Translation of "Söz" in Japanese

0.008 sec.

Examples of using "Söz" in a sentence and their japanese translations:

Söz verdim.

私は約束した。

Söz veriyorum.

約束するよ。

Söz sözdür.

- 約束は約束。
- 約束は約束だ。

Söz hâlâ geçerli.

その約束はまだ生きている。

Bir söz verdin.

あなたは約束をした。

Bana söz verdin.

あなた約束したじゃない。

Sana söz verdim.

約束したよ。

Bir söz verdim.

私は約束した。

Tom söz verdi.

トムは約束した。

Her söz önemlidir.

一つ一つの言葉が大切なのだ。

Adınızdan söz edildi.

- あなたの名前が出ましたよ。
- 君の名前、あがってたよ。

Sana söz veriyorum.

約束するよ。

Söz üstüne söz verdi ve sonra onlardan kurtulmaya çalıştı.

彼はさらに約束を重ねて逃れようとした。

- Sözünde duracağına söz ver.
- Sözünü tutacağına dair söz ver.

約束を守ると約束して。

Sadece hayatınız söz konusuysa.

命がけの時だけだ

Söz konusu olmadığını söyledi.

彼は全く不可能だと言った。

Onun başarısı söz konusudur.

彼の成功には疑問がある。

Hiçbir şeye söz veremeyiz.

何も保証はできないよ。

Ebeveynlerime içmeyeceğime söz verdim.

お酒は飲まないって、親に約束したんだよ。

Bize söyleyeceğine söz verdi?

彼は私たちに話す約束をした。

Sanırım, söz tutmak önemlidir.

私は約束を守ることは大切だと思う。

Herhangi bir söz vermedim.

必ずということではありません。

Tom'a söylemeyeceğime söz veriyorum.

トムには言わないって約束するよ。

O söz konusu değil.

それは問題外で不可能だ。

Bana oğlundan söz et.

息子さんについてお聞かせください。

Söylenen söz geri alınamaz.

駟も舌に及ばず。

Söz gümüşse, sukut altındır.

- 雄弁は銀、沈黙は金。
- 言わぬが花。

Geri geleceğim. Söz veriyorum.

必ず戻る。約束する。

O, ondan söz etmedi.

彼はそのことには触れなかった。

Onu yapmaya söz verdim.

それをやるのは約束した。

Tom bekleyeceğine söz verdi.

トムは待つことを約束した。

Geç kalmayacağıma söz verdim.

遅刻しないって約束したんだ。

- Bunu kimseye söylemeyeceğine söz verdi.
- Bunu kimseye söylemeyeceğine dair söz verdi.

彼はそれを誰にも言わないと約束した。

Söz veriyorum cevap vermekte zorlanmayacaksınız.

誰でも必ず答えられます

Onun önerisi, söz konusu değil.

- 彼の提案は問題にならない。
- 彼の提案は問題外だ。
- 彼の意見は問題外だ。
- 君の提案は問題外だ。

Okulda buluşmak için söz verdik.

我々は学校であう約束をした。

Sigara içmeyi bırakacağıma söz veriyorum.

たばこはやめると誓います。

Bir söz verirsen, onu tutmalısın.

約束をしたら守るべきだ。

Yarın burada olacağıma söz veriyorum.

- 明日ここへくることを約束する。
- 明日ここに来るって約束するよ。

Onun isteğinden hiç söz etmedi.

彼は彼女の要求については一言も触れなかった。

O, satmak için söz verdi.

彼は売ると約束した。

O söylememek için söz verdi.

彼は他言しないと約束した。

O bilgi sağlamaya söz verdi.

彼は情報を提供してくれると約束した。

Tekrar gelmek için söz verdi.

彼はまた来ると約束した。

Onun önerisi söz konusu değildi.

彼の提案は全く問題にならなかった。

O sigara içmemeye söz verdi.

彼はたばこを吸わないと約束した。

Bozuk saatimle ilgileneceğine söz verdi.

彼は私の壊れた時計を何とかしてくれると約束した。

Onların önerisi söz konusu değil.

彼らの提案は問題外です。

Söz veren biri onu tutmalı.

約束をした人はだれでもそれを守るべきだ。

Onu kendine saklayacağına söz verdi.

彼はそれを誰にも言わないと約束した。

Bana kimseye söylemeyeceğine söz verdi.

彼は誰にも言わないと私に約束した。

Bana bir şey söz vermelisin.

あなたは約束しなくちゃいけないものがある。

O, odamı temizlemeye söz verdi.

彼女は私の部屋をきれいにすると約束した。

Benimle alay etmeyeceğine söz ver.

からかわないって約束して。

Benimle görüşeceğine söz verir misin?

私との連絡を保つよう、お約束いただけますか。

Polisler sorunu araştıracaklarına söz verdi.

- 警察官はその事件について調査することを約束した。
- 警察はその件について調査することを約束した。

Tom'a yardım edeceğime söz verdim.

手伝うって、トムに約束したんだ。

Tom, Mary'ye planından söz etti.

トムはメアリーに自分の計画のことを話した。

Bu dün söz ettiğim sözlük.

これが昨日私が話した辞書です。

Erken geleceğime sana söz veriyorum.

すぐ行くと約束します。

Söz ağızdan bir kere çıkar.

駟も舌に及ばず。

Iki metrelik bir artıştan söz edebiliriz.

海面上昇は2mにもなると考えられます

Hint parsı söz konusu olduğunda yaralanırsınız.

インドヒョウの例では 負傷者が出ます

Sana söz verdiğim 3000 dolara güvenebilirsin.

君に約束した3、000ドルをあてにしてもいいよ。

Yurt dışında seyahat söz konusu değil.

海外旅行なんて無理よ。

Verilen bir söz ödenmemiş bir borçtur.

なした約束は払ってない借りである。

Polis konuyu araştırmak için söz verdi.

その警察官はその件を調べることを約束した。

Toplantıya katılmaya ciddi olarak söz vermedim.

その会に出席するとは約束しなかった。

Bu konudan kimseye bahsetmeyeceğime söz veriyorum.

そのことには、誰にも言わないと約束します。

Her zaman söz verilen zamanda gel.

約束の時間までに必ずきてください。

Söz verildiği gibi o piyano çaldı.

約束どおりにピアノをひいた。

Tekrar asla geç kalmayacağına söz verdi.

彼は二度と遅刻しないと約束した。

O beni sinemaya götürmeye söz verdi.

彼は私を映画に連れて行くと約束した。

Bize yüksek ücret ödemeye söz verdi.

彼は私たちに高い賃金を支払うことを約束した。

Onun önerisi bütünüyle söz konusu olamaz.

- 彼の提案などまるで問題にならない。
- 彼の提案は全く論外だ。

O, onunla evlenmek için söz verdi.

彼は彼女と結婚する約束をした。

Mike öneri olarak birkaç söz söyledi.

マイクはほのめかすつもりで2、3の言葉を述べた。

O, bana geleceğine dair söz verdi.

彼女は私に来ると約束したよ。

O bana odamı temizleyeceğine söz verdi.

彼女は私の部屋をきれいにすると約束した。

Bugün geleceğime dair ona söz verdim.

私は今日来ますと彼に約束しました。

O, sınavın sonuçlarından söz etti mi?

彼女は試験の結果について言及しましたか。

Kimseye söylemeyeceğine dair bana söz verdi.

彼は誰にも言わないと私に約束した。

Her gün yazmak için söz verdi.

彼は毎日書くと約束した。

Bana her hafta yazacağına söz verdi.

彼女は毎週手紙を書くと私に約束した。

O, bana dörtte geleceğine söz verdi.

- 彼は4時に行くと私に約束した。
- 彼は4時に来ると私と約束した。

O, sigarayı bırakmak için söz verdi.

彼は禁煙を心に誓った。

Buraya tekrar gelmek için söz vermedi.

彼女はまたここに来るとは約束しなかった。

Onu tekrar yapmayacağıma ona söz verdim.

私は彼女にそれを二度としないことを約束した。

Onu yapmak için bir söz verdim.

私はそれをすると言う約束をした。

Gelecek hafta buluşmak için söz verdik.

- 私たちは来週会う約束をした。
- 私たちは翌週会う約束をした。

Genelde duygularımızı söz kullanmaksızın ifade ederiz.

私たちは自分の感情を言葉以外の方法で表すことが多い。

O, tekrar geç kalmamaya söz verdi.

彼女は二度と遅れないと約束した。

Çıldırmamaya söz verirsen sana gerçeği söylerim.

怒らないって約束してくれたら本当のこと話すよ。

O geldiğinde söz verdiğim parayı ödeyeceğim.

彼がついたら約束の金をはらいます。

Tom, çeki postayla göndermeye söz verdi.

- トムは郵便で小切手を送るって約束したよ。
- トムは郵便で小切手を送ると約束した。

Tom hiç babasından söz etti mi?

トムが自分の父親について語ったことってあったっけ?

Jim tekrar gelmeyeceğine bana söz verdi.

ジムはもう二度と来ないと私に約束した。

Mademki bir söz verdin, onu tutmalısın.

いったん約束したのであれば、守らなければならない。