Translation of "Sorun" in Korean

0.134 sec.

Examples of using "Sorun" in a sentence and their korean translations:

Soruyu sorun,

요청 하신 다음

Küresel bir sorun

상당히 신경 쓰입니다.

Yani, sorun bu.

그게 바로 문제입니다.

Kendinize şunu sorun:

스스로 질문하세요.

Sorun, iklim değişikliği değil.

기후 변화는 단순한 문제가 아니라

Gerçi tadında sorun yok!

그래도 맛은 괜찮네요!

Vesaire birçok sorun nedeniyle

남아 있었기 때문에

Ama bir sorun var.

‎그런데 문제가 생겼군요

Sorun, gideceğimiz yönü belirlemek.

문제는 우리가 가는 방향입니다

''Tabii evlat, sorun yok.''

"물론이지, 얘야."

Toplumumuzda büyük bir sorun.

이것은 우리 사회에선 중요한 문제죠.

Diğer tahlillerde bir sorun yoktu,

다른 검사에선 문제가 없었습니다.

Ayrıca kültürel bir sorun var.

문화적인 문제도 있습니다

Dile getirilmeyen kurallar sorun doğurur.

여기서 무언의 기준은 문제가 됩니다.

sorun insanlar, çözüm ise teknoloji.

인간들이 문제고 기술이 그 해결책이어야 하는데

Ya da ameliyat önerdiğinde sorun.

혹은 수술을 권할 때에도 물어보세요.

Neyse sorun değil. Öğle vakti.

상관없어요, 이제 점심시간이네요.

Umarım halat sivri köşelerde sorun çıkarmaz.

모서리가 날카로운데 로프가 괜찮길 바랍니다

Sorun, şu çıkıntıların... ...çok keskin olması.

문제는 이 바위 모서리가... 날카롭다는 겁니다

"Bu ciddi bir sorun." diye düşündüm.

‎제가 봐도 골치 아프겠더군요

Sorun geliyor ve bunu tahmin edebiliyoruz

문제가오고 있으며, 예측할 수 있습니다.

Piyasalar, kaçınılmaz olarak çözdüğünden fazla sorun yaratıyor.

시장은 문제를 해결하기 보다 자체적으로 문제를 만들어 낼 것입니다.

Sorun şu ki, bunun olası olmadığını bulmuştuk.

문제는 이런 결과가 나올 가능성이 너무나 희박하다는 것이었습니다.

Ve hepimiz nefretin bir sorun olduğu kanısındayız.

그리고 우리 모두는 증오심이 문제라고 생각하죠.

Meğer tek başınıza yaparken birçok sorun yaşanıyormuş.

혼자서 하는데는 여러 가지 문제가 있습니다.

Tarım endüstrisinin bugün karşı karşıya kaldığı bir sorun.

오늘날 농업의 도전과제들입니다.

Sorun şu ki ne kadar zamandır burada olduğunu

문제는 이 줄이 얼마나 오래됐는지

Sonra şöyle dedi: “Bunu yaparız, Hamdi, sorun değil.

"함디, 무슨 말인지는 알겠는데요. 외벽은 칠할게요.

Sorun şu ki kadın cinselliği bir hapla düzeltilemez.

문제는, 약 한 알로 여성의 성생활을 어떻게 할 수 없다는 겁니다.

Ama bir sorun var. Cooper atmacaları geleceklerini biliyor.

‎그런데 문제가 있군요 ‎쿠퍼매들이 이들을 노리는 겁니다

"Yılan yıldızlarının yemeğini çalması her zaman sorun olacak."

‎거미불가사리가 문어의 먹이를 ‎매번 빼앗아 먹을 테니까요

Kendinize şu temel soruyu sorun: Ne için para biriktiriyorsunuz?

스스로에게 물어보세요. 저축하는 이유가 뭘까?

İlk olarak, sorun hakkındaki anlayışımızı yeni bir çerçeveye oturtmalıyız.

첫 번째, 문제에 대한 인식을 바꿔야 합니다.

Tek sorun şu ki Büyük Kanyon pek ulaşılır değil.

바로 그랜드 캐년에 가는 게 쉽지 않다는 점이었습니다.

Tek sorun şuydu ki nezaket hakkındaki bu kitabı yazmıştım

문제는 제가 예의 바름에 대한 책을 저술한 이유였는데요.

Iklim değişikliği gibi bir şey neden önemli bir sorun,

기후변화 같은 이슈들, 매우 큰 문제입니다.

Bir sorun vardı. Askerler bu sefer halkın desteğini alamadı

한가지 문제가 있었습니다 이번에는 군부가 대중의 지지를 받지 못했습니다

Sorun şu ki sonunu göremiyorum ve bu her zaman tehlikelidir.

문제는 저 끝이 안 보인단 건데 그건 언제나 위험한 일이죠

Sorun şu ki bu tarafta da su bulunduğunun garantisi yok.

문제는, 저쪽에 물이 있다는 보장이 없다는 겁니다

Mizah sorun çözme konusunda bize daha da çok yardımcı olur

더 나아가 유머는 우리가 문제를 풀도록 도와주기까지 해요.

Denesem de en sonunda yapamadığım şeyler benim için sorun değil

제가 결과적으로 할 수 없는 것들에 대해서는 아무렇지 않다는 것입니다.

Aşağıda parlayan bir şey görüyorum. Sorun şu ki helikopter buraya inemez.

저 아래 뭔가 있는 게 확실해요 반짝이는 게 보여요 문제는 헬기가 착륙할 수 없다는 겁니다

Biraz da karbonhidrat var ve iyi doğal enzimler barındırıyor, yani sorun yok.

싹에는 약간의 탄수화물과 좋은 천연 효소가 있죠 먹어도 괜찮습니다

Ama sorun şu ki bu keskin kayalar halatı bir bıçak gibi kesebilir.

문제는요 날카로운 바위가 칼처럼 우리 로프를 끊을 수도 있어요

Ve büyük bir sorun var: Bu projeksiyonlardan her biri şekilde, mesafe de,

여기서 큰 문제가 하나 있습니다: 모든 세계지도는

Ve biraz da karbonhidrat var ve iyi doğal enzimler barındırıyor, yani sorun yok.

싹에는 약간의 탄수화물과 좋은 천연 효소가 있죠 먹어도 괜찮습니다

Sorun şu ki sadece 15 metre ipim var ve gelip buraya bir bakın.

문제는 제 로프 길이가 15m라는 거죠 와서 여길 좀 보세요

Sorun şu ki daha az oksijen almaya başladığıızda, zihniniz sizinle oyunlar oynamaya başlar.

문제는 산소가 모자라기 시작하면 정신이 이상해진다는 겁니다

Sorun şu ki buradan indikten sonra devam etmek zorunda kalacağım. Yukarı çıkış yok.

문제는 여길 한 번 내려가면 돌이킬 수 없단 겁니다 다시 올라올 방법이 없어요

Ama sorun şu ki geri dönmesi gerekiyor. Diğer tarafta, köpek balığı kokusunu tekrar aldı.

‎문제는 물속으로 ‎돌아가야 한다는 거였죠 ‎상어는 문어 냄새를 ‎다시 쫓고 있었어요

Ama burası oldukça yavaş bir güzergâh ve de havanın sıcak olması ilaçlar için bir sorun.

그런데 오래 걸리는 길이라 이 더위에서 약품이 걱정입니다