Translation of "Başarılı" in Spanish

0.008 sec.

Examples of using "Başarılı" in a sentence and their spanish translations:

Başarılı olamaz.

no saben leer o escribir.

...başarılı oldu.

lo logró.

Başarılı olmayacaklar.

Ellos no tendrán éxito.

Başarılı olacaksın.

- Llegaréis lejos.
- Llegará lejos.
- Llegarás lejos.

Başarılı oldular.

Tuvieron éxito.

Başarılı değildik.

No tuvimos éxito.

Başarılı olamadın.

es como golpearse contra un muro.

Nasıl başarılı olabilirdi?

solo para obtener los mismos resultados?

Başarılı olabileceklerine inanmıyorlardı

No creían que pudieran tener éxito

Görev başarılı oldu.

La misión fue un exito.

Biz başarılı olduk.

- ¡Lo conseguimos!
- ¡Lo logramos!

Sanırım başarılı olmayacak.

Creo que no funcionará.

O başarılı oldu.

- Lo consiguió.
- Lo logró.

Biz başarılı olacağız.

Venceremos.

Tom başarılı olmayacak.

Tom no tendrá éxito.

Çok başarılı oldum.

Tuve mucho éxito.

O başarılı olurdu.

Él habría tenido éxito.

Plan başarılı olmadı.

El plan no triunfó.

Başarılı olmayı umuyordu.

Esperaba tener éxito.

İşte başarılı oldum.

- Tuve éxito en el trabajo.
- Me fue bien en mi empleo.

Plan başarılı olacaktır.

El plan funcionará.

- Senin planın başarılı olacağı kesin.
- Planınız kesinlikle başarılı olacak.

Tu plan de seguro funcionará.

Başarılı bir şekilde başlattık.

cuatro años, cuatro meses después.

Ama başarılı olabileceğini düşünüyoruz.

Pero también pensamos que es realizable.

Adım adım başarılı olabiliriz.

podemos tener éxito gradualmente.

Başarılı olmayı hak ediyorsun.

- Mereces triunfar.
- Tú mereces triunfar.

Çok çalışırsa, başarılı olur.

Si le pusiese empeño, lo conseguiría.

Hayatta herkes başarılı olmaz.

No todos tienen éxito en la vida.

İlk denememde başarılı oldum.

Lo logré en mi primer intento.

Tom başarılı bir avukat.

Tom es un abogado exitoso.

Denedim,ama başarılı olmadım.

Lo intenté, pero no lo conseguí.

O başarılı bir işkadını.

Ella es una exitosa mujer de negocios.

Tom kesinlikle başarılı olacak.

Tom tendrá éxito con seguridad.

Tom sonunda başarılı olacak.

Tom triunfará finalmente.

Sonunda deney başarılı oldu.

Al final el experimento tuvo éxito.

O başarılı olmak istedi.

Él quería triunfar.

Onun başarılı olacağını düşünüyorum.

Creo que él lo conseguirá.

O başarılı bir avukat.

Él es un abogado de éxito.

Tedavi başarılı olarak gidiyor.

El tratamiento está siendo exitoso.

Tom muhtemelen başarılı olacak.

Tom probablemente tendrá éxito.

Deney başarılı olacak mı?

¿Resultará el experimento?

O, muhtemelen başarılı olmayacak.

Probablemente él no tenga éxito.

Başyapıtlar yalnızca başarılı denemelerdir.

- Las obras maestras son tan solo intentos exitosos.
- Las obras maestras son tan solo intentos con éxito.

Yardım etmeseydin, başarılı olamazdım.

No lo hubiera conseguido si no me hubieras ayudado.

Oldukça başarılı bir holding tarafından

un alto ejecutivo recientemente contratado

Seviye tespit sınavında başarılı oldunuz!

¡Lo ha hecho muy bien en el examen de nivel!

Massachusetts'e kadar zaten başarılı olduk,

desde San Francisco a Somerville, Massachussets,

Ama denemezseniz asla başarılı olamazsınız.

Pero el que no arriesga, no gana.

Yüzde yüz başarılı olsalar dahi,

tuvieran un 100 % de éxito,

Onun başarılı olacağından şüphem yok.

No me cabe duda de que lo conseguirá.

Hiç kimse tahammülsüz başarılı olamaz.

Nada puede ocurrir sin esfuerzo.

Onun başarılı olmak istediğini düşünüyorum.

Creo que quiere triunfar.

Başarılı olmak için sıkı çalıştın.

Has trabajado duro para tener éxito.

Onun başarılı olma ihtimali var.

Hay una posibilidad de que ella tenga éxito.

Gayretle öğren ve başarılı olacaksın.

Aprende diligentemente y tendrás éxito.

Hepimiz Tom'un başarılı olmasını istiyoruz.

Todos queremos que Tom tenga éxito.

Onun işinde başarılı olacağını düşünüyorum.

Supongo que ella tendrá éxito en su negocio.

Tom'un başarılı olacağını düşünüyor musun?

¿Crees que Tom tendrá éxito?

Başarılı olana kadar devam etmelisin.

Deberías seguir hasta que lo logres.

- Kim başardı?
- Kim başarılı oldu?

¿Quién tuvo éxito?

Yardımınız olmasaydı, ben başarılı olamazdım.

Si no fuera por tu ayuda, no lo habría podido conseguir.

Onların planının başarılı olacağını sanmıyorum.

No creo que funcione su plan.

O, başarılı bir avukat oldu.

Él se convirtió en un exitoso abogado.

Başarılı olmak istiyorsan, çok çalışmalısın.

Si quieres triunfar, deberías trabajar duro.

Tom başarılı bir fotoğrafçı oldu.

Tom se convirtió en un exitoso fotógrafo.

Yerinizde olsam başarılı olmaya çalışırım.

Si fuera tú, trataría de tener éxito.

Bu kadar başarılı olmayı beklemiyordum.

No esperaba tener tanto éxito.

- O kitabın çok başarılı olacağını öngördü.
- O, kitabın başarılı olacağını tahmin etti.

Ella vaticinó que el libro sería todo un éxito.

Bu çok başarılı stratejinin iyi yanı

La buena noticia de esta exitosa estrategia

Dinozorların nasıl bu kadar başarılı olduğudur.

es por qué los dinosaurios fueron tan gloriosos.

Ayrıca kariyerlerinde başarılı olmaları daha olasıdır.

Y también tienen más probabilidades de ser exitosos.

En başarılı iki projemizi sizlerle paylaşacağım:

para darles una idea del impacto que estamos teniendo hasta ahora.

Fakat bu sürü pek başarılı değil.

Pero esta manada aún lucha.

Eğer bu çaba tamamen başarılı olursa

Y si este esfuerzo es un completo éxito,

İşte o noktada başarılı olmaya başladım.

Y luego comencé a hacer avances.

Bu koşullar altında biz başarılı olamayız.

Bajo tales circunstancias, no podemos tener éxito.

Tüm çabaları ile, o başarılı olamadı.

A pesar de sus esfuerzos, no consiguió triunfar.

O kuşkusuz dünyadaki en başarılı yönetmen.

Él es, sin duda, el director cinematográfico de mayor éxito en el mundo.

- Benim iş başarılı.
- İşim iyi gidiyor.

Mi negocio está yendo bien.

Tom başarılı bir kimse olmak istiyor.

Tom quiere ser exitoso.

Onlar daha çok başarılı olmak istiyorlar.

Quieren hacerlo más grande.

Operasyonun başarılı olduğunu bilmek beni rahatlattı.

Me sentí aliviado al enterarme de que la operación había sido un éxito.

Başarılı mı yoksa başarısız mı olacak.

¿Él triunfará o fracasará?

Fransa'ya iş yolculuğunun başarılı olduğunu umuyorum.

Espero que tu viaje de negocios a Francia haya sido exitoso.

O ne istediğini açıklamakta başarılı değildi.

- No atinó a explicar lo que quería.
- No consiguió explicar lo que quería.

Böylece başarılı olmanız daha olası oluyor

y es más probable que seamos exitosos.

Ve başarılı şekilde beyin fırtınası yapıp

para que pudieran mejorar su capacidad de liderazgo

Bu ameliyatın başarılı bir sonucu var.

Esta cirugía tiene un exitoso resultado.

Elinden geleni yap ve başarılı ol.

Da lo mejor, y tendrás éxito.

Başarılı olmayan devrimler kısa sürede unutulur.

Las revoluciones que fracasan son rápidamente olvidadas.

Aşk başarılı bir evlilik garantisi vermez.

El amor no garantiza un matrimonio exitoso.

Bu plana göre yaptığın her başarılı hareket

Cada acción exitosa que les lleva a cumplir dicho plan

Dünyanın her yerindeki başarılı genç insanlar gibi

Y como tantos jóvenes entusiastas del mundo,

Ve başarılı iş yürütmüş herkes bilir ki

y cualquiera que haya manejado alguna vez un negocio exitoso sabe

Kendi başarılı işlerim yüzünden orada olduğumu sanıyordum.

Me imaginé que estaba ahí por mérito de mi trabajo.

Muhabirlikte o kadar çok başarılı oluyor ki

él es tan exitoso en la correspondencia que

Ancak bu çaba tamamen başarılı olmasa bile,

Pero incluso si este esfuerzo no es totalmente exitoso,