Translation of "Için" in Chinese

0.019 sec.

Examples of using "Için" in a sentence and their chinese translations:

O için için ağladı.

她痛哭。

- Senin için geldim.
- Sizin için geldim.

我为你而来。

- Benim için önemlidir.
- Benim için önemli.

这对我来说很重要。

- Bu sizin için.
- Bu senin için.

这是给你的。

İnsan yaşamak için yer, yemek için yaşamaz.

人为生而食,非为食而活。

- Yardımınız için teşekkür ederim.
- Yardımınız için teşekkürler.

谢谢您的帮助。

Burası için mi, yoksa götürmek için mi?

內用還是外帶?

Benim için yaptığın her şey için minnettarım.

非常感谢你所做的一切。

- Beni karşılamak için geldiğiniz için teşekkür ederim.
- Beni karşılamaya geldiğin için teşekkürler.

- 謝謝你來接我。
- 謝謝你來跟我見面。

Hediyen için teşekkürler.

- 谢谢你的礼物。
- 谢谢您的礼物。

Ne için buradasın?

你為什麼在這?

Barış için endişeliyiz.

我們渴望和平。

Sağlığın için endişeliyim.

我很担心你的健康。

Onun için üzülüyorum.

我替他害臊。

Çağırılmadığı için sinirliydi.

他因为没有被邀请而气得快疯了。

Dinlenmek için uzandım.

我躺了下來休息。

Senin için endişeleniyorum.

我很担心你。

Dün için teşekkürler.

昨天的事真的要谢谢您了。

Açıklaman için teşekkürler.

谢谢你的解释。

Hatıralar için teşekkürler.

谢谢那些回忆。

Başkanlık için uygundur.

他有資格當選總統。

O senin için.

这是给你的。

Güncellemeler için teşekkürler.

谢谢提供新消息。

Bunun için minnettarım.

我对那事很是感激。

Aramadığım için üzgünüm.

我很抱歉我没有打电话。

Cevabınız için teşekkürler.

谢谢您的答复。

İş için buradayım.

我在這裡出差。

Gezi için sabırsızlanıyorum.

我很期待去旅游.

Tavsiyeniz için teşekkürler.

- 谢谢您的指教。
- 谢谢你的建议。

Lütfen çay için.

请喝茶!

Ne için hapishanedeydin?

你在监狱做什么

Onun için ödemeyeceğim.

我不会付给他钱。

Çikolatan için teşekkürler.

谢谢你送的巧克力。

Vatanları için savaştılar.

他们为祖国而战斗。

Kalmak için çekinmeyin.

歡迎留下來。

Senin için çalışıyorum.

我為你工作。

Uğradığın için teşekkürler.

感谢您的光临。

Noel için sabırsızlanıyorum.

我期待聖誕節的到來。

Ölmek için doğduk.

我们是为了死亡而诞生的。

Açıklama için teşekkürler.

感谢澄清。

Davet için teşekkürler.

谢谢你的邀请。

İpucu için teşekkürler.

谢谢你的建议。

Senin için geldim.

我是为你来的。

Yiyin ve için.

吃吧,喝吧。

- Buraya ne için geldiniz?
- Ne için buraya geldiniz?

- 你为什么来这儿?
- 你们来这儿干嘛?
- 您来这儿干嘛?

Balık için su neyse hava bizim için odur.

空气对人来说就是水对鱼的意义。

- Hediyen için çok teşekkürler.
- Hediyeniz için çok teşekkürler.

非常谢谢你的礼物。

- Senin işbirliği için teşekkür ederiz.
- İşbirliğiniz için teşekkürler.

謝謝您的合作。

- Ülkesi için hayatını verdi.
- Ülkesi için canını verdi.

他把他的一生獻給了他的國家。

Tom onun için işini yapması için Mary'yi kandırdı.

汤姆哄玛丽做他的作业。

Kanada için yaptığın her şey için teşekkür ederim.

感謝您為加拿大所做的一切。

- Yurtdışına eğlence için mi yoksa iş için mi çıktınız?
- Yurtdışına eğlence için mi yoksa iş için mi çıktın?

你去国外是玩儿还是出差?

- Sizi beklettiğim için üzgünüm.
- Seni beklettiğim için üzgünüm.
- Sizi beklettiğim için özür dilerim.
- Seni beklettiğim için özür dilerim.
- Seni beklettiğim için özür diliyorum.

對不起,讓您久等了。

- Tedavi için hastanede kalmalısın.
- Tedavi için hastanede kalmak zorundasın.
- Tedavi için hastanede kalman gerek.

你應該留在醫院,接受治療。

- Kalkmak için çok erken.
- Kalkmak için vakit çok erken.

時間還早不用起床。

- Geç kaldığım için üzgünüm.
- Geç kaldığım için özür dilerim.

對不起我來晚了。

- Dün gece için kusura bakma.
- Dün gece için üzgünüm.

对于昨晚,我很抱歉!

- Hayatını milleti için verdi.
- Millet için hayatını feda etti.

他把他的生命给了国家。

- Sabah kahvaltısı için ne yedin?
- Kahvaltı için ne yedin?

你早餐吃了些甚麼?

Başvurmak için bizzat gitmelisin.

要申请的话,你得亲自去。

Eylemlerin için sorumlu olmalısın.

你要為自己做過的事情負責。

Sen iş için uygunsun.

你很適合這份工作。

Cesaretin için sana hayranım.

我佩服你的勇氣。

Biz gelecek için bulundurmalıyız.

我們必須為未來作好準備。

İçmek için ne alacaksın?

你想喝點甚麼?

Liverpool için ücret nedir?

到利物浦的票價多少錢?

Kyoto'ya ne için gittin?

你為什麼去京都?

Onları ne için cezalandırıyorsun?

- 您为什么惩罚他们?
- 你為什麼懲罰他們?

Onu ne için yapıyorsun?

你正在做的那個東西是做什麼用的?

Benim için fark etmez.

對我來說沒甚麼分別。

Sınıfı geçtiği için mutluydu.

他为考试及格感到高兴。

Derneğe üyelik için başvurdum.

我申請成為協會會員。

Sözler tutulmamak için verilir.

诺言就是用来打破的。

Alarmım çalmadığı için uyuyakalmışım.

因为闹铃没有响,所以我继续睡下去了。

Yarın için programın nedir?

你明天的行程安排是什麼?

Senin için yapabileceğim budur.

这是我能为您做的。

Yanıtlamadaki gecikme için üzgünüm.

我很抱歉這麼遲才回復。

Şikâyet için sebep yok.

没有理由抱怨。

Kabul için başvuru yaptı.

她提出了入學申請。

Çocuklar için kurabiye yaptı.

- 她给孩子们做了曲奇。
- 她為孩子們做了餅乾。

Kaymamak için yavaşça yürüdü.

她慢慢地走,這樣她就不會滑倒了。

Onu uğurlamak için havalanındaydım.

我去飞机场为他送行了。

Onlar özgürlükleri için savaştılar.

他們為自由而戰。

Zaferimiz için bizi kutladılar.

他們祝賀我們的勝利。

Başkaları için çalışmaya istekliydi.

他願意為別人工作。

O para için evlendi.

他结婚是为了钱。

O, burs için başvurdu.

他申請了獎學金。

Hata için o suçlanacak.

失败的责任在他。

Hediyeniz için çok teşekkürler.

非常谢谢你的礼物。

Kaza için kim suçlanacak?

誰該為這次事故負責?

Spor sağlığınız için faydalıdır.

- 运动有益健康。
- 体育有益健康。

Suçları için onu bağışladılar.

他们原谅了他的罪行。

Konuşmak için ayağa kalkmalısınız.

你應該站起來說話。

Dinlenmek için vaktim yok.

我沒有休息的時間。

Kahkaha, sağlık için iyidir.

笑一笑,十年少。

Başarmak için kestirme yoktur.

成功是沒有捷徑的。

Tatile gitmek için sabırsızlanıyorum.

我等不及要去度假。

Yarın için hazırlanmakla meşgulüm.

我正忙著為明天作準備。