Translation of "Tutmak" in Japanese

0.007 sec.

Examples of using "Tutmak" in a sentence and their japanese translations:

Sır tutmak zordur.

秘密を守るのは難しいよね。

Yarayı sıcak suya tutmak.

傷口をお湯につけて

Arabayı orada tutmak istiyorum.

そこに車をおいておきたいのだ。

Elimi tutmak ister misin?

私と手、つなぎたい?

Arabamı orada tutmak istiyorum.

そこに車をおいておきたいのだ。

Sanırım, söz tutmak önemlidir.

私は約束を守ることは大切だと思う。

Köpeğimizi bağlı tutmak zorundayız.

犬はつないで飼わなければなりません。

Bu çocuk, bebeği tutmak istedi.

この子が赤ちゃんを抱きたがりました

Önemli olan bunu akılda tutmak.

大事なことはこれをずっと覚えておくことだ。

Bunu gizli tutmak niyetinde değildim.

秘密にしておくつもりはなかったんです。

Bu tavanın sapını tutmak kolaydır.

このフライパンのとっては持ちやすい。

Her zaman ofisini düzenli tutmak.

いつも仕事場をきちんと整理しておきなさい。

Odamı mümkün olduğunca temiz tutmak istiyorum.

自分の部屋は出来るだけきちんとしておきたい。

Onu belli bir mesafede tutmak istiyor.

彼女は彼を遠ざけたいと思っている。

Kendi kasabamızı temiz tutmak bizim görevimizdir.

町をきれいにしておくことは私達の義務です。

Sivrisinekleri dışarıda tutmak için pencereyi kapadım.

私は蚊を入れないよう窓を閉めた。

Bir günlük tutmak iyi bir alışkanlıktır.

- 日記を付けるのは良い習慣です。
- 日記をつけるのはよい習慣です。
- 日記をつけることは良い習慣だ。

Buradaki ağ, sivrisinekleri uzak tutmak içindir.

この網は蚊を寄せ付けないためのものだ。

Hobilerim balık tutmak ve televizyon izlemektir.

私の趣味は、魚釣りとテレビを見る事です。

Yakın zamanda Y kuşağını elde tutmak amaçlı

私が話をした企業では 最近

Hiçbir zaman insanları hapiste tutmak için tasarlanmadı.

人を牢屋に閉じ込める手段として 設計されたものではありませんでした

Araştırma açıkça gösteriyor ki birini hapiste tutmak

調査から明らかなのは 刑務所に収監された人は

Kız gözyaşlarını tutmak için çok gayret etti.

少女は懸命に涙を抑えた。

Gölgenizi suyun yüzeyinden uzak tutmak için dikkat etmelisiniz.

影(かげ)を水面に映(うつ)さないように― 注意しておきたい

Her biri avcıları uzak tutmak için flaş çakıyor.

‎敵を威嚇するために光るのだ

Geri çekilmem gerekirse diye kolları bağlı tutmak yok.

‎腕を後ろに ‎回したりしなかった

Çit kurtları uzak tutmak için yeterince yüksek değildi.

その柵は、狼を中に入れなくしておくほど高くはなかった。

Onun düşmesini engellemek için onu tutmak zorunda kaldım.

彼女が落ちないようにつかんでいなければならなかった。

Bu yıl bir günlük tutmak için karar verdim.

今年は日記をつけようと決心した。

Kendimi uyanık tutmak için bir bardak çay içtim.

私は眠気覚ましに紅茶を飲んだ。

Güzel bir gün ve canım balık tutmak istiyor.

お天気なので、釣りに行きたいような気がする。

Birisi fark edene kadar planı gizli tutmak zorundasın.

誰かが気づくまで、あなたはその計画を秘密にしておかなければならない。

O bayıldı ve düşmesini önlemek için onu tutmak zorundaydım.

彼女が気を失ったので、私は彼女が倒れないように支えなければならなかった。

- Onun için sözünü tutmak kolay değildi.
- Onun sözünü tutması kolay değildi.

彼が約束を守る事は、易しい事ではなかった。

- Hobilerim balık tutma ve televizyon izlemedir.
- Hobilerim balık tutmak ve televizyon izlemektir.

- 私の趣味は、魚釣りとテレビを見る事です。
- 趣味は、釣りとテレビを見ることだ。

Bu kulübün bir üyesi kalmak istiyorsanız balık tutmak ya da yem kesmek zorundasınız.

このままクラブのメンバーを続けたいと思うなら、君ははっきりと協力する姿勢をみせなければ駄目だ。

Lojban'ın geliştirilmesinde, dili ilk aşamasından beri tarafsız tutmak için çabalar tutarlı olarak yapılmıştır.

ロジバンでは開発当初より一貫して文化的中立を保つ事が志されています。

Oh hayır. Annemden planı gizli tutmak için çok uğraştım ama o zaten öğrendi.

あーあ、せっかくお母さんには内緒にしてた計画なのに、もうばれちゃった。

Bir günlük tutmak da bize günlük yaşantımızı yansıtmak için bize bir şans verir.

日記をつけることで日々の生活に対する反省の機会を得ることにもなる。

Bu ilaçlar için iyi olmaz. Onları serin tutmak için başka bir plana ihtiyacımız var.

くすりにはよくない 冷たくする方法(ほうほう)を考えなきゃ

Ayaklarımızı sıcak tutmak için ayaklarımızı yer değiştirmek ve hareket ettirmeye devam etmek zorunda kaldık.

足を温かくするために足を交互に組み替えなければならない。

Bu da ilaçlar için iyi olmaz. Onları serin tutmak için başka bir plana ihtiyacımız var.

くすりにはよくない 冷たくする方法(ほうほう)を考えなきゃ