösteriyor?
- Saatiniz kaçı gösteriyor?

Que horas são no seu relógio?

O ilerleme gösteriyor.

Ela está progredindo.

Kuluçka süresi değişiklik gösteriyor

o tempo de incubação varia

Yaptığımız araştırmalar bunu gösteriyor

Nossa pesquisa mostra isso

Kuzey kutbunu gösteriyor böyle

mostrando o pólo norte como este

Çünkü gidişat bunu gösteriyor

Porque a tendência mostra isso

O sana saygı gösteriyor.

- Ela o respeita.
- Ela a respeita.
- Ela te respeita.

Benzin göstergesi boşu gösteriyor.

O medidor de gasolina está no vazio.

Tom bize kenti gösteriyor.

Tom está nos mostrando a cidade.

Aile üyelerine yemeğin yerini gösteriyor.

... orientando outros membros da família até uma refeição.

Işte virüs burada gelişimini gösteriyor

aqui o vírus mostra seu desenvolvimento aqui

Aynı zamanda kuvvetini de gösteriyor

também mostra sua força

Deneyim, paranın mutluluk getirmediğini gösteriyor.

A experiência mostrou que o dinheiro não traz felicidade.

Bence aşırı tepki gösteriyor olabilirsin.

Eu acho que você pode estar exagerando.

- Yatıştırıcı etkiliyor.
- Sakinleştirici etkisini gösteriyor.

O sedativo está fazendo efeito.

Film Müslümanları şeytan gibi gösteriyor.

Este filme retrata os muçulmanos como pessoas más.

Bu konu Twitter'da eğilim gösteriyor.

Este assunto está em evidência no Twitter.

Yani bir slayt göstermek istiyorsa onu gösteriyor bir fotoğraf göstermek istiyorsa onu gösteriyor

então, se ela quer mostrar um slide, ela mostra se ela quer mostrar uma foto, ela mostra

Termal görüntüleme avının taze olduğunu gösteriyor.

As imagens térmicas revelam uma presa acabada de matar.

...ısıyı yayarak fili serin tuttuğunu gösteriyor.

... que libertam calor e o mantêm fresco.

Bu sefer aynı mücadeleyi çalınmasında gösteriyor

Desta vez, ele mostra a mesma luta em seu roubo

Hücrelere göre direnç konusu farklılık gösteriyor

o sujeito da resistência difere de acordo com as células

Yani yine kedi içerisinde çeşitlilik gösteriyor

então, novamente, varia dentro do gato

Tom Mary'ye evinin bazı resimlerini gösteriyor.

Tom mostrou a Maria algumas fotos de sua casa.

Bu, onun, arkadaşlarına olan bağlılığını gösteriyor.

Isto demonstra a fidelidade dos seus amigos.

Senin fikrin onunkinden nasıl farklılık gösteriyor?

Em que a sua opinião difere da dele?

Anne, o saç sitili seni yaşlı gösteriyor.

Mãe, esse corte de cabelo deixa você velha.

Bu sadece senin bir robot olmadığını gösteriyor.

Isso só mostra que você não é um robô.

Onun soruları, konuyu çok iyi anladığını gösteriyor.

Suas perguntas mostram que ela entende muito bem a questão.

Gök gürültüsü bir fırtınanın yakın olduğunu gösteriyor.

Os trovões indicam que uma tempestade se aproxima.

Tom kesinlikle on ikiden daha büyük gösteriyor.

O Tom certamente parece ser mais velho que doze anos.

Bizim zamanımızla geçmişteki zaman bir birinden farklılık gösteriyor

Nosso tempo e o passado diferem um do outro

Onun saç sitili onu yaşından daha genç gösteriyor.

O seu penteado a faz parecer mais jovem do que realmente é.

Fakat toplum hala daha kültür karmaşasından kaynaklı bölünme gösteriyor

Mas a sociedade ainda mostra divisão devido à complexidade cultural

Evet, bakın. Takip cihazı, Dana'nın... ...hâlâ o tarafta olduğunu gösteriyor.

O rastreador diz que a Dana continua a estar nesta direção.

Termal kameralar algıladıkları şeyi bize gösteriyor. Yavrunun yüzgecindeki sıcak kan.

As câmaras térmicas revelam aquilo que detetam... Sangue quente na barbatana da cria.

Kıyafet konusunda ise Osmanlı döneminde biraz farklılık gösteriyor bölgelere göre

Em termos de vestuário, difere ligeiramente no período otomano de acordo com as regiões.

Düşük ışıkta çekim yapabilen bir kamera bu donuk dünyayı bize gösteriyor.

Uma câmara de filmar com pouca luz revela este mundo gelado.

Ancak son keşifler, Kral Hrolf'un hikayelerinin aslında bir temeli olduğunu gösteriyor.

Mas descobertas recentes sugerem que os contos do Rei Hrolf têm uma base real.

Doğrudan havadan oksijen çekebilmek için kendini dışarı atıyor. Nihayet. Güneş yüzünü gösteriyor.

Ele sai para poder absorver oxigénio diretamente do ar. Finalmente, o Sol volta.

Ve bu da iki tip maske kullanılarak öksürüldüğünde hava partiküllerinin hareketini gösteriyor:

E aqui mostra a viagem de partículas de ar ao tossir usando dois tipos de máscaras:

Avcılardan biri vuruldu ve hastaneye götürülmek zorunda kaldı ve şimdi hızlı bir iyileşme gösteriyor.

Um dos caçadores levou um tiro e teve de ser levado para o hospital, onde agora está se recuperando rapidamente.