Translation of "Gitmemesi" in Portuguese

O, ona gitmemesi için yalvardı.

Ela lhe suplicou que não partisse.

O, onu yalnız gitmemesi için uyardı.

Ela o avisou para não ir sozinho.

Tom gitmemesi için Mary'yi ikna etti.

- Tom persuadiu Mary a não ir.
- Tom convenceu Mary a não ir.

Tom Mary'yi gitmemesi için ikna etmeye çalıştı.

Tom tentou convencer Maria a não ir embora.

Tom, gitmemesi için onu ikna etmeye çalışacağını biliyordu.

O Tom sabia que você o convenceria a não ir.

Onun tarafından oraya tek başına gitmemesi tavsiye edildi.

Ele foi alertada por ele para não ir lá sozinha.

Tom üniversiteye gidip gitmemesi konusunda hâlâ emin değil.

Tom ainda está inseguro se deve ir à faculdade ou não.

Tom Mary'yi tek başına yüzmeye gitmemesi konusunda ikna etti.

Tom persuadiu a Mary a não ir nadar por conta própria.

Tom Mary'ye hava karardıktan sonra tek başına yürüyerek gitmemesi gerektiğini söyledi.

Tom falou para Mary que ela não deveria caminhar sozinha depois de anoitecer.