Translation of "Uyardı" in Portuguese

0.003 sec.

Examples of using "Uyardı" in a sentence and their portuguese translations:

O seni uyardı.

Ele te advertiu.

Mary seni uyardı.

A Mary te avisou.

Babam beni uyardı.

Meu pai me avisou.

Tom bizi uyardı.

Tom nos avisou.

O, tehlike ile ilgili uyardı.

Ele me alertou do perigo.

Çocukları, sokakta oynamamaları için uyardı.

- Ela avisou às crianças para não brincarem na rua.
- Ela advertiu às crianças que não jogassem na rua.
- Ela advertiu às crianças que não brincassem na rua.

O, çocukları sokakta oynamaya karşı uyardı.

Ele alertou as crianças sobre brincar na rua.

Doktor, içkiden uzak durmam için uyardı.

O doutor me avisou para ficar longe das bebidas.

Tom tehlike ile ilgili beni uyardı.

- Tom me alertou do perigo.
- Tom alertou-me do perigo.

O, onu yalnız gitmemesi için uyardı.

Ela o avisou para não ir sozinho.

Tom geç kalmaması için Mary'yi uyardı.

- Tom advertiu Mary que não chegasse tarde.
- Tom avisou a Mary para não se atrasar.

Öğretmenimiz tekrar geç kalmaması için onu uyardı.

Nosso professor o avisou para não se atrasar novamente.

O, çocukları caddede oyun oynamaya karşı uyardı.

- Ela advertiu às crianças que não jogassem na rua.
- Ela advertiu às crianças que não brincassem na rua.

Sami sarhoş bir müşteriyi üç kez uyardı.

Sami cobrou a conta três vezes a um freguês bêbado.

Otobüs şoförü öğrencileri başlarını pencereden dışarı çıkarmamaları için uyardı.

O motorista de ônibus advertiu os alunos que não ficassem com a cabeça de fora.

O, gece vakti yalnız dışarıya çıkmaması için onu uyardı.

Ela o avisou para não sair à noite sozinho.

Bayan Brown, o uygun şekilde yemek yemezse, kalıcı kilolu olacağı konusunda Beth'i uyardı.

A Sra. Brown advertiu Beth de que se ela não comesse adequadamente ela ficaria permanentemente acima do peso.