Translation of "Bıraktım" in Portuguese

0.007 sec.

Examples of using "Bıraktım" in a sentence and their portuguese translations:

Bıraktım, bırakmadım.

eu desisti, eu não desisti.

Kazmayı bıraktım.

Parei de cavar.

Saatimi evde bıraktım.

Deixei meu relógio em casa.

Çantamı geride bıraktım.

Eu deixei minha bolsa para trás.

Bira içmeyi bıraktım.

Eu parei de beber cerveja.

Şemsiyemi trende bıraktım.

Eu deixei o meu guarda-chuva no trem.

Bir mesaj bıraktım.

Deixei uma mensagem.

Çantamı burada bıraktım.

Eu deixei a minha bolsa aqui.

Gitarımı ofisinde bıraktım.

Eu deixei minha guitarra no seu escritório.

Ceketimi sınıfta bıraktım.

Deixei minha jaqueta na sala de aula.

Kapıyı açık bıraktım.

Eu deixei a porta destrancada.

Oraya gitmeyi bıraktım.

Eu parei de ir lá.

Pencereyi açık bıraktım.

Deixei a janela aberta.

Kahve içmeyi bıraktım.

Deixei de beber café.

Tom'u havaalanında bıraktım.

Eu deixei Tom no aeroporto.

Onu havalimanında bıraktım.

Eu deixei ela no aeroporto.

Cüzdanımı evde bıraktım.

- Eu deixei a minha carteira em casa.
- Deixei minha carteira em casa.

Geride ne bıraktım?

O que eu deixei para trás?

Gözlüğümü evde bıraktım.

- Eu deixei os meus óculos em casa.
- Deixei os meus óculos em casa.

Onu yüzüstü bıraktım.

Eu decepcionei ela.

Ayakkabımı okulda bıraktım.

- Eu deixei os meus sapatos na escola.
- Deixei meus sapatos na escola.

Şemsiyemi evde bıraktım.

Eu deixei o meu guarda-chuva em casa.

Şemsiyemi otobüste bıraktım.

Eu deixei o meu guarda-chuva no ônibus.

Sigara içmeyi bıraktım.

Eu parei de fumar.

Anahtarımı odamda bıraktım.

Deixei a minha chave no meu quarto.

Arabayı garajda bıraktım.

Eu deixei o carro na garagem.

Radyoyu açık bıraktım.

- Eu deixei o rádio ligado.
- Deixei o rádio ligado.

Evrak çantamı otobüste bıraktım.

Eu deixei minha pasta no ônibus.

Ben onu kilitlemeden bıraktım.

- Eu o deixei destrancado.
- Eu a deixei destrancada.

Yedinci sınıftayken okulu bıraktım.

Eu abandonei a escola quando estava na 7ª série.

Kediyi evin dışına bıraktım.

- Deixei o gato fora de casa.
- Eu deixei o gato fora de casa.

Pasaportumu bir yerde bıraktım.

Deixei o passaporte em algum lugar.

Ben kartımı evde bıraktım.

Deixei o meu cartão em casa.

Yeni eldivenlerimi kütüphanede bıraktım.

Eu deixei meu novo par de luvas na biblioteca.

Akşam yemeğinizi fırında bıraktım.

Eu deixei seu jantar no forno.

Sigarayı ve içkiyi bıraktım.

Eu não fumo e nem bebo mais.

Ben kapıyı açık bıraktım.

- Deixei a porta aberta.
- Eu não fechei a porta.

Tom'a üç mesaj bıraktım.

Deixei três mensagens para o Tom.

Şapkamı bir uçakta bıraktım.

Deixei meu chapéu no avião.

Hesap makinemi masamda bıraktım.

Deixei a minha calculadora na minha mesa.

Onun hakkında endişelenmeyi bıraktım.

Parei de me preocupar com isso.

Anahtarlarımı burada mı bıraktım?

Eu deixei as minhas chaves aqui?

Her şeyi odamda bıraktım.

Eu deixei tudo no meu quarto.

Her şeyi orada bıraktım.

Eu deixei tudo lá.

Kredi kartımı evde bıraktım.

Eu deixei meu cartão de crédito em casa.

Size bir not bıraktım.

Eu lhes deixei um bilhete.

Anahtarı resepsiyon masasında bıraktım.

- Eu deixei a chave na recepção.
- Deixei a chave na recepção.

Şarj cihazımı evde bıraktım.

Deixei o meu carregador em casa.

Geçen yaz sakal bıraktım.

Deixei crescer a barba no verão passado.

Son zamanlarda sigara içmeyi bıraktım.

- Deixei recentemente de fumar.
- Eu recentemente parei de fumar.

Maalesef, ev ödevimi evde bıraktım.

Infelizmente, deixei minha lição de casa em casa.

Sigara içmeyi kesin olarak bıraktım.

- Parei de fumar de uma vez por todas.
- Eu parei de fumar de uma vez por todas.

Onun için bir mesaj bıraktım.

- Eu lhe deixei uma mensagem.
- Eu deixei uma mensagem para ele.

Sanırım anahtarlarımı mutfak masasında bıraktım.

Eu acho que deixei as chaves na mesa da cozinha.

Sana bir çift mesaj bıraktım.

Eu deixei para você algumas mensagens.

Ben kediyi evin dışında bıraktım.

Deixei o gato fora de casa.

- Ben saymayı durdurdum.
- Saymayı bıraktım.

Parei de contar.

Ben onlara birkaç mesaj bıraktım.

Deixei lhes algumas mensagens.

Üç yıl önce sigarayı bıraktım.

Eu parei de fumar três anos atrás.

Ben zaten bir mesaj bıraktım.

- Eu já deixei uma mensagem.
- Já deixei uma mensagem.

Altı ay önce sigarayı bıraktım.

Eu parei de fumar há seis meses.

- Ben sigara içmeyi bir yıl önce bıraktım.
- Sigarayı bir sene önce bıraktım.

- Deixei de fumar um ano atrás.
- Eu parei de fumar há um ano.
- Parei de fumar há um ano.

Kirayı ödemek için gitarımı rehin bıraktım.

Eu penhorei a minha guitarra para pagar o aluguel.

- Sigara içmeyi bıraktım.
- Sigara içmekten vazgeçtim.

Deixei de fumar.

İki yıl önce sigara içmeyi bıraktım.

Eu parei de fumar há dois anos atrás.

Sigara içmeyi ve içki içmeyi bıraktım.

Parei de fumar e de beber.

Altı ay önce sigara içmeyi bıraktım.

- Eu parei de fumar há seis meses.
- Parei de fumar há seis meses.

Arabada ihtiyacım olan bazı şeyler bıraktım.

- Eu deixei algumas coisas que eu preciso no carro.
- Deixei algumas coisas que eu preciso no carro.

Üç yıl önce sigara içmeyi bıraktım.

- Eu parei de fumar faz três anos.
- Parei de fumar faz três anos.

- Onu yapmayı bıraktım.
- Onu yapmayı durdurdum.

Parei de fazer isso.

Ben 3 ay önce sigarayı tamamen bıraktım.

Eu parei de fumar de vez há 3 meses.

Bu sömestr iki öğrenciyi intihalden dolayı bıraktım.

Este semestre reprovei dois alunos por plágio.

Kendi başıma olmak istediğim için firmayı bıraktım.

Deixei a firma porque queria trabalhar por conta própria.

Şemsiyemi gördün mü? Onu burada dururken bıraktım.

Você viu meu guarda-chuva? Deixei-o encostado aqui.

- Anahtarlarımı masanın üstüne bıraktım. Onları bana getirir misin?
- Anahtarlarımı masanın üzerinde bıraktım, onları bana getirebilir misin?

Eu deixei as minhas chaves em cima da mesa. Você pode trazê-las para mim?

Eskiden çok sigara içerdim ama artık sigara içmeyi bıraktım.

Eu costumava fumar muito, mas agora eu parei.

Yönetici dışarıdaydı, bu yüzden onun sekreterine bir mesaj bıraktım.

O gerente estava ausente, então eu deixei uma mensagem com sua secretária.

Oh hayır! Dikkat etmiyordum ve cep telefonumu restoranda bıraktım.

Ai não! Eu não prestava atenção e deixei o meu celular no restaurante!

Çekmecede 30 avro bulursan, çok banknotum olduğundandır ve onları sana bıraktım.

Se você achar 30 euros na gaveta, é porquê eu tinha notas demais e as deixei com você.