Translation of "Gitmeyi" in Japanese

0.013 sec.

Examples of using "Gitmeyi" in a sentence and their japanese translations:

Yurtdışına gitmeyi düşünüyorum.

外国に行こうと思っている。

Paris'e gitmeyi düşünüyorum.

パリへ行ってみようかなと思っています。

Onlarla gitmeyi düşünüyorum.

- 彼らに同行しようかと考慮中です。
- 彼らと一緒に行こうか考え中です。

Dişçiye gitmeyi ertelemeliyim.

- 私は歯医者行きを延ばさねばならない。
- 歯医者に行くの、延期しないといけないな。

Dağlara gitmeyi düşünüyorum.

- 私は山へ行こうかと思っています。
- 私は、山へ行こうと思っています。

Hawaii'ye gitmeyi diliyorum.

- 私はハワイへ行きたい。
- ハワイに行きたいです。

Yürüyüşe gitmeyi önerdim.

- 私は散歩に行こうと提案した。
- 散歩に行こうと提案した。

Avrupa'ya gitmeyi düşünüyorum.

私はヨーロッパへ行こうと思っている。

Benimle gitmeyi reddetti.

彼女は私と行くのを断った。

- Konsere gitmeyi iple çekiyorum.
- Konsere gitmeyi sabırsızlıkla bekliyorum.
- Konsere gitmeyi dört gözle bekliyorum.

私はコンサートに行くことを楽しみに待っている。

Biyolojik ritimle eş gitmeyi

宇宙の循環的なリズムを

Yurtdışına gitmeyi planlıyor musunuz?

君は海外へ行くつもりですか。

Ben sinemaya gitmeyi severim.

映画を見に行くのが好きです。

Ben gitmeyi çok istiyorum.

ぜひ、行きたいのですが。

O, okula gitmeyi sevmiyor.

彼女は学校へ行くのを嫌がる。

Onunla gitmeyi kabul ediyorum.

私は彼と行くことに同意します。

Yüzmeye gitmeyi tercih ederim.

それより水泳に行くのがいい。

Ben kayağa gitmeyi düşünüyorum.

スキーに行こうと思う。

Ben sinemaya gitmeyi seviyorum.

映画を見に行くのが大好きなんだよ。

Los Angeles'a gitmeyi düşünüyorum.

私はロサンゼルスに行こうかと考えています。

O, tiyatroya gitmeyi sever.

彼は芝居を見に行くのが大好きだ。

Yarın yürüyüşe gitmeyi planlıyoruz.

ぼくたちは明日ハイキングに行く予定なんだ。

Biz pikniklere gitmeyi severiz.

私達はピクニックに行くのが大好きです。

Tom, hastaneye gitmeyi reddetti.

トムは病院に行くことを拒否した。

Yurtdışına gitmeyi düşünüyor musunuz?

君は海外へ行くつもりですか。

Kız kardeşime gitmeyi düşündüm.

姉のところにいこうかと思ったんだけど。

O, Meksika'ya gitmeyi erteledi.

彼女はメキシコ行きを延期した。

Ben oraya gitmeyi planlıyorum.

そこへ行くつもりだ。

O, alışverişe gitmeyi düşündü.

彼女は買い物に行くつもりだった。

Ben sinemaya gitmeyi planlıyorum.

映画に行くつもりです。

Gerçekten okula gitmeyi sevmiyorum.

本当に学校に行くのが嫌なんだよ。

- Oraya yalnız gitmeyi tercih etmem.
- Oraya yalnız gitmeyi tercih etmiyorum.

私はむしろ一人でそこへは行きたくない。

Eğer kötüleşirseniz doktora gitmeyi unutmayın.

症状がひどくなったら、医者に相談してくださいね。

Yağmur yağıyorsa, yürüyüşe gitmeyi planlamıyoruz.

もし雨ならば、私たちはハイキングにいかないつもりです。

Dick kendi başına gitmeyi planlıyor.

ディックは独りで行くつもりだ。

İzinli olarak eve gitmeyi planlıyor.

彼は休暇に帰省することにしている。

Bay Wall dişçiye gitmeyi erteledi.

ウオール氏は歯医者へ行くのを延期した。

Ben yurt dışına gitmeyi planladım.

私は外国へ行くつもりだったが。

Tek başına yürüyüşe gitmeyi sever.

彼女は一人で散歩に出るのが好きだ。

Gelecek yıl Kanada'ya gitmeyi umuyorum.

来年、カナダに行きたいと思う。

Oraya yaya gitmeyi imkansız buldu.

彼は徒歩でそこへ行くのは不可能だとわかった。

Gelecek hafta Kobe'ye gitmeyi düşünüyorum.

来週神戸へ行こうかと考えている。

O yurt dışına gitmeyi umuyor.

- 彼は洋行を望んでいる。
- 彼は海外に行くことを希望している。

Tokyo'ya otobüsle gitmeyi mi planlıyorsun?

バスで東京に行くつもりですか。

Ara sıra plaja gitmeyi sever.

- 彼は、時折海辺に行くことが好きです。
- 彼は時々海に行くのを楽しみにしている。

Gelecek yıl Kanada'ya gitmeyi düşünüyorum.

来年はカナダに行こうかと思ってます。

Ben yalnız gitmeyi tercih ederim.

一人で行く方が好きです。

Hokkaido'ya kayak yapmaya gitmeyi düşünüyorum.

北海道にスキーに行くつもりです。

O eve gitmeyi çok istiyordu.

彼は家に帰りたくてむずむずしていた。

Ben sinemaya gitmeyi çok severim.

映画を見に行くのが大好きなんだよ。

Hokkaido'da kayak yapmaya gitmeyi planlıyorum.

北海道にスキーに行くつもりです。

Bugün okula gitmeyi tercih etmiyorum.

今日はあまり学校へ行きたくない。

Trenle gitmeyi, uçakla gitmeye tercih ederim.

- 僕は、飛行機より電車で旅をする方が好きだ。
- ぼくは飛行機より列車で旅行する方が好きだ。

Sahile gitmektense dağlara gitmeyi tercih ederim.

海に行くよりは山に行きたい。

Gitmeyi düşünüyorduk, ama en sonunda vazgeçtik.

われわれは行く事を考えたが、最終的に行かない事に決めた。

Yaya gitmeyi otobüsle gitmeye tercih ederim.

バスで行くよりも徒歩で行く方がよい。

Yürüyüşe gitmeyi film izlemeye tercih ederim.

その映画を見に行くよりも散歩の方がいい。

O bana erkenden yatağa gitmeyi öğretti.

彼は私に早く寝るように命じた。

- Gitmeyi tercih etmiyorum.
- Gitmemeyi tercih ediyorum.

- どちらかと言うと行きたくない。
- どちらかと言えば行きたくない。

Beyzbol oyunlarına gitmeyi ve izlemeyi seviyorum.

- 野球を見に行くのは好きです。
- 野球観戦に行くのが好きです。

Dışarı gitmeyi evde kalmaya tercih ederim.

私は家にいるより外出するのが好きだ。

Tek başıma alışverişe gitmeyi tercih etmem.

- 私は一人では買い物に行きたくない。
- 私は一人ではショッピングに行きたくない。

Bu yaz yurt dışına gitmeyi ummuştuk.

私達はこの夏に外国へ行くことを希望していた。

Kız arkadaşımla kayak yapmaya gitmeyi planlıyorum.

- 僕はガールフレンドと一緒にスキーに行く予定です。
- 俺さ、彼女とスキーに行くつもりなんだ。

Bu yaz yurt dışına gitmeyi bekleme.

今年の夏は外国に行けるとは期待しない方がいい。

Bana Boston'a kiminle gitmeyi planladığını söyle.

誰と一緒にボストンに行く計画をしているのか、教えてよ。

Japonya'da araba sürdüğünüzde soldan gitmeyi unutmayın.

日本で車を運転するときには左側通行を忘れずに。

Kim ne derse desin gitmeyi planlıyorum.

誰が何と言おうと、私は行くつもりだから。

Gelecek yıl yurt dışına gitmeyi düşünüyorum.

私は来年海外に行こうと思っている。

Dün gece konsere gitmeyi tercih ederdim.

私は昨夜どちらかというとコンサートに行きたかった。

Bay Takahashi seninle gitmeyi kabul etti.

高橋さんは君と一緒に、行くことに同意した。

Bugün gitmeyi yarın gitmeye tercih ederim.

明日よりも今日行きたいんだ。

O, Tohoku bölgesine gitmeyi sabırsızlıkla bekliyor.

彼女は東北地方に行くのを楽しみにしています。

Bu gece bir konsere gitmeyi planlıyorum.

今夜は音楽会に行くつもりだ。

Babamla birlikte ava gitmeyi sabırsızlıkla bekliyorum.

私は父と狩りに行くことを楽しみにしています。

Tom ile Boston'a gitmeyi planlıyor musun?

トムとボストンに行く計画をしてるの?

Ben yaz tatili sırasında Amerika'ya gitmeyi düşünüyorum.

夏休み中にアメリカへ行こうと思っています。

Ben tıp öğrenimi için Almanya'ya gitmeyi düşünüyorum.

医学の勉強のためにドイツに渡ろうと考えている。

Oğlan bir Antarktika seferine gitmeyi hayal ediyordu.

その少年は南極探検に出かける事を夢見ていた。

Her sabah koşuya gitmeyi kural haline getiririm.

毎朝必ずジョギングをすることにしているんだ。

Babam gelecek hafta yurt dışına gitmeyi planlıyor.

- 父は来週海外へ行く予定だ。
- 父は来週海外へ行くつもりだ。
- 父は来週海外に行く予定だ。

Onlar yaya olarak bir yere gitmeyi reddettiler.

彼らは歩いてはどこへも行きたくないと言った。

Parka gitmektense hayvanat bahçesine gitmeyi tercih ederiz.

公園へ行くよりもむしろ動物園に行きたい。

Oraya bisikletle gitmeyi düşünüyordum ama yağmur başladı.

自転車で行こうと思っていたのに、雨が降ってきました。

Sanırım o, hastanedeki annesini ziyarete gitmeyi planlıyordu.

彼女は入院中のお母さんを見舞いに行くつもりだったのですが。

Tom hasta olmasına rağmen okula gitmeyi planlıyor.

トムは病気なのに、学校に行くつもりなんです。

Sinemaya gitmektense sanat müzesine gitmeyi tercih ederim.

私は映画よりはむしろ美術館へ行きたい。

Tom Mary'nin gitmeyi kabul edip etmeyeceğini bilmiyor.

トムはメアリーが行くことに賛成かどうかわからない。

O, pazar günleri kiliseye gitmeyi ihmal etmez.

彼女は日曜日には必ず教会に行きます。

Bu hafta sonu Baltık Denizine gitmeyi düşünüyorum.

今週末はバルト海に行こうと思っています。

Bir sonraki buluşmamızda Jane'le birlikte Disneyland'a gitmeyi düşünüyorum.

次のジェーンとのデートにはディズニーランドへ行こうかと思っている。

Bob'ı benimle getirtmektense sinemaya yalnız gitmeyi tercih ederim.

ボブに来てもらうよりも、むしろ一人で映画に行きたい。

Ted mezuniyetten sonra yurt dışına gitmeyi sabırsızlıkla bekliyor.

テッドは卒業旅行に行くことを楽しみにしています。

Takeshi İngilizce öğrenmek için Londra'ya gitmeyi umut ediyor.

タケシは英語の勉強のためにロンドンに行くことを望んでいる。

Tatil sırasında onun nereye gitmeyi planladığını ona soracağım.

彼に休暇中にどこへ行く計画なのか聞いてみよう。

O bana yurt dışına gitmeyi isteyip istemediğimi sordu.

彼は僕に外国へ行きたいかどうかと聞いた。

Ben Tom'un gitmeyi planladığı aynı okula gitmek istiyorum.

トムが行く予定の学校と同じところに行きたい。