Translation of "Başarılı" in Arabic

0.017 sec.

Examples of using "Başarılı" in a sentence and their arabic translations:

Başarılı olamaz.

لا يجيدون القراءة أو الكتابة.

...başarılı oldu.

‫نجحت في مسعاها.‬

Nasıl başarılı olabilirdi?

فقط ليحرز نفس النتائج؟

Başarılı olabileceklerine inanmıyorlardı

لم يعتقدوا أنهم يمكن أن يكونوا ناجحين

Görev başarılı oldu.

كانت المهمة ناجحة.

Biz başarılı olduk.

نجحنا!

Onlar başarılı olmadı.

لم ينجحوا

Başarılı bir şekilde başlattık.

بعد أربع سنوات وأربعة شهور.

Ama başarılı olabileceğini düşünüyoruz.

لكننا نعتقد أنه يمكن تحقيقه.

Adım adım başarılı olabiliriz.

يمكننا أن ننجح تدريجيا.

Başarılı olmayı hak ediyorsun.

تستحق أن تنجح.

Ben sınavda başarılı oldum!

لقد اجبت بشكل مثالي في الامتحان.

O başarılı olmak istedi.

أراد أن ينجح.

Böylece o başarılı oldu.

هكذا لقد نجح.

Oldukça başarılı bir holding tarafından

أحد كبار التنفيذيين الذي عُيّن للتو

Seviye tespit sınavında başarılı oldunuz!

لقد قمت بعمل رائع

Massachusetts'e kadar zaten başarılı olduk,

من سان فرانسيسكو حتى سومرفيل وماساتشوستس،

Ama denemezseniz asla başarılı olamazsınız.

‫ولكن من دون المحاولة ليس هناك نجاح.‬

Yüzde yüz başarılı olsalar dahi,

ناجحة بنسبة مئة بالمائة،

Sınavında başarılı olacaksan, sıkı çalışmalısın.

إذا أردت أن تنجح بالإمتحان ، عليك أن تدرس بجدّ.

Şimdiye kadar her şey başarılı.

حتى الآن، كل شيء كان ناجحا.

Bu çok başarılı stratejinin iyi yanı

الجيد حول هذه الاستراتيجية الناجحة

Dinozorların nasıl bu kadar başarılı olduğudur.

هو السؤال حول سبب نجاح الديناصورت المبهر.

Ayrıca kariyerlerinde başarılı olmaları daha olasıdır.

وهم أيضًا يمتلكون احتمالًا أكبر للنجاح في وظائفهم.

En başarılı iki projemizi sizlerle paylaşacağım:

لأجعلكم تشعرون بالتأثير الذي توصلنا إليه حتى الآن.

Fakat bu sürü pek başarılı değil.

‫لكن لا تزال هذه الجماعة تعاني.‬

Eğer bu çaba tamamen başarılı olursa

في حال نجح هذا الجهد بشكل كامل،

İşte o noktada başarılı olmaya başladım.

‫ثم بدأت...‬ ‫أحرز تقدّمًا.‬

Bu koşullar altında biz başarılı olamayız.

في هذه الظروف ، لا يمكننا النجاح.

Hayatta başarılı olmak istiyorsan, çok çalış.

إن أردت النجاح في حياتك فاعمل بجد.

Böylece başarılı olmanız daha olası oluyor

فأنت على الأرجح ناجح،

Leyla başarılı bir hayat yaşamak istiyordu.

كانت ليلى تريد أن تعيش حياة نجاح.

Bu plana göre yaptığın her başarılı hareket

كل حركة ناجحة باتجاه هذه الخطة

Dünyanın her yerindeki başarılı genç insanlar gibi

وكالعديد من الشباب الناجحين في جميع أنحاء الكوكب،

Ve başarılı iş yürütmüş herkes bilir ki

وأي شخصٍ قد قام بإدارة مشروعًا ناجحًا يعلَم

Kendi başarılı işlerim yüzünden orada olduğumu sanıyordum.

ظننت بأني كنت هناك لعملي الجيّد.

Muhabirlikte o kadar çok başarılı oluyor ki

هو ناجح جدا في المراسلات

Ancak bu çaba tamamen başarılı olmasa bile,

وإذا لم ينجح هذا الجهد نجاحا كاملا،

Kampanya başarılı oldu ve o, seçimi kazandı.

نجحت الحملة وفاز هو في الإنتخابات.

Tutkularımın peşinden gidersem bu başarılı olacağımı garantilemez

إذا تبعت شغفي، فهذا لا يضمن أنني سأنجح،

Gelecekte mutlu ve sağlıklı olmayı, başarılı olmayı isteriz;

نحن نريد أن نكون سعيدين وأصحّاء في المستقبل، نريد أن نكون ناجحين،

John için çalışmayı sevsem de politikada başarılı olamadım.

وفي نفس الوقت الذي كنت أحب العمل لدى جون، لم أشعر بالسعادة أثناء العمل في السياسة.

...sindirme enzimleriyle düşmanını eritiyor. Başarılı bir karşı saldırı.

‫محللًا العدو بإنزيمات هاضمة.‬ ‫هجوم مضاد ناجح.‬

, adamları yeniden düzenlediler ve başarılı bir saldırı düzenlediler.

وأعادوا تنظيم الرجال ، وقادوا هجومًا ناجحًا.

Engellemeye çalıştığı için övgü aldı - ancak başarılı olamadı.

الجنرال دوموريز ، من الانشقاق عن النمسا - رغم أنه لم يكن ناجحًا.

Ve başarılı olursa ülkenin petrol zenginliklerinden biri olmak

شمال افريقيا وتكون من من ثروات البلاد النفطية في حال نجحت

Başarılı olmak için okullarında okudu, bir yönde okurken

لغاتٍ غير اللغة العربية وهم الانجليزية والفرنسية والاسبانية

Ve eğer tutkunu olduğunuz bir şeyde başarılı olursanız

وإذا كنت ناجح وتمارس في شغفك،

Belki başarılı da olabilirdim ama bir fark yaratamazdım,

يمكن أن أصبح ناجح ولكن لن أحدث فرق،

Onları takip ettiğimizde daha fazla üretken ve başarılı oluyoruz.

نصبح أكثر إنتاجية وإنجازًا عندما نتبعهم.

Bu 21. yüzyıl ekonomisinde başarılı olmam için çok önemli.

لأنه عامل حيوي في نجاحي في إقتصاد القرن الـ21.

Başarılı, iyi eğitim almış, beyaz ırktan Amerikalı bir erkektim.

كنت ذكرًا أمريكيًا ناجحًا ومتعلمًا.

Şehirde başarılı olmak için... ...hayvanların caddelerde dolaşmayı öğrenmesi gerekir.

‫للنجاح في المدينة،‬ ‫على الحيوانات تعلّم التفاوض مع الشوارع.‬

Savaş zamanı bu araştırma o kadar başarılı oldu ki

الآن، هذه الدراسة التي حدثت في وقت الحرب اتضح انها ناجحة

Derken, yaptığı 126 riskli işlemin tamamından başarılı şekilde çıkıyor

بعد ذلك ، نجح في الخروج من جميع المعاملات الخطرة الـ 126 التي قام بها.

... ve daha sonra Aboukir kasabasına başarılı bir saldırı düzenledi.

Desaix الاستكشافية في صعيد مصر ... وقاد فيما بعد هجومًا ناجحًا على مدينة أبو قير.

Havanın hakim olduğu bölgede BAE yağan yağmurda başarılı oldu

ففي المنطقة التي يعم فيها الطقس الحار نجحت الامارات بان تسقط

Allahım dedim, ben bunu çözemezsem iş hayatında başarılı olamayacağım,

قلت يا الله، إن لم أحل هذا، فلن أكون ناجحًا في حياة العمل،

Ancak sahada kalarak saldırıyı yönetti ... ki bu sonuçta başarılı oldu.

لكنه ظل في الميدان ، موجهًا الهجوم ... والذي كان ، في النهاية ، ناجحًا.

Apollo Programı hayatta kalacaksa, bir sonraki görevin başarılı olması gerekiyordu.

إذا كان لبرنامج أبولو أن يستمر ، يجب أن تكون المهمة التالية ناجحة.

Fakat başlangıçtaki başarılı ilerlemeye rağmen Transilvanya'ya girince, Romanya hızla bir

ولكن على الرغم من التقدم الناجح في البداية في ترانسيلفانيا، رومانيا يواجه بسرعة

Bir dizi başarılı kuşatma ile doğu İspanya'daki Fransız kontrolünü genişletti: Lerida,

وسع السيطرة الفرنسية على شرق إسبانيا بسلسلة من عمليات الحصار الناجحة: في ليريدا

Işin uyuşması ile insanların işlerinde ne kadar başarılı ve mutlu olduğu

أن هناك علاقة كبيرة ىىن ربط الإهنمامات

Başarılı listeden küçük bir farkla otuz dört oy alan Fethi Başa, kazananlar

عقيلة صالح ووزير الداخلية في حكومة الوفاق فتحي باشاقا والتي

Sadece bir tane hayatın var. Onu mutlu ve başarılı bir şekilde yaşa.

لديك حياة واحدة فقط ، فلتعشها بسعادة و نجاح.

Ancak Pro V1’in başarılı olmasını sağlayan çukurlaşmayı ayarlamak veya yenilikleri geri almak,

ولكن ضبط عملية التكبير ، أو استعادة الابتكارات التي نجحت Pro V1 ،