Translation of "Için" in Korean

0.011 sec.

Examples of using "Için" in a sentence and their korean translations:

Yanmamak için,

화상은 피하면서요

Hayvanlar için de insanlar için de,

동물과 인간 모두에게

çalıştıkları için, astronotlar için kullandığımız egzersizleri

우주 비행사들에게 적용할 수 있는 운동법과 기술을 개발할 수 있고

Uygurlar için Çin'deki kampların kanıtı için

중국의 위구르족 수용소의 증거를 찾기 위해

Nefes almak için ventilatörlere ihtiyacı olanlar için

산소 호흡기에 의지하여 숨쉬는 사람들,

Hazır olmak için.

그는 준비가 되어있기를 바랬죠.

Pazar günü için?

일요일은요?

Patent almak için

특허권을 얻기 위해서는

Onun için endişeliydim

전 그 동안 친구가 몹시 걱정스러웠는데

Alınmak için hazırız.

후송 준비됐다

Alınmak için hazırız!

후송 준비됐다!

Dışlamak için hariç,

일주일에 한 번

Profesyonel komedyenlik için

하지만 농담 그 이상 것이 필요해요.

Sonra unutmamak için.

잠을 자야 한다는 것이 밝혀졌습니다.

Yapacaklarım için sabırsızlanıyordum.

저는 다음 행로를 모색하던 중이었죠.

Sağlığımızı korumak için

우리 건강을 더 잘 보호하고

Nedenini anlamak için

그 이유를 알기 위해,

Bunu göstermek için

이를 설명하기 위해

özellikle benim için.

특히 저한테요.

Bizim için harika.

우리에겐 좋은 거죠. 그렇죠?

Mimari topluluklar için

개개인만이 아니라

Ekibine mühendislik için

그녀가 개발한 소프트웨어 도구로

İzlediğiniz için teşekkürler.

시청해주셔서 감사합니다.

Empati kurabilmek için

우리는 왜 이런 대재난에

Benim için kişisel

저만의 도전이죠.

Hayat için minnettarım,

삶에 대해 놀랍도록 감사한 마음입니다.

Araba alabilmek için mi, borçlarınızı ödeyebilmek için mi

차를 사고 싶어서? 빛을 갚기 위해서?

Hayatı herkes için eşit derecede zorlayıcı yapmak için

신경질환을 가진 사람들에게 도움이 되는 테크놀로지.

Pekâlâ, bunun için hazırlanalım. Atlamak için hazır olun.

자, 이제 준비합시다 뛰어내릴 준비요

Bu orangutanlar için yeterince iyiyse benim için de iyidir.

오랑우탄이 산다면 저도 살 수 있습니다

Cesur olmak için doğdum

[우리는 용맹하게 태어났어]

Yapmadığınız şeyler için üzüleceksiniz."

당신이 한 것보다 하지 않은 것 때문에 더 많이 후회할 것이다."

İlginiz için çok teşekkürler.

관심을 가져 주셔서 감사합니다.

Tereddüt etmediğiniz için teşekkürler.

바로 답해주셔서 감사합니다.

Mutsuzluğumuz için suçlamayı bırakmalıyız.

우리의 행복하지 않음에 대해서요.

Size bu söylediklerim için

제가 이렇게 말씀드리는 순간,

Ve birkaç saniye için

그리고 몇 초동안,

Bitkinin büyümesini sağlamak için

그들이 시설 전체에서 순환되고 재활용되는

Bunlar, gelecek için yatırım.

미래를 위한 값진 투자가 될 겁니다.

Hayattan beklentilerimi değiştirmem için.

삶의 기대치를 낮추라는 말을 듣는 것이었어요.

Koruma sağlamak için oluşturuldu.

사람들을 보호하기 위해 체결되었습니다.

Gayzeritin önemini anlayabilmeniz için

간헐석의 중요성에 대한 여러분의 이해를 돕기위해

Bazense geçmişi anlamak için.

때로는 과거를 알기 위해 읽죠.

Maliye bakanımız olması için,

재무부장관으로 임명하여

Dinlediğiniz için teşekkür ederim.

경청해 주셔서 감사합니다.

Hepimiz için kolay erişilebilir,

언제나 배울 수 있고

Kalp krizinden kurtulmak için,

시험에 합격하기 위한,

Bugün şehrimizi dönüştürmek için

현재 저희는 프리타운을 전면적으로 바꿀

Doktorlardan değil, onlar için

의사에게 받은 진단서가 아니라, 의사를 위한 진단서입니다.

Sanırım gitmek için hazırız.

다 된 것 같습니다

Bazıları için leziz olabilir.

이런 걸 좋아하는 사람도 있는데

Bu görev, sizin için...

당신의 임무는...

Bunun için eldiven takmalısınız.

그리고 꼭 장갑을 껴야 합니다

Tamam, zehri almak için

자, 독을 채취하기 위해서

Bunun için helikopteri çağırmalıyız.

헬리콥터를 불러야 해요

Yolsuzluk Kontrolü göstergesi için

우리 나라에게 합격 점수를 부여했습니다.

Besin yapmak için --"trof."

"오토트로프" 음식을 만드는 미생물입니다.

Şunu söylemek için buradayım:

그래서 이런 말씀을 드리고 싶어요.

Ne yaptığımı bilmeyenler için

먼저는 제 정체에 대해 익숙치 않은 분을 위해

Olasılıklar için planlama yapmayı,

돌발 상황에 대비한 계획과

Belirli görüşlerle konuşmak için

시대에 뒤떨어진 '공손함'을 들먹거리면서요.

Hepsi benim için aynıydı.

그냥 제겐 다 똑같았어요.

Bu sadece suçlar için.

오직 범죄를 대상으로 했죠.

Onları seyretmek için toplanıyorlar?

그들을 보기 위해 모였을까요?

Değişim için savaştığını okuyoruz;

우리는 매일 접합니다.

Bazen kaybettiklerimiz için üzülürüz.

그리고 가끔은 잃어버린 것들 때문에 슬픔을 느낍니다.

Burası sanat için yapıldı.

예술을 위한 공간입니다.

Sanat ve doğa için.

예술과 자연이요.

Ailemle izlediğim için memnunum."

가족과 함께 볼 수 있어서 너무 기뻐" 라고 말이죠.

Kefalet ödeyemedikleri için oradalar.

보석금을 지불할 능력이 없기 때문에 거기 있습니다.

Kimsenin düşünmediğini düşünmek için.

누구도 해보지 못한 생각을 하고

Uzayın insanlığın faydası için

우리는 멈추지 않을 것입니다.

Hesap çevrimiçi olduğu için

온라인 계좌이기 때문에

Gecenin tehlikelerinden kaçmak için...

‎나무 사이를 조용히 날아올라서

Bu sıkıntıdan kurtulmak için,

이 불편을 없애기 위해서는

Detayları görmek için büyüttük.

결과를 자세히 볼 수 있도록 확대했습니다.

Hızlı ayrıştırılamadığı için de

빠르게 분해되지 않은 탄소는

Veya tıbbi masraflar için

깨끗한 물도 없었으며

Ulaşımı herkes için kolaylaştırıyor.

모두가 좀 더 편리하게 이동할 수가 있습니다.

Şiddet için kim suçlanacak?

이 폭력은 누구의 책임일까요?

Zenginler için bir tane ve diğer herkes için bir tane.

하나는 부자를 위해, 또 하나는 나머지 사람들을 위하는 식으로요.

Yani, suyu süzmek için kullandım, sıvı elde etmek için çamur süzdüm,

팬티로 물도 걸러서 마셔봤죠 축축한 진흙을 팬티에 담고 수분을 쥐어짜서요

Bunu dile getirmediğiniz için teşekkürler

그러한 분들이 표나지 않아 다행입니다.

Davasının tekrar açılması için yalvararak.

그의 결백을 입증할 재판을 다시 열어줄 것을 부탁했습니다.

Hem diğer insanların faydalanması için.

다른이들을 이롭게하세요.

Lagos'a aşina olmayanlar için anlatayım,

라고스를 잘 모르는 사람들을 위해

Insanlar tarafından insanlar için yapıldı

그들은 사람에 의해 사람을 위해 만들어졌고

İbadet için ortamlar inşa ettik.

숭배를 위한 환경을 조성했어요.

[Aşı için zaman çizelgesi nedir?]

[백신의 상황은 어떻습니까?]

Kambur balinalarla yüzmek için gittim.

남태평양의 통가제도를 방문했습니다.

Bu sorunları da çözebilmek için

그리고 이 문제점들을 해결하기 위해서

Yüksek enerji kullanımını düşürmek için

높은 에너지 소비를 줄이기 위해

Güneş ışığını doğrudan iletebilmek için

심지어 이와 같은 광섬유를 사용하여

Uzun vadeli değişim için olmalı

장기적인 관점에서 추진되어야 하며

Herkes için insan haklarını geliştirmeliyiz.

모두의 인권을 증진시켜야 하며

Hepsi aynı kaynaklar için savaşıyordu.

모두 같은 자원을 얻기위해 경쟁하는 것이죠.

12 günlük yolculuğa çıkabilmek için

12일간의 원정에 착수하기 위해

Korkunun beni ele geçirmememesi için

두려움이 절 이기지 않도록

Alma izni vermeleri için yalvardım.

데려올 수 있게 해달라고 빌었습니다.