Translation of "Yeterli" in Japanese

0.058 sec.

Examples of using "Yeterli" in a sentence and their japanese translations:

Yeterli.

- もうそれで十分だ。
- それで結構です。
- それで間に合うでしょう。
- それでよろしい。

- Yeterli.
- Bu yeterli.
- Bu kadarı yeterli.
- Yeter.

いい加減にしろよ。

Yeterli mi?

それで十分?

- Yeterli vaktimiz yok.
- Yeterli zamanımız yok.

私たちの時間が足りない

Bakmamız yeterli olur.

あそこの木を見て

Bu yeterli olmayacak.

それだけでは不十分だということです

yeterli kaynakları yoktu.

医療のためのお金がなく

Bu yeterli olur.

それだけで十分足りるだろう。

Bu yeterli olmalıdır.

これで十分なはずです。

Yeterli suyumuz var.

水は十分ある。

Yeterli kahve yok.

コーヒーが足りません。

O yeterli değil.

それは十分ではありません。

Yeterli param var.

- 私はお金が十分ある。
- お金は十分にあります。
- お金は十分にあるんです。

Tom Fransızcada yeterli.

トムはフランス語が堪能だ。

Açıklamam yeterli değildi.

私の説明不足でした。

Bu yeterli değil.

これは十分ではありません。

Yeterli RAM'im yok.

- メモリが足りないのかなぁ。
- 私は十分なメモリがありません。

Yeterli yiyeceğimiz var.

私たちに十分な食べ物がある。

Boyun eğmek yeterli olmuyor.

‎服従しても立ち去らない

Yeterli uyku almak zorundasın.

睡眠を十分にとってください。

Oldukça yeterli olduğumu hissetmiyorum.

どうも気分がすぐれない。

Bin yen yeterli midir?

1000円で十分ですか。

Sadece beyaz kağıt yeterli.

無地の白い紙で十分です。

Onlar yeterli yiyecek alamadılar.

彼らはじゅうぶんな食料を手に入れられなかった。

1000 yen yeterli mi?

千円で足りる?

Onun yeterli parası yoktu.

彼には必要なだけの金がなかった。

Yeterli yiyeceğimiz var mı?

十分な食料があるか。

Yeterli sandalye var mı?

椅子は足りそうですか?

Yeterli sos var mı?

ソースは足りてますか?

O şimdilik yeterli olacaktır.

差し当たり、あれで十分でしょう。

Sorun yeterli paramızın olmaması.

困ったことに私たちにはお金がたりない。

Şimdi yeterli yiyeceğimiz var.

今十分な食料がある。

Otuz dolar yeterli mi?

30ドルで足りる?

Şimdilik bu kadar yeterli.

今のところは十分です。

- Yeterli param olmuş olsaydı çantayı alırdım.
- Yeterli param olsaydı çantayı alırdım.

もしも十分に金があったなら、私はそのかばんを買っただろうに。

Seyahatim için yeterli param yok.

私は旅行のための費用が不足している。

Buradan çıkacak yeterli sağduyuya sahibim.

気を利かせて外へ出た。

Yeterli zamanım olsa, seninle konuşurum.

もし私に十分な時間があれば、君と話すだろうに。

Yeterli param olsaydı, onu alabilirdim.

もし私におかねが十分あったら、それを変えたのだが。

Affedersiniz. Bu ücret yeterli değil.

もしもし、料金不足ですよ。

Yeterli param olsa, kitabı alırım.

もしかねが十分あればその本を買うんだが。

Yeterli param olsaydı kalemi alırdım.

- もし私にもっとお金があったなら、そのペンを買ったであろうに。
- もっとお金があったらあのペンを買っていたのだけど。

Dolaşmak için yeterli yiyecek var.

- みんなに行き渡るだけの食料がある。
- みんなに行き渡るだけの食べ物がある。

Onun için yeterli zamanım var.

そのための時間は十分ある。

On bin yen yeterli mi?

1万円でたりる?

Neredeyse onun yeterli yiyeceği yoktu.

彼はやっと食べられるだけのものしか持っていなかった。

Sorun yeterli paraya sahip olmamamızdır.

問題は我々が十分なお金を持っていないことだ。

O, görev için yeterli değildir.

彼にこの仕事は無理だ。

Toplantı odasında yeterli sandalye yok.

会議室の椅子が足りません。

Geçinmek için yeterli para kazanmıyor.

- 彼は生活するのに十分な金を稼いでいない。
- 彼は生活していけるだけの収入がない。

Senin hâlâ yeterli deneyimin yok.

お前はまだ「青い」

Yeterli param olup olmadığını bilmiyorum.

十分にお金があるかわかりません。

Ve yeterli su bile yok.

そして十分な水さえない。

Bunun yeterli olup olmayacağını bilmiyorum.

これで足りるかどうかは分からない。

Konferans salonunda yeterli sandalye yok.

会議室の椅子が足りません。

Oynamamız için yeterli yer var.

私達が遊ぶのに充分な場所がある。

Yeterli zamanım olup olmadığını bilmiyorum.

時間があるかどうか、私はわからない。

Herkes için yeterli yerimiz var.

- すべての人が座れる十分な席がある。
- すべての人が座るのに十分な席がある。

Saldırı yeterli planlama yapılmadan başladı.

十分な計画なしに攻撃は始められた。

Okumak için yeterli ışık var.

物を読めるだけの明るさだ。

Yeterli paranız yok, değil mi?

お金が足りないんでしょ?

Yeterli paramız olup olmadığını bilmiyorum.

十分にお金があるかわかりません。

- Yeterli param olsaydı, bu kamerayı alırdım.
- Yeterli param olsa, bu kamerayı alırım.

- 十分なお金があれば、このカメラを買えるのに。
- お金が十分にあれば、このカメラを買えるのに。

- Sürücü ehliyeti almak için yeterli yaşta değilsin.
- Sürücü ehliyeti almak için yaşınız yeterli değil.
- Sürücü belgesi almak için yaşın yeterli değil.

君はまだ運転免許がとれるほどの年齢になっていない。

Bu, geceyi geçirmek için yeterli olacaktır.

これなら夜も越せるよ

Aklımdakileri söylemek için yeterli olduğumu düşünmüyorum.

私は 自分の思いを伝える資格が ないと思っています

Bu etkinliklerin yeterli olmadığının farkına varıyorum.

単にイベントだけでは 十分ではないことに気づきました

Yeterli kanıt yokluğunda, polis onu suçlayamadı.

十分な証拠が無くて警察は彼を起訴できなかった。

Herkese yetecek yeterli yiyecek var mı?

皆に食物は足るかい。

Yeterli param olsaydı o kitabı alırdım.

もし買えるだけの金をもっていたら、その本を買っていただろう。

Yeterli param olsa, ben yurtdışına gidebilirim.

- もし十分なお金を持っていれば、海外へ行けるのに。
- 十分なお金があれば海外に行けるのに。

Yeterli param olsa, onu satın alabilirim.

もし私がお金を持っていれば、それは買えるのですが。

Onu almak için yeterli parası var.

それを買うだけのお金がある。

Hâlâ onu tartışacak yeterli zamanımız var.

それを議論する時間はまだ十分ある。

Teklifi reddedecek kadar yeterli bilgeliğe sahipti.

彼女には申し出を断るだけの分別があった。

A yeterlidir ama B yeterli değildir.

Aは十分だが、Bはそうではない。

Araştırma çalışması için yeterli para ayırdılar.

彼らは研究費に十分金をとっておいた。

Ev küçük fakat bizim için yeterli.

その家は小さいが、私たちには十分だ。

Trene yetişmek için yeterli zamanımız var.

列車に乗るのに十分な時間がある。

Yemek yemek için yeterli zamanımız var.

食事をする時間はたっぷりある。

Bu arabanın lastiklerinin yeterli havası yok.

この車のタイヤの空気は十分でない。

Herkes için yeterli yiyecek var mıdır?

- 皆に食物は足るかい。
- 全員に十分な食事はありますか?

Seyahat için yeterli paran var mı?

旅行に十分なお金がありますか。

Yemek yemek için yeterli zamanım yok.

- 食べてる余裕ないんだよ。
- 食べてる時間ないんだよ。

Arabamızın yeterli benzini olup olmadığına bakalım.

私たちの車にガソリンが十分あるかどうか調べてみよう。

Okumak için yeterli zamanı olmadığından yakındı.

彼は読書の時間が十分とれないと不平をいう。

Bu lastiğin içinde yeterli hava yok.

このタイヤには空気が十分入っていない。

Peşinat için yeterli para biriktirebilir misin?

お金を貯めて頭金を作れますか。

Yeterli param olsaydı, bu bilgisayarı almıştım.

お金があれば、あのコンピューターを買ったのに。

Maaşın aileni geçindirmen için yeterli mi?

あなたの給料は家族を養うのに十分ですか。

Yeterli param olsaydı o bilgisayarı alırdım.

お金があれば、あのコンピューターを買ったのに。

O, masrafları karşılamak için yeterli paradır.

費用にはその金で十分。

Keşke uyumak için yeterli zamanım olsa.

睡眠時間が十分あればいいのに。

- Emekli maaşı yaşam giderleri için yeterli değildir.
- Emekli maaşı geçim harcamaları için yeterli değildir.

その年金では生活費に足りない。

- Bol zamanım var, ama yeterli param yok.
- Bol bol zamanım var ama yeterli param yok.

時間はたっぷりあるのだが、お金が足りない。

Yakalarsam, sadece birkaç damla mürekkep kullanmam yeterli,

ピンとくれば インクを使って いくつかの線を繋げ