Translation of "Paris'e" in Japanese

0.016 sec.

Examples of using "Paris'e" in a sentence and their japanese translations:

- Paris'e gittim.
- Ben Paris'e gittim.

私はパリへ行った。

Paris'e gitti.

彼女はパリへ出発した。

Paris'e uzak değildir.

パリまで遠くない。

Paris'e gitmeyi düşünüyorum.

パリへ行ってみようかなと思っています。

O, Paris'e uçtu.

彼は飛行機でパリへ飛んだ。

Sonbaharda Paris'e gidiyorum.

私は秋にパリへ行く予定です。

Ben Paris'e gideceğim.

私はパリに行く事になっている。

O, Paris'e gitti.

彼はパリへ発った。

- Ertesi sabah Paris'e gidiyordum.
- Ertesi sabah Paris'e gidecektim.

- 私は翌朝パリに向かう予定だった。
- 僕は明くる朝パリへ立つことになっていた。

- Ben bu sonbaharda Paris'e gidiyorum.
- Önümüzdeki sonbaharda Paris'e gideceğim.

今年の秋はパリへ行くつもりだ。

Paris'e gideceğin doğru mu?

君がパリへ行くというのは本当ですか。

Paris'e giderken Atina'da durduk.

パリに行く途中、アテネに立ち寄った。

Calais yoluyla Paris'e gittiler.

彼らはカレー経由でパリにいった。

O, yarın Paris'e uçuyor.

彼は明日飛行機でパリへ行くことにしている。

O yarın Paris'e varacak.

彼は明日パリにつくでしょう。

O, Londra'dan Paris'e gitti.

彼女はロンドンからパリへ行った。

Gelecek ay Paris'e gidecek.

彼は来月パリに発つ。

O, Londra'dan Paris'e uçtu.

彼は飛行機でロンドンからパリへ行った。

Paris'e 50 kilometre var.

パリまで50キロです。

Paris'e ilk kez gitti.

彼女は初めてパリへ行った。

Yarın Paris'e hareket ediyorum.

私は明日パリへ出発します。

Bu ay Paris'e gidiyorum.

今月パリへ行く予定だ。

Paris'e ne zaman geldin?

いつパリに来たのですか。

Hiç Paris'e gittin mi?

パリに行ったことはあるかい?

Paris'e gitmek onun isteğiydi.

パリへ行くことが彼女の望みでした。

Erkek kardeşin Paris'e gittiğini söyledi.

君の弟は君がパリへ行ったと言った。

Arkadaşım Narita'dan Paris'e hareket etti.

友人は成田をたってパリに向かった。

Müzik öğrenimi için Paris'e gitti.

彼女は音楽を勉強しにパリへ行った。

New York yoluyla Paris'e uçtu.

彼らはニューヨークを経由してパリに飛んだ。

O, Paris'e bir yolculuk yaptı.

彼はパリへ旅行した。

O, Paris'e doğru yola çıktı.

彼はパリへ発った。

O, Paris'e bir gezi yaptı.

彼女はパリに旅行に出かけた。

Paris'e bir gezi yapmayı düşündü.

- 彼はパリへ行こうと目論んでいた。
- 彼はパリへの旅行を考えていた。

Polisler onu Paris'e kadar izledi.

警察は彼女をパリまで追跡した。

Paris'e elli kilometre uzakta bulunuyor.

パリまで50キロです。

Çocukluğunda Paris'e 3 kere gitti.

子供のとき彼はパリへ3回行った。

Paris'e seyahatinin sebebi başkanla tanışmaktı.

彼のパリ行きの目的は大統領と会見することであった。

O, Fransa'nın başkenti Paris'e gitti.

彼はフランスの首都パリへ行った。

Onlar aynı anda Paris'e vardılar.

彼らは同時にパリについた。

- Ressam, resim çalışma amacıyla Paris'e gitti.
- Ressam resim eğitimi amacıyla Paris'e gitti.

その画家は勉強するためにパリへ行った。

- O, halasını görmek için Paris'e gitti.
- O, teyzesini görmek için Paris'e gitti.

彼女は叔母にあう目的でパリへ行った。

Paris'e uçtuk, orada bir hafta kaldık.

我々はパリまで飛行機で行った。そしてそこで1週間滞在した。

Paris'e uçmak 500 dolara mal olacak.

パリまで飛行機で500ドルかかるでしょう。

Sanat eğitimi almak için Paris'e gitti.

美術を勉強するために、彼女はパリへ行った。

Ya Londra'ya ya da Paris'e gitti.

彼女はロンドンかパリのどちらかに行った。

Resmî bir iş için Paris'e gitti.

彼は公用でパリへ行っている。

Fransızca eğitimi almak için Paris'e gitti.

彼はフランス語を研究するためにパリに行った。

O, Paris'e iki yıl önce gitti.

彼は2年前にパリに行った。

O, mayıs ayının sonunda Paris'e gitti.

彼は五月の終わりにパリへ行った。

O, bana ağustosta Paris'e gideceğini söyledi.

彼女は私に8月にパリに行くといった。

O teyzesini görmek için Paris'e gitti.

彼女は叔母にあう目的でパリへ行った。

Bir çocukken, Paris'e üç kez gitti.

子供のとき彼はパリへ3回行った。

Bu Paris'e giden en kısa yol.

これはパリへの最短コースです。

Bu ressam Paris'e eğitimi için gitti.

その画家はパリへ修行に行った。

O geçen ayın sonunda Paris'e gitti.

彼女は先月の終わりにパリに出発した。

Ve ilk işime başlamak için Paris'e taşınmıştım.

就職先のパリに移りました

Soult, Paris'e döndüğünde Napolyon'dan bir kahramanı karşıladı.

パリに戻ると、ソウルトはナポレオンから英雄の歓迎を受けました。

Onun, Paris'e hareket ettiği gün yağmurlu idi.

彼女がパリに立った日は雨だった。

Başkan gelecek ay Washington'dan Paris'e hareket eder.

大統領は来月ワシントンにたってパリへ行きます。

Babam iş için sık sık Paris'e gider.

父はよく出張でパリへ行きます。

Sanat eğitimi almak için Paris'e gitmek istiyorum.

私は絵の勉強をする為に、パリに行きたい。

O, Paris'e gitti, orada beş yıl yaşadı.

彼はパリに行き、そこに5年間すんだ。

Paris'e giden 8:15 trenine binmek zorundayım.

- 8時15分発のパリ行き列車に間に合わせなくてはならない。
- パリ行き8時15分の電車に乗らなくてはいけない。

O, resim eğitimi amacıyla Paris'e gitmeye karar verdi.

彼は絵の勉強のために、パリに行くことに決めた。

- Paris'e gittim, ama yükseklik korkum olduğu için Eyfel Kulesi'ne çıkmadım.
- Paris'e gittim ama yükseklikten korktuğum için Eyfel Kulesine çıkmadım.

パリに行ったけど、高所恐怖症だからエッフェル塔に登らなかった。

Napolyon'u demir bir kafeste Paris'e geri getireceğine söz verdi .

ナポレオンを鉄の檻に入れてパリに 連れ戻すと王に約束した 。

Tim'in eşi ona onu Paris'e götürmesi için ısrar etti.

ティムの妻はぜひパリに連れて行ってほしいと言った。

Sadece Paris'e değil fakat aynı zamanda Roma'ya da gittik.

私たちはパリに行っただけでなく、ローマも訪れた。

Onun büyük geliri onun her yıl Paris'e gitmesini sağlıyor.

彼女は収入がたくさんあるので毎年パリに行くことが出来る。

Paris'e gittim ama yükseklikten korktuğum için Eyfel Kulesine çıkmadım.

パリに行ったけど、高所恐怖症だからエッフェル塔に登らなかった。

Napolyon onsuz Paris'e dönmek için ordudan ayrıldı, o açıkça ağladı.

ナポレオンが彼なしでパリに戻るために軍隊を去った とき 、彼は公然と泣きました。

Paris'e Işıklar Şehir denir. Çok sayıda güzel bina geceleri aydınlatılmaktadır.

パリは灯の都と呼ばれています。多くの美しい建物が夜になると点灯されます。

Biz sadece Paris'e gitmedik fakat aynı zamanda Roma'yı da ziyaret ettik.

私たちはパリに行っただけでなく、ローマも訪れた。

Olduğu haberini aldı ve Napolyon'un taç giyme töreni için Paris'e dönme emri aldı. Ertesi yıl

ニュースを受け取り 、ナポレオンの戴冠式のためにパリに戻るように命じました。