Translation of "Taro" in Japanese

0.016 sec.

Examples of using "Taro" in a sentence and their japanese translations:

Taro, sıkı çalışıyor.

太郎は一生懸命勉強している。

Taro, yemek hazır.

- 太郎、ご飯ですよ。
- 太郎、夕飯できたわよ。

Taro, yemek hazır!

太郎、ご飯ですよ。

- Taro oldukça çabuk öfkelenir.
- Taro çok çabuk sinirlenir.

太郎はすぐに腹を立てる。

"Kim daha genç, Hanako mu yoksa Taro mu?""Taro."

- 「花子と太郎のどちらが若いですか」「太郎です」
- 「花子と太郎って、どっちが年下なの?」「太郎だよ」
- 「花子さんと太郎さんって、どっちが若いの?」「太郎さんよ」

- Beni lütfen Taro diye çağır.
- Bana Taro de lütfen.

太郎と呼んでください。

Taro Ito suçlu bulundu.

伊藤太郎は有罪と判決された。

Merhaba, ben Taro Kawaguchi.

どうも、川口太郎です。

Bana sadece Taro diyebilirsin.

ただ太郎と呼んでもらってもかまいませんよ。

Taro, başkanın güveninden hoşlanıyor.

太郎は社長の信頼が厚い。

Taro, annesinin sağ tarafında.

太郎はお母さんのお気に入りだ。

Taro, dönem ödevi yazıyor.

太郎は学期末のレポートを書いているところだ。

Taro, git dişlerini fırçala.

太郎、歯を磨いてきなさい。

- Taro üç gün boyunca Tokyo'da kaldı.
- Taro üç günlüğüne Tokyo'da kaldı.

太郎は3日間東京に滞在しました。

O, Taro Akagawa tarafından yazılmış.

それは赤川太郎によって書かれた。

Taro, git ve dişlerini fırçala.

タロー君、歯を磨いていらっしゃい。

Taro hariç, Jiro en uzundur.

太郎を除けば、次郎がいちばん背が高い。

Taro babasının halini hatırını sordu.

太郎は彼女の父親の容態を尋ねた。

Taro çok geçmeden buraya gelecek.

太郎はまもなくここへ来ます。

Taro, 10 yıldır Obihiro'da yaşıyor.

太郎は10年前から帯広に住んでいます。

Taro, üçünün en ünlü olanıdır.

太郎は3人の中で一番有名です。

Taro bankadan 10.000 yen çekti.

- 太郎は銀行から一万円引き出した。
- 太郎は銀行から1万円おろしました。

Taro her zaman burada değil.

太郎がいつもここにいるとは限らない。

Taro İngilizce konuşur, değil mi?

太郎は英語を話しますね。

Taro iki yıl önce öldü.

- 太郎は2年前に死んだ。
- 太郎さんは2年前に亡くなりました。

Bir el atar mısın Taro?

太郎、手伝ってくれる?

Hanako ve Taro suşi yiyorlar.

華子と太郎は寿司を食べます。

Dün Taro ile tenis oynadım.

きのう私は太郎とテニスをした。

Taro ne kadar hızlı koşabiliyor!

太郎はなんて速く走れるんだろう。

Hanako'nun Taro ile evlenmek istemediği açıktı.

花子は太郎と結婚する意志がないことは明らかであった。

Taro en az yetmiş kilo çeker.

太郎は体重が70キロもある。

Taro ve Hanako önümüzdeki bahar evlenecekler.

太郎と花子は来春結婚する予定です。

Taro ve Hanako arasında aşk başladı.

太郎と花子の間に愛が芽生えた。

Taro, oldukça hızlı bir şekilde kızıyor.

太郎はすぐに腹を立てる。

Taro benden daha iyi İngilizce konuşur.

太郎は私よりも上手に英語を話します。

Taro haklı olduğu konusunda ısrar etti.

太郎は自分の言い分が正しいと主張した。

Taro İngilizceyi benden daha iyi konuşur.

太郎は私よりも上手に英語を話します。

Taro, İngilizce kelimeleri ezberlemek üzerinde yoğunlaştı.

太郎は英単語を暗記するのに集中した。

Taro, sen bana yardım edebilir misin?

太郎、手伝ってくれる?

Taro güçlü bir sorumluluk duygusuna sahiptir.

太郎は責任感が強い。

Merhaba, ben Taro. Tanıştığıma memnun oldum.

こんにちは、私は太郎です。宜しくお願いします。

Taro niçin çok iyi şekilde İngilizce konuşabilmektedir?

どうして太郎はそんなに上手に英語が話せるの?

Taro büyük olasılıkla üniversite giriş sınavını geçecek.

太郎は大学入試に合格したそうだ。

Taro gerçekten güçlü bir sorumluluk duygusuna sahip.

太郎は責任感が強い。

Taro iki erkekten daha uzun boylu olanıdır.

太郎は2人の男の子のうち、背の高い方だ。

Taro geçen hafta kullanılmış bir araba aldı.

太郎は先週中古車を買った。

Amerika'da doğduğu için, Taro iyi İngilizce konuşur.

アメリカ生まれなので、太郎は上手な英語を話す。

- Kim daha uzun boylu, Ken mi yoksa Taro mu?
- Kim daha uzun, Ken mi yoksa Taro mu?

ケンと太郎のどちらが背が高いですか。

Taro, Londra'dan bazı İngilizce konuşma ders kitapları ısmarladı.

太郎は何冊かの英会話テキストをロンドンに注文した。

Taro, kendi sınıfında herhangi bir çocuktan daha uzun.

太郎はクラスの他のどの生徒よりも背が高い。

Taro tükürdüğünü yalamak zorunda kaldı ve istifa etti.

太郎は屈辱を忍んで謝罪し辞職した。

Hanako ve Taro biraz suşi yemek için gitti.

花子と太郎はお寿司を食べに行ったよ。

Taro sınıfındaki başka bir çocuktan daha iyi gitar çalar.

太郎は、ギターを弾くのがクラスで一番上手です。

Sen hiç lisedeki testte mükemmel bir puan aldın mı, Taro?

太郎は高校入ってからテストで100点取ったことある?