Translation of "Olmaz" in Japanese

0.007 sec.

Examples of using "Olmaz" in a sentence and their japanese translations:

- Acısız kazanç olmaz.
- Emeksiz yemek olmaz.

痛みなくして得るものなし。

Hiçbir anlamı olmaz.

まず蛇口を閉めないと 意味がありません

Gürültücü yavrularla olmaz.

‎でも子供は騒がしい

Emeksiz kazanç olmaz.

- 苦労なしのもうけはない。
- 苦しみなくして利益なし。

Emeksiz yemek olmaz!

苦労なくしてもうけなし。

Gripte böyle olmaz.

この広がり方が

ödemekten başka şansımız olmaz.

人々は支払うしかありません

Oyunumuzda tamamen yok olmaz.

このゲームの中では 完全には消滅しません

Hayatta herkes başarılı olmaz.

だれでもみな人生で成功するわけではない。

Yağmurda karanlık olmaz mı?

- 雨に暗くはないだろうでなけれ?
- これは雨に濃いではないのだろうか?

Bu asla buralarda olmaz.

この辺であんなことは起きないよ。

Kıskançlık olmadan aşk olmaz.

恋には嫉妬が必ずついてくる。

O öyle olmaz Tom.

トム、それはそういうふうには機能しないよ。

- Mezun olur olmaz, şehirden ayrıldı.
- Mezun olur olmaz şehri terketti.

卒業するとすぐに彼は町を出て行った。

- Sen hazır olur olmaz, ayrılacağız.
- Sen hazır olur olmaz gideceğiz.

- 君の準備ができ次第出発しよう。
- 貴方の用意ができ次第出発しましょう。
- あなたの用意が出来次第出発しましょう。

Bir şey olmaz. Kokumu alabiliyor.

大丈夫(だいじょうぶ)だ においがバレた

Ne çıkacağı hiç belli olmaz.

何がいるか分からない

Sen hazır olur olmaz, ayrılacağız.

- 貴方の用意ができ次第出発しましょう。
- あなたの用意が出来次第出発しましょう。

Çabalar her zaman faydalı olmaz.

努力は必ずしも報われるものではない。

Eşeğin kulağını kesmekle küheylan olmaz.

瓜のつるに茄子はならぬ。

Sarhoş olur olmaz terbiyesini takınmaz.

いったん酔っぱらうと彼は行儀がよくない。

NB: Muhtemelen, ilk bölüm, mümkün olmaz.

(ボストロム) 第一に可能でないこと

Ama iyi şeyler bir günde olmaz.

良いことというのは 「1日にしてならず」です

Burada kışın bile çok karımız olmaz.

- 当地では冬でもほとんど雪が降らない。
- 冬でもここは雪があまり降らないんです。

Bu asla tekrar olmaz emin olun.

こういうことが二度と起こらない様に注意しなさい。

- Cesedimi çiğnemeden olmaz.
- Cesedimi çiğnemen lazım.

- 絶対にダメだ。
- 私が死なない限り。

Bu eski köyde hiçbir şey olmaz.

この古い村では何事も起こらない。

Bu tür şey çok sık olmaz.

こうしたことはそれほどたびたび起こるものではない。

" Yardım için teşekkürler." " Lafı bile olmaz."

「手伝ってくれてありがとう。」 「どういたしまして。」

Belki bu sefer sadece yiyecekten ibaret olmaz.

おそらく食べ物のことだけに 留まらないでしょう

Hiç kimse çaba olmadan dünyada başarılı olmaz.

世の中で努力せずに成功するものはいない。

Belli olmaz ama genellikle haftada üç kez.

状況しだいですね。でも、たいてい週に3回です。

Hem karnım doysun hem pastam dursun olmaz.

- 菓子は食べたら残らない。
- お菓子を持っていたり同時に食べたりはできない。

" Sakıncası yoksa sigara içebilir miyim?" "Kesinlikle olmaz."

「煙草を吸ってもいいですか」「ええ、どうぞ」

O bilgi sahibi olur olmaz bizi bulacak.

彼は情報が入りしだい、私たちに連絡してくるでしょうから。

Herhangi bir şey olur olmaz bana bildir.

何かあったらすぐに知らせてください。

Hem de böyle bir günde güneş de olmaz.

こういう日は― 日が出ない

Bilgisayar bilimcileri muhtemelen aklınıza gelen ilk kişiler olmaz.

コンピューター科学者というのは 最初に思い付く相手ではないでしょう

Öfkeli bir gergedanla karşılaşırsanız pek kaçma şansınız olmaz.

サイを怒らせたら 無事では済まない

Umarız dünya asla bir nükleer savaşın eşiğinde olmaz.

世界が核戦争寸前にならないよう願いましょう。

Sinirli bir kişi bu iş için uygun olmaz.

神経質な人はこの仕事には向かない。

- Bir çiçekle yaz gelmez.
- Bir çiçekle bahar olmaz.

- ツバメ一羽で夏にはならぬ。
- ツバメ1羽来ただけで夏にはならない。

Eğer yanımda olsan başka bir şeye ihtiyacım olmaz.

君が側にいてくれれば何もいらない。

- Aklı başında adam yıkılmaz.
- Karakterli insan başarısız olmaz.

才能ある者を抑えておくことはできない。

Emekli olur olmaz insanlar seni nadiren görmeye gelirler.

現役から引退した人は足が遠のくものだ。

- Haç yoksa taht da yok.
- Emeksiz yemek olmaz!

- 困難なくして栄冠なし。
- 苦労なしに栄光はない。

- Herkes hata yapar.
- Hatasız kul olmaz.
- Her güzelin bir kusuru vardır.
- İnsan beşer, kuldur şaşar.
- Kusursuz iş olmaz.

猿も木から落ちる。

İyi de eder. Karanlıkta nelerin gezindiği hiç belli olmaz.

‎闇の中に どんな敵が ‎潜んでいるか分からない

O mezun olur olmaz babasının genel mağazasında çalışmaya gitti.

学校をでるとすぐ彼は父親の雑貨屋に働きに出た。

Onun seni sırtından ne zaman bıçaklayacağı hiç belli olmaz.

いつ寝首を掻かれるかわかったものではありません。

O, Keio Üniversitesi'nden mezun olur olmaz ailesinin işini devraldı.

彼は慶応大学を卒業するとすぐに家業を継いだ。

Tom ve Mary üniversiteden mezun olur olmaz evlenmeyi planlıyorlar.

トムとメアリーは大学を卒業したらすぐに結婚する予定だ。

- Birbirine zıt iki şeyi aynı anda idare edemezsin.
- Birini seç, ikisi birden olmaz.
- Hem o hem bu olmaz, birini seç.

両天びんにかけようたってそうはいきませんよ。

Eğer hava ve su olmasa canlı hiçbir şey var olmaz.

もし空気と水がなければ、生物は何も存在しないだろう。

- Hangi takımın kazanacağı belli olmaz.
- Hangi takımın kazanacağını bilmek zor.

どちらのチームが勝つかわからない。

Haftada üç saat çalışmak, bir dil öğrenmek için yeterli olmaz.

週に3時間の勉強では1つの言語をしっかり覚えるのに十分ではないだろう。

O, sağlığı hakkında dikkatli olduğu için neredeyse hiç hasta olmaz.

健康には気をつけているので、彼はめったに病気をしない。

- Tom'dan öğretmen olmaz.
- Tom bir öğretmen olmak için uygun değil.

トムは教師には向いていない。

Neden bana soruyorsun? Bunu sen kendin yapsan daha iyi olmaz mı?

どうして私に頼むの、自分でやればいいじゃない。

- Yumurta kırmadan omlet yapamazsın.
- Hem karnım doysun, hem pastam dursun olmaz.

- 卵を割らなければオムレツは作れない。
- 卵を割らなくてはオムレツは作れない。
- 背に腹は代えられぬ。
- 蒔かぬ種は生えぬ。
- たまごを割らずにオムレツは作れない。

Yaptığım tempura soğuduğunda, o derhal gevrekliğini kaybeder ve tadı iyi olmaz.

私の作る天ぷらは冷めるとすぐにべちゃっとなってしまい、あまりおいしくない。

Küçük bir yılan olduğu için insanlar "Bir şey olmaz ya" deyip hemen hastaneye gitmiyorlar.

残念なのは人々が― 小さなヘビだから大丈夫だと 病院に行かないことだ

Bu ilaçlar için iyi olmaz. Onları serin tutmak için başka bir plana ihtiyacımız var.

くすりにはよくない 冷たくする方法(ほうほう)を考えなきゃ

Ben elimden geleni yapacağım, ama en iyi ihtimalle Perşembeden önce onu bitirebilmem mümkün olmaz.

最善を尽くしますが、よくいっても木曜以前に終える事は出来ません。

- Emek yoksa yemek de yok.
- Zahmet yoksa kazanç da yok.
- Emek olmadan yemek olmaz.

- 労なくして益なし。
- 困難なくして栄冠なし。
- 骨折りなければ利益なし。
- 苦労無しには儲けも無い。
- 苦は楽の種。
- 痛みなくして得るものなし。

Bu da ilaçlar için iyi olmaz. Onları serin tutmak için başka bir plana ihtiyacımız var.

くすりにはよくない 冷たくする方法(ほうほう)を考えなきゃ

- Yumurtaları kırmadan bir omlet yapamazsın.
- Yumurta kırmadan omlet yapamazsın.
- Hem karnım doysun, hem pastam dursun olmaz.

- 卵を割らなければオムレツは作れない。
- 卵を割らなくてはオムレツは作れない。
- 蒔かぬ種は生えぬ。
- たまごを割らずにオムレツは作れない。
- オムレツを作るには卵を割らなくてはならない。

- Bir kere kötü bir alışkanlık sahibi olunca ondan kurtulmak kolay olmaz.
- Kötü bir alışkanlık edindin mi kolay kolay ondan kurtulamazsın.

いったん悪い癖がつくと、容易に直すことは出来ない。

- Kötü alışkanlığa bir bulaşırsan, ondan kolayca kurtulamazsın.
- Bir kere kötü bir alışkanlık sahibi olunca ondan kurtulmak kolay olmaz.
- Kötü bir alışkanlık edindin mi kolay kolay ondan kurtulamazsın.

いったん悪い癖がつくと、容易に直すことは出来ない。