Translation of "Hayran" in Japanese

0.004 sec.

Examples of using "Hayran" in a sentence and their japanese translations:

Tom'a hayran oldum.

トムに憧れていた。

Ona hayran oldu.

彼女は彼にあこがれた。

Onun perfomansına hayran kaldım.

彼女の演技に心を奪われた。

Manzaranın güzelliğine hayran kaldık.

- 私達はその景色の美しさに感嘆した。
- 私たちはその景色の美しさに見とれた。

- Yabancılar Fuji' ye hayran olur.
- Dışardan gelenler Fuji' ye hayran olur.

外国人は富士山を賛美する。

Yabancılar Fuji dağına hayran kalıyorlar.

外国人は富士山を賛美する。

Çocuğa hayran olmayan kimse yoktu.

その少年を誉めない人はひとりもいなかった。

Onlar güzel manzaraya hayran kaldı.

彼らはその美しい景色にうっとりした。

Herkes onun cesaretine hayran kaldı.

誰もが彼の勇気に感嘆した。

Kendisi en hayran olduğum romancıdır.

彼は私が最も尊敬している小説家だ。

En çok hayran olduğum romancıdır.

彼は私が最も尊敬している小説家だ。

Tepeden güzel manzaraya hayran kaldılar.

- 彼らはその丘からの素晴らしい眺めに感嘆した。
- 彼らはその丘からの素晴らしい眺めに感動した。
- 彼らはその丘からの素晴らしい眺めに見とれた。

Ona hayran olmak elimde değildi.

私は彼をたたえずにはいられなかった。

Fuji Dağı'nın manzarasına hayran kaldık.

私たちは富士山の景観に感嘆した。

Güzel gün batımına hayran kaldık.

- 私達は美しい日没に見とれた。
- 私たちは美しい入り日に見とれた。
- 私たちはきれいな夕日に見とれていた。

Gerçekten muhteşem bir hayran temeli oluşturdum,

素晴らしいファンに囲まれ

Ormandaki renk harmonisine hayran kaldığımı hatırlıyorum

色が織りなす 森の美しさに心を奪われた

Dansçının zarif eylemi seyirciyi hayran bıraktı

ダンサーの優美な舞は観衆を魅了した。

Ona hayran olmayan hiç kimse yoktu.

彼を称賛しない人は一人もいなかった。

Onun cesaretine hayran olmamak elimde değildi.

彼の勇気に感心せずにはいられなかった。

Ben onun yeni arabasına hayran oluyordum.

私は彼の新車をうっとりして眺めていた。

Onlar tepeden doğal görünüme hayran oldu.

彼らはその丘から素晴らしい眺めに感心した。

O, benim yeni arabama hayran kaldı.

彼は私の新車を誉めた。

Onun yeteneğine hayran olmamak elimde değil.

私は、彼の才能を賞賛せずにはいられない。

Hepimizin hayran olduğu muhteşem kadın Helen Keller'dan

誰もが称賛するすごい女性 ヘレン・ケラーの

- Herkes onu ziyaret eder.
- Herkes ona hayran.

皆が尊敬しています。

Bizim onun yeteneğine hayran olmamamız elimizde değil.

我々は彼の才能に感嘆せずにはおれない。

Bu hanımefendinin güzelliğine herkes tarafından hayran kalındı.

その女性の美しさはあらゆる人に賞賛された。

Güzel gün batımına hayran olmamıza yardımcı olamadık.

美しい日没に感嘆せざるをえなかった。

Kimse benden daha fazla ona hayran değildir.

私ほど彼に敬服しているものはありません。

Onun cesaretine hayran olduğum için, ona güvendim.

彼の勇気に感心して私は彼を信頼した。

İsviçre'ye gelen ziyaretçiler Alp dağlarına hayran kalırlar.

スイスを訪れるひとはアルプスに感嘆する。

Evet. Onun tarafından yapılan resimlere herkes hayran.

うん。みんなが彼の描く絵をほめているね。

Benim yeni arabana hayran olmamam elimde değil.

あなたの新車に感心しないではいられない。

Bu sorun, idollerin ve takıntılı hayran egolarının çatışmasıdır.

この問題は、アイドルのエゴとヲタのエゴの衝突だ。

Tom ve Mary el ele tutuşurken manzaraya hayran kaldılar.

トムとメアリーは手をつないで景色に見とれていた。

Geleceği için bu kadar planı olmasına ve çok pozitif olmasına hayran kaldım,

どれだけ大変な経験をしても 楽観的で