Translation of "Hatta" in Portuguese

0.007 sec.

Examples of using "Hatta" in a sentence and their portuguese translations:

hatta en büyüğü

até o maior

hatta ve hatta dile bile getirilmemesini isteyen kesim

mesmo aqueles que não querem ser dublados

Hatta hâlâ yaşıyor, bakın.

Ainda está vivo, veja.

hatta en güzeli bu

isso é até o mais bonito

Hatta düşündüğümden daha delisin.

Você é ainda mais louco do que eu pensava.

Hatta sebebini bile bilmiyorlar.

Eles nem sabem por quê.

Hatta bu konuda endişelenmeyin.

Nem se preocupe.

Hatta çırağı ustasını geçtiği için

Ele até passou seu mestre aprendiz

Hatta biraz meraklı değil misin?

- Você não está nem um pouquinho curioso?
- Você não está nem um pouquinho curiosa?

Hatta bir defasında kaçırmaya bile kalkıştılar.

A certa altura, até tentaram raptar-me.

Boyama yapamam, çizemem, yontamam hatta dikemem.

Não consigo pintar, desenhar, esculpir, ou até mesmo cozer,

Gıpta ile baktığımız Avrupa'nın hatta Amerika'nın

Europa, até a América, que olhamos com inveja

Şu an hatta bir arkadaşım var.

Estou com meu amigo na linha nesse instante.

Hatta Tom Fransızca öğrenmekle biraz ilgileniyor.

- Até o Tom tem algum interesse em aprender francês.
- Até o Tom está algo interessado em aprender francês.

Hatta bilim kesin bir bilim değildir.

Até a ciência não é uma ciência exata.

hatta Ekrem İmamoğlu Beylikdüzü belediye başkanı olduğunda

mesmo quando Ekrem İmamoğlu era o prefeito de Beylikdüzü

Hatta bu sözler bir gün ortadan kaybolacaktır.

Mesmo estas palavras desaparecerão um dia.

Hatta sinir bozucu. Bir çok kişinin sinirleri bozuldu.

Mesmo irritante. Muitas pessoas estão nervosas.

Rusya ve Akdeniz'in derinliklerinde dolaştılar, hatta Miklagard dedikleri

Eles vagaram profundamente na Rússia e no Mediterrâneo, ousando atacar o que chamaram de Miklagard,

Ancak 12, hatta 14 güne kadar da sürebilir.

Mas pode demorar até 12 ou mesmo 14 dias.

Balıklar ve hatta balinalar ve foklar krille beslenirler.

Peixes e até baleias e focas se alimentam do krill.

Hatta zehirli yılanlar sadece tehdit edildiklerini hissederlerse saldırırlar.

Até mesmo as cobras peçonhentas só atacam quando se sentem ameaçadas.

Hatta birçoğu almadı bile. Devlet erzak yardımında bulundu halkına

Muitos nem aceitaram. O estado forneceu comida para seu povo

Tom öyle o kadar değişmiş ki hatta onu tanıyamadım.

- O Tom mudara tanto que eu nem o reconheci.
- O Tom tinha mudado tanto que eu nem o reconheci.

Işte o bazı şeyleri unutmak isteyen hatta hiç hatırlanmamasını isteyen

que ele quer esquecer algumas coisas ou até mesmo não ser lembrado

Anatomik çalışmalar ve optik çalışmalar, dalış kıyafetleri hatta bir robot

Estudos anatômicos e ópticos, roupas de mergulho e até um robô

Hatta bu konuyu geliştirip Dünya'nın bütün sokaklarının fotoğraflarını bile çekti.

Ele até desenvolveu esse assunto e tirou fotos de todas as ruas da Terra.

Hastalığı kapmış ve birkaç gündür hatta 2 haftadır yayıyor olabilirsiniz,

Você pode ser contagioso e espalhá-lo por vários dias, e continuar por até 2 semanas...

Hatta kim olduğumu bilmeden uzun süre önce Mary'ye aşık oldum.

Eu me apaixonei por Maria muito antes que ela sequer soubesse que eu existia.

Hatta ailesinin onu üniversite okutabilecek kadar bir parası da yoktu ortada

De fato, sua família não tinha dinheiro suficiente para estudá-lo na universidade.

- Bu yasal değil, hatta tehlikeli.
- Sadece yasadışı değil, aynı zamanda tehlikeli.

Não apenas é ilegal, como também perigoso.

Tom'un sincabı hiç ürkek değil. Hatta o burnumun dibinden fındık çaldı.

O esquilo de Tom não tem um pingo de vergonha. Ele roubou umas nozes bem na minha frente.

Zararlı böceklerle ve hatta zehirli akreplerle besleniyor. Ama özrü kabahatinden büyük mü?

alimentando-se de bichos nocivos, insetos e até de escorpiões venenosos. Mas será que faz mais bem do que mal?

Hatta bu ışığı avlanmakta da kullanıyor olabilirler. Belki de sadece gösterinin tadını çıkarıyorlardır.

É inclusive possível que usem a luz para caçar. Ou talvez estejam a desfrutar do espetáculo.

Eski kabin pek çok modern cihazdan yoksundu, hatta bir odun sobası bile vardı.

A antiga choupana não dispunha de muitos dos utensílios modernos, ali havendo até um fogão a lenha.

Zekâ seviyesi, bir kedi ya da bir köpekle, hatta nemli burunlu primatlardan biriyle karşılaştırılabilir.

Podemos comparar a sua inteligência à de um gato ou cão, ou até a um dos primatas inferiores.

Şistozomiazis milyonlarca insanı etkileyen ve ağır sakatlıklara ve hatta ölüme yol açabilen tropikal bir hastalıktır.

Esquistossomose é uma doença tropical que afeta milhões de pessoas e pode levar a deficiências severas ou mesmo à morte.