Translation of "Olmayacak" in Japanese

0.026 sec.

Examples of using "Olmayacak" in a sentence and their japanese translations:

Kolay olmayacak.

‎険しい道のりだ

O olmayacak.

そんなことは起きないでしょう。

Hayır, bu olmayacak.

これじゃダメだ

Bu yeterli olmayacak.

それだけでは不十分だということです

Hava açık olmayacak.

晴れないでしょう。

Dönüşü uzak olmayacak.

まもなく彼は現われるでしょう。

Hava güzel olmayacak.

晴れないでしょう。

Sanırım başarılı olmayacak.

それは成功しないだろう。

O zor olmayacak.

難しくはないさ。

Gökyüzü açık olmayacak.

晴れないでしょう。

Maaşıyla zengin olmayacak.

彼の給料では裕福になれないだろう。

Bu yolculuk kolay olmayacak.

だからこの冒険は 簡単ではない

Bu bir sorun olmayacak.

- お安いご用です。
- それは問題ない。

Hiç kimsenin umurunda olmayacak.

誰も気にしやしないよ。

Annne partimize geliyor olmayacak.

アンは私たちのパーティーには来ません。

O muhtemelen ünlü olmayacak.

彼はたぶん有名にならない。

Belki o ünlü olmayacak.

彼はたぶん有名にならない。

Bu asla tekrar olmayacak.

もう二度と起こることはないよ。

Babam yarın meşgul olmayacak.

私の父は明日は忙しくありません。

Şimdilik büyük tayfun olmayacak.

さしあたり大きな台風はこないだろう。

Sonuç gerçekten iyi olmayacak.

結果はまずまずといったところだ。

O, muhtemelen başarılı olmayacak.

彼は多分成功しないでしょう。

O, hiçbir zaman burada olmayacak.

彼女はすぐに来るでしょう。

O bizimle aynı fikirde olmayacak.

彼はがんとして私たちに同意しない。

O uzun süre uzakta olmayacak.

彼は、長くは、留守にしないでしょう。

Onun kalbini kazanma fırsatı olmayacak.

彼には彼女のハートを射止める見込みはないだろう。

Bugün bir şemsiyeye ihtiyacın olmayacak.

今日、傘は要らないよ。

Bu yaz Boston'da olmayacak mısınız?

今度の夏、ボストンに行くんじゃない?

O tür bir şey olmayacak.

そんなことは起きないでしょう。

Fosil yakıtlar sonsuza kadar var olmayacak.

化石燃料は永久に利用できるわけない。

Bugünden itibaren bir hafta okul olmayacak.

来週の今日は学校は休みだ。

Belki de o asla ünlü olmayacak.

彼はたぶん有名にならない。

Ne söylediğin umurumda değil. O olmayacak.

何ていわれてもダメ!

O, öğle yemeği saatinde evde olmayacak.

彼は昼食時に家にいないでしょう。

- Endişelenmek yardım etmeyecek.
- Endişelenmenin faydası olmayacak.

心配したってしょうがないよ。

Eğer işinizi bırakırsanız, geriye dönüşünüz olmayacak.

仕事を辞めたらもう二度と戻れないよ。

Bu kış muhtemelen fazla karımız olmayacak.

今年の冬は雪が少ないだろう。

Bu yapacak kolay bir şey olmayacak.

それを行うのは簡単なことではないでしょう。

Bu kolay olmayacak ama zekice seçimler yaparsak

簡単ではないが 賢い判断をすれば

Eğer o yoksa bir İngilizce testimiz olmayacak.

もし彼が休んだら、英語のテストはないでしょう。

Kar eriyinceye kadar otobüs servisi mevcut olmayacak.

バスの運行は雪がなくなるまでずっとないでしょう。

Bir ihtimal yağmur yağarsa bahçe partisi olmayacak.

万一雨が降れば、園遊会は行われないでしょう。

Onun yerini alabilecek birini bulmak kolay olmayacak.

彼の後を継ぐだけの能力のある人物を見つけるのは容易ではないだろう。

Maalesef 1:00'e kadar burada olmayacak.

1時まで帰ってこないのですが。

- İşler daha iyi olmayacak.
- İşler iyiye gitmeyecek.

その事は改善されないだろう。

Şartlar, av için haftalarca bu kadar iyi olmayacak.

‎明るいうちに ‎狩りをしなくては

Ama yakında annesi onu korumak için yanında olmayacak.

‎だが母親が守れるのも ‎あと少しの間だ

Dağın tepeleri bu saatten sonra pek güvenli olmayacak.

‎日没後の山頂は危険だ

Açıklamanız inandırıcı olmayacak; o gerçek olamayacak kadar imkansız.

君の説明は見えすいている。とても本当とは思えないよ。

Bu kiraz çiçekleri çıkmadan uzun süre önce olmayacak.

まもなく桜の花が咲くだろう。

Kazansak da kaybetsek de herhangi sert duygularım olmayacak.

勝っても負けても恨みっこなしだぞ。

Bu kitap muhtemelen o kadar çok faydalı olmayacak.

この本はそんなに役に立たないだろう。

Yakın gelecekte uzay yolculuğu artık sadece bir hayal olmayacak.

近い将来宇宙旅行も夢ではない。

Avrupa'yı ziyaret etmesi için asla ikinci bir şansı olmayacak.

彼女には決してヨーロッパを訪ねるまたの機会はないであろう。

- O, uzun ömürlü olmayacak.
- O, uzun bir hayat yaşamayacak.

彼は長生きしないだろう。

Yalnızca altı kilometre batıda ama bu bizim için kolay olmayacak.

真西に約6キロの所だ でも歩道はないだろう

Demek istediğim bu asla olmayacak bir hikâyeydi ama yine de başardı.

ありえないだろうと思われていたことが 起こったんです

- Yardımda bulunmazsan bitirmem mümkün olmayacak.
- Yardım etmezsen tamamlayamayacağım.
- Bana yardımcı olmazsan bitiremeyeceğim.

あなたが手伝ってくれなければ終わらせられないだろう。

- Biz ev sahibesine kirayı ödersek, yiyecek için hiç paramız olmayacak; aşağı tükürsen sakal yukarı tükürsen bıyık.
- Biz ev sahibesine kirayı ödersek, yiyecek için hiç paramız olmayacak; iki ucu boklu değnek.
- Biz ev sahibesine kirayı ödersek, yiyecek için hiç paramız olmayacak; iki arada bir derede.

家主に家賃を払えば、食物を買う金がなくなる。進退きわまったというところだ。

Ben şirketten kovuldum ama biriktirdiğim biraz param olduğu için, şimdilik, geçim giderleriyle bir sorunum olmayacak.

会社をクビになったけど、貯金がすこしあるので、差し詰め生活には困らない。