Translation of "Gözle" in Japanese

0.006 sec.

Examples of using "Gözle" in a sentence and their japanese translations:

Onu yakından gözle.

彼をよく見張れよ。

Bu şeyi gözle göremiyoruz,

目で見ることは不可能です

Dili, gözle görülür hâlde.

‎視覚を通じて

Mektubunu dört gözle bekliyorum!

- 君から手紙が届くのが楽しみです。
- お便りを心待ちにしています。
- お手紙楽しみに待っています。

Bakteriler çıplak gözle görülmezler.

バクテリアは肉眼では見えない。

Onu dört gözle bekliyorum.

楽しみにしてます。

Yarını dört gözle bekliyorum.

明日が待ち遠しいよ。

O tamamen gözle görülebilir.

- モロ見えです。
- モロに見える。

Yaz tatilini dört gözle bekliyorum.

- 私は夏休みを楽しみにしている。
- 夏休みの来るのが待ち遠しい。
- 夏休みを楽しみにしてるよ。

Mektubunu almayı dört gözle bekliyorum.

君から手紙が届くのが楽しみです。

Amcamızın ziyaretini dört gözle bekliyoruz.

私たちはおじさんの訪問を楽しみにまってます。

Yarın geceyi dört gözle bekliyorum.

明日の夜が待ち遠しいです。

Tom gözle görülebilir şekilde sinirliydi.

トムは目に見えて緊張していた。

Mektubumu aldığına kesin gözle bakıyordum.

私は当然彼女が私の手紙を受け取ったものと思った。

Japonya'ya gelişini dört gözle bekliyorum.

私はあなたが日本に来るのを楽しみにしています。

Cevabını almayı dört gözle bekliyorum.

お返事お待ちしております。

...yağmur ormanlarını yepyeni bir gözle görebiliyoruz.

‎知られざるジャングルの姿が ‎明かされる

Akabinde cevapla teklifinizi dört gözle bekliyoruz.

折り返しの見積書をメールで返信してください。

Yeni ofisimize ziyaretinizi dört gözle bekliyoruz.

新しい事務所にお出でいただけますよう、お待ちしております。

Sizi tekrar görmeyi dört gözle bekliyoruz.

- もう一度あなたとお会いできるのを楽しみにしています。
- またお会いできるのを楽しみにしております。

Oyun herkes tarafından dört gözle beklendi.

その試合はみんなから楽しみに待たれていた。

Öğrenciler yaz tatilini dört gözle bekliyorlardı.

その学生は夏休みが来るのをいつも楽しみにしていた。

Bazı yıldızlar çıplak gözle güçlükle görülebilmektedir.

肉眼ではほとんど見えない星もある。

O, gözle görülür bir şekilde sinirliydi.

彼は目に見えて緊張していた。

Festival köylüler tarafından dört gözle bekleniyor.

村人たちはみな祭りを楽しみにしている。

Siparişinizi almayı dört gözle bekleyebilir miyiz?

ご注文いただけると考えてよいでしょうか。

Amerika'daki kitapçılarda gezinmeyi dört gözle bekliyorum.

アメリカで書店巡りをするのが楽しみです。

Çıplak gözle hâlâ imkansız. Ona dürbünle bakabilirsin.

まだ肉眼じゃ無理だよ。双眼鏡だと、ちょびっとだけ見えるかも・・・。

Yaz tatili sırasında dört gözle ziyaretini bekliyorum.

夏休みにあなたがおいでになるのを楽しみにしています。

Seyahatiniz hakkında haber almayı dört gözle bekliyoruz.

私たちは、あなたの旅行の話を聞くのを楽しみにしています。

Müsait olduğunda senden dört gözle haber bekliyorum.

できるだけ早いお返事をお待ちしております。

Bu şehirde seni görmeyi dört gözle bekliyorum.

あなたにこの町でお目にかかることを心からお待ちしています。

- Onu dört gözle bekliyorum.
- Onu sabırsızlıkla bekliyorum.

楽しみにしています。

- Ziyaretiniz için sabırsızlanıyorum.
- Ziyaretini dört gözle bekliyorum.

- おいでになるのを楽しみにしています。
- あなたが来るのを楽しみにしています。

Senin dans etmeni izlemeyi dört gözle bekliyorum.

君のダンスを見られることを楽しみにしているよ。

Sizden tatminkar bir yanıt almayı dört gözle bekliyorum.

良いご返事をお待ちしております。

Bayan Cobb'un dönüşünü dört gözle bekleyen tek kişi.

コブさんの帰るのを待ちわびている唯一の人間、ということです。

Sizinle tanışmak hoştu. Sizden dört gözle haber bekliyorum.

あなたにお会いできてよかったです。お便りを楽しみにしています。

Konuşmak için bir sonraki fırsatını dört gözle beklemiyor musun?

次に話す機会を楽しみにして待ちませんか。

Umarım tekrar birlikte olabiliriz. Evet, bunu dört gözle bekleyeceğim.

また集まれたらいいですね。ええ、私も楽しみにしています。

Partiye gitmeye karar vermeme rağmen, bunu dört gözle beklemiyorum.

パーティーに行くことにしたものの気が進まない。

En kısa sürede yanıtını almak için dört gözle bekliyorum.

できるだけ早い返事をお待ちしています。

Yıldızları çıplak gözle, hatta daha da iyisi teleskopla görebilirsin.

それらの星は肉眼で見える、まして望遠鏡ならなおさらである。

Blogunu güncellemeyi neden bıraktın? Okumayı hep dört gözle beklemiştim.

なんでブログやめちゃったの? いつも楽しみに読んでたのに。

Yakın bir gelecekteki senin ziyaretini gerçekten dört gözle bekliyorum.

あなたが近いうちにいらっしゃるのを楽しみにしております。

- Tatili sabırsızlıkla bekliyoruz.
- Tatili dört gözle bekliyoruz.
- Tatili iple çekiyoruz.

休日を私達は楽しみに待っています。

Bu mektubun sizi ilgilendirdiğini umuyoruz ve dört gözle cevabınızı bekliyoruz.

弊社にご興味を持っていただけることを祈り、ご返事を御待ちしております。

Artık kıt kanaat geçinmek zorunda olmayacakları zamanı dört gözle bekliyorlardı.

彼らはその日暮らしをしなくてもすむようになる時を待ち望んでいた。

Böylesine uzun bir süreden sonra hepinizle görüşmeyi dört gözle bekliyorum.

久しぶりにみんなに会えるのを楽しみにしています。

Ne yazık ki, oyunu iptal etmek zorunda bırakıldık, ki bunu dört gözle bekliyorduk.

残念ながら待望の試合は中止せざるを得なかった。

- Yarını dört gözle bekliyorum.
- Yarın için sabırsızlanıyorum.
- Yarını iple çekiyorum.
- Yarını sabırsızlıkla bekliyorum.

- 明日が待ち遠しいよ。
- 明日楽しみだな。

- Konsere gitmeyi iple çekiyorum.
- Konsere gitmeyi sabırsızlıkla bekliyorum.
- Konsere gitmeyi dört gözle bekliyorum.

私はコンサートに行くことを楽しみに待っている。

- Baharın gelişini dört gözle bekliyorum.
- Baharın gelişini iple çekiyorum.
- Baharın gelişini sabırsızlıkla bekliyorum.

春が再び巡ってくることを楽しみにしています。

- Ben onun için sabırsızlanıyorum.
- Ben ona can atıyorum.
- Ben onu dört gözle bekliyorum.

- 私は楽しみにしています。
- 楽しみにしております。
- 楽しみにしています。

İyi ruh hali içindeki herkes yarın başlayacak olan beş günlük tatili dört gözle bekliyor.

明日から5連休だから、みんなルンルン気分だね。

Okyanus araştırmasının geleceğini onun geçmişiyle tahmin edeceksek birçok heyecan verici keşifleri elbette dört gözle bekleriz.

海洋研究の未来を過去の研究から判断するに、多くのすばらしい発見がこれからも期待できる。

Onların en iyi durumdaki hem zeka hem de vücutları ile, yeni gelenlerin eğitim kampını dört gözle bekleyelim.

心身共にベストのコンディションで新人養成合宿に臨みましょう。

- Sophie bilinmeyen bir gönderenden gelen bir başka mektup almak için can atıyordu.
- Sophie bilinmeyen göndericiden bir mektup daha almayı dört gözle bekliyordu.

ソフイーは未知の差し出し人からまた手紙が来るのを心待ちにしていた。