Translation of "Saatte" in Japanese

0.033 sec.

Examples of using "Saatte" in a sentence and their japanese translations:

Geç saatte uyumamalısın.

夜遅くまで起きていてはならない。

Yarım saatte okula yürüyebilirim.

- 学校までは歩いて30分で行けます。
- 学校まで三十分で歩いて行けます。

Bu saatte ne yapıyorsun?

こんな時間に何してるの?

O hangi saatte doğdu?

彼女は何時に生まれたんですか。

Neden bu saatte dışardasın?

なんでこんな時間に外にいるの?

Bir saatte oraya varacağız.

1時間以内にそこに着くでしょう。

Saatte bir sorun vardı.

その時計は故障している。

-geç saatte, yurt odamda-

夜中に寮で よく読んでいました

Bu saatte yerseniz, şişmanlarsınız.

こんな時間に食べたら太るぞ。

- Hangi saatte geri döneceğini düşünüyor sunuz?
- Onun hangi saatte döneceğini düşünüyorsun?

彼は何時に戻ると思っていますか。

saatte 28.000 km hızla ilerliyordu.

ガタガタと揺られながら地球を離れ 時速28,000キロの旅をしました

1 saatte okula yürüyerek gidiyor.

深い峡谷を片道1時間歩いて 学校に行くのです

Gece geç saatte internette gezindim.

昨日の夜、遅くまでインターネットしていたの。

O, saatte 90 mil yapabilir.

1時間に90マイル走れるんだよ。

Gece geç saatte evime doluştular.

彼らは夜遅くどかどかと私の家に上がり込んできた。

Tren saatte 500 mil gidiyordu.

列車は一時間に500マイルの速度で走った。

Saatte üç mil hızla yürüdüler.

彼らは1時間3マイルの割合で歩いた。

Her altı saatte ateşimi ölçtüm.

六時間おきに体温を測った。

Dün bu saatte TV izliyordum.

- 私は昨日の今ごろテレビを見ていた。
- 昨日の今頃は、テレビを見ていた。

Yarım saatte iki mil yürüdü.

- 彼は半時間で2マイル歩いた。
- 彼は30分で2マイル歩いた。
- 彼は30分で約3km歩きました。

Bir saatte altmış dakika vardır.

1時間は60分です。

- Bu ilaç üç saatte bir alınmalıdır.
- Bu ilaç üç saatte bir alınmalı.

この薬は3時間毎に飲んでください。

- Her altı saatte bir bu ilacı için.
- Bu ilacı her altı saatte bir al.
- Her altı saatte bu ilacı iç.

6時間ごとにこの薬を飲みなさい。

Saatte 100 kilometreyi geçen sprintler atabiliyor.

‎時速100キロ以上で走れる

Niçin beni bu uygunsuz saatte aradın?

どうしてこんなとんでもない時間に電話をするのだ。

Tren saatte 50 mil hızla gidiyordu.

その列車は時速五十マイルの速さで走っている。

Tren saatte 20 mil yol alır.

その列車は時速20マイルで進む。

İlaç her altı saatte bir alınmalıdır.

6時間ごとに薬を飲まなければなりません。

Arabayı saatte seksen kilometre hızla sürdü.

彼は時速80キロで車を運転した。

Burada otobüsler saatte kaç kez kalkar?

ここのバスは1時間に何回ぐらい出るのですか。

Bu araba saatte 60 km. gidiyor.

この車は時速60キロで走っている。

Tren saatte 500 mil yol alıyordu.

列車は一時間に500マイルの速度で走った。

Her altı saatte iki hap almalıyım.

- 私は6時間ごとに2粒飲まなければなりません。
- 6時間ごとに2錠、飲まなきゃいけないんだ。

Bu uçak saatte 800 mil uçabilir.

この飛行機は時速800マイルで飛べる。

Bu saatte bir şey hatalı görünüyor.

この時計はどこか故障しているらしい。

Yaklaşık beş saatte uçarak Amerika'yı geçebilirsin.

アメリカも飛行機なら5時間ぐらいで横断できます。

Yarın bu saatte yağmur yağıyor olacak.

明日の今頃は雨が降っていることでしょう。

Sadece her iki saatte bir otobüs vardır.

バスは2時間に一本しかないのよ。

Uçak saatte beş yüz kilometre hızla uçar.

その飛行機は毎時500キロの速さで飛ぶ。

Her dört saatte bir bu ilacı al.

4時間おきにこの薬をのみなさい。

Dün yaklaşık olarak bu saatte ne yapıyordun?

- 昨日の今頃は何をしていましたか。
- 昨日のこの時間は何してた?
- 昨日の今ごろは何してた?

Yarın yaklaşık bu saatte sınav oluyor olacağım.

明日の今ごろ私は試験を受けているだろう。

Her altı saatte bir ilacımı almak zorundayım.

私は6時間ごとに薬を飲まないといけない。

Eve gece geç saatte kendi başıma gitmemeliydim.

夜遅くに一人で帰るんじゃなかった。

Bu kadar geç saatte aradığım için üzgünüm.

こんな夜遅くに電話してごめんね。

Sabah erken saatte güvenli şekilde buraya geldim.

私は今朝早く無事当地に着いた。

Bu saatte sokakta kimsenin olmamasını garip buluyorum.

こんな時間に通りに誰もいないなんて変だと思う。

Hızölçer şu anda saatte 100 mili gösteriyor.

スピードメーターは現在毎時百マイルを示している。

Bu araba saatte 60 km hızla gidiyor.

この車は時速60キロで走っている。

Bu makine bir saatte bin vida üretir.

この機械は1時間に千個のねじを製造する。

Tartışma gece geç saatte kadar devam etti.

討論は夜遅くまで続いた。

Bu saatte ofiste bir ışık olması garip.

この時間に会社に電気がついているのは変だ。

Yarın yaklaşık olarak bu saatte Londra'da olacağız.

- 我々は明日の今ごろはロンドンにいるだろう。
- 明日の今頃って、私たちロンドンだね。

Yeni jet, dünyanın çevresini yirmi dört saatte dolaşıyor.

新しいジェット機は24時間で地球を1周する。

Beni gece çok geç saatte aramak zorunda değildin.

君はあんな夜更けに私に電話をかける必要はなかったのに。

Yarın bu saatte, onlar şampiyonluk için dövüşüyor olacaklar.

明日の今ごろ、彼らは選手権を目指して戦っているところだろう。

Yaklaşık olarak bu otobüsler saatte kaç kez gidiyor?

ここのバスは1時間に何回ぐらい出るのですか。

Polis beni durdurduğunda saatte 120 kilometre hızla gidiyordum.

警察官が私を呼び止めた時、時速120キロで走っていた。

Yarın yaklaşık olarak bu saatte TV izliyor olacağım.

私は明日の今ごろテレビを見ているだろう。

Son tayfunda, rüzgar saatte 200 kilometre hızla esti!

この間の台風で、時速200キロの風が吹きました。

Masuru bu işi bir saatte bitiremez, değil mi?

勝はあの仕事を1時間では終わらせられないですよね?

Polis beni durdurduğunda saatte 120 kilometre hızla sürüyordum.

警察官が私を呼び止めた時、時速120キロで走っていた。

Günün sonu yaklaştıkça... ...saatte 1.000 kilometreden büyük bir hızla...

‎太陽が地球の裏側に入り‎― ‎地上は急速に闇に包まれる

Bu saatte ters giden bir şey var gibi görünüyor.

- 時計がどこか故障しているらしい。
- この時計はどこか故障しているらしい。

- O saatte dışarı çıkmam yasak.
- Eve dönme saatim geçmiş.

門限を過ぎてしまった。

Normalde çoğu uzun kuyruklu makak bu saatte çoktan uyumuş olur.

‎野生のカニクイザルなら ‎眠りにつく時間だ

Nasıl olur da gece öyle geç saatte bizi ziyaret edersin?

どうしてこんなに夜遅く訪ねてくるのか。

Typhoon No.11 saatte yirmi kilometre hızla kuzeye doğru ilerliyor.

台風11号は、毎時20キロメートルの速さで北上中です。

Yani, ben şunu yapıyorum, çok erken bir saatte uyanıp yürümeye,

私は、他人との接触を抑えるため、早朝に起きて、外出します

Bütün gün boşum, sana uygun olan herhangi bir saatte gelip seni göreceğim.

私は一日中暇ですので、いつでもあなたの都合のよい時に伺います。

Bir kız için gece geç saatte kendi başına dışarı çıkması güvenli değildir.

こんな夜更けに女の子の一人歩きは危ない。

Anne kutup ayısı, yemek arayışı içinde 24 saatte 80 kilometreye kadar yol tepebilir.

‎母親は1日に80キロ歩き‎― ‎獲物を探すこともある

- Şehirlerde hız sınırı 50 km / h dir.
- Şehirlerde, hız saatte 50 km ile sınırlıdır.

町では速度は50キロに制限されています。