Translation of "Polise" in Japanese

0.005 sec.

Examples of using "Polise" in a sentence and their japanese translations:

Polise gittim.

警察に行ってきた。

Araba polise çarptı.

その車は警官を引き倒した。

Çantayı polise bırakın!

その事件を警察に任せる。

Tom polise güvenmiyor.

トムは警察を信用していない。

Bir polise benziyorsun.

警官みたいですね。

Polise yolu sor.

おまわりさんに道を尋ねなさい。

Bir polise sor!

お巡りさんに聞け!

Bildiğimi polise söyledim.

私は警官に知っていることを全部話した。

- Polise teslim olmuş diye duydum.
- Polise teslim olduğunu duydum.

彼は警察に自首したそうです。

Derhal polise bildirmek zorundasın.

君は、すぐ警察に出頭しなくてはならない。

Adam polise teslim edildi.

その男は警察へ引き渡された。

Hırsız polise teslim edildi.

泥棒は警察に引き渡された。

Trafik kazasını polise bildirdi.

彼は警察に交通事故を知らせた。

Polise yol tarifi sordum.

私は警官に方向を尋ねた。

Polise haber vermek zorundayız.

警察に通報するべきだよ。

Polise arabamın çalındığını bildirdim.

私は車が盗まれたことを警察に届けた。

Derhal polise ihbar etmelisin.

すぐ警察に通報してください。

O, kazasını polise bildirdi.

彼は自分の事故を警察に報告した。

Adam polise bir silah doğrulttu.

その男は銃を警官に向けた。

Bunu polise bildirmeliydim ama bildirmedim.

私はそれを警察に報告すべきだったのだが、しなかった。

Yolunuzu kaybederseniz, bir polise sorun.

道に迷ったらお巡りさんに尋ねなさい。

Polise telefon etmeyi görev edindim.

私は思い切って警察に電話した。

- Polise sahte isim ve adres vermiş.
- Polise sahte bir isim ve adres verdi.

彼は警察に嘘の名前と住所を知らせた。

Eğer yolu bilmiyorsan bir polise sor.

道がわからなければ警察官に尋ねなさい。

O, ofisin anahtarlarını polise teslim etti.

彼はその事務所のカギを警察に手渡した。

Onun polise gitmesini tavsiye ettin mi?

彼に警察へ行くよう忠告しましたか。

Onu polise teslim olmaya ikna ettim.

私は彼を説得して警察に自首させた。

- Polis gibi görünüyorsun.
- Bir polise benziyorsun.

警官みたいですね。

Mary polise Tom'u görmüş olduğunu söyledi.

メアリーはトムを見たと警察に証言した。

Sonunda onu polise teslim etmeye karar verdik.

最終的に我々は彼を警察に引き渡すことにした。

White bir casus olarak polise ihbar edildi.

ホワイトはスパイだとして警察に告発された。

O, ne gördüğünü polise tam olarak bildirdi.

彼を目撃したことを詳細に警察に報告した。

Şüpheli bir şahıs görürseniz lütfen polise bildirin.

- 不審な人をみかけたら警察に知らせてください。
- 不審者を見かけたら警察に通報してください。

- Polise ulaşmaya çalıştım.
- Polisle bağlantı kurmaya çalıştım.

私は警察と接触をとろうと試みた。

O, kazayı polise detaylı bir şekilde anlattı.

彼はその事故について警察に詳しく説明した。

O, polise bağırdı ve bir bıçak sallayarak tehdit etti.

彼女はわめき、警官たちに向かってナイフを振り回して脅すようなしぐさをしました。

O, polise önceki gün trafik kazalarında kaç kişi öldüğünü sordu.

彼はその警官に前日の事故で何人死んだのかと尋ねた。

Polise vahşi bir maymunun bulunduğuna dair bir sürü rapor geldi.

野生の猿が見つかったという知らせが、その警官のところにたくさん届いた。