Translation of "Sabırsızlıkla" in Japanese

0.005 sec.

Examples of using "Sabırsızlıkla" in a sentence and their japanese translations:

Onu sabırsızlıkla bekleyeceğim.

それは楽しみです。

At sabırsızlıkla homurdandı.

馬はじれったそうに鼻を鳴らした。

Mektubunu sabırsızlıkla bekliyorum.

- 君から手紙が届くのが楽しみです。
- お手紙楽しみに待っています。

Onu sabırsızlıkla bekliyorum.

楽しみにしています。

Bunu sabırsızlıkla bekliyorum.

楽しみにしております。

Cevabınızı sabırsızlıkla bekliyorum.

- 御返事を御待ちしております。
- お返事を心待ちにしております。

Gelişini sabırsızlıkla bekliyorum.

お着きになるのを首を長くしてお待ちしておりました。

Gelişinizi sabırsızlıkla bekliyoruz.

あなたのおいでをみんなで首を長くして待っています。

Sabırsızlıkla haber bekliyorum.

お便りをお待ちしています。

Gelecek yüzyılı sabırsızlıkla bekleyelim.

次の世紀に向け将来の計画を立てよう。

Ondan sabırsızlıkla haber bekliyorum.

わたしは彼女から手紙がくるのを楽しみに待っています。

Onun gelişini sabırsızlıkla bekliyorum.

彼が来るのを心待ちにしている。

Olumlu yanıtını sabırsızlıkla bekliyorum.

良いご返事をお待ちしております。

Yaz tatilini sabırsızlıkla bekliyorum.

- 私は夏休みを楽しみに待っている。
- 私は夏休みを楽しみにしている。
- 夏休みを楽しみにしてるよ。

Onun hediyesini sabırsızlıkla bekliyorum.

彼のプレゼントを楽しみにしているの。

Sizden sabırsızlıkla haber bekliyorum.

- 私はあなたのお便りを楽しみにお待ちしています。
- お便り楽しみにお待ちしております。
- お便りを楽しみにしています。
- あなたのお便りを楽しみにしています。

O sabırsızlıkla ödeme istedi.

しびれを切らして借金の催促をした。

İyi haberi sabırsızlıkla bekliyorum.

いい結果、期待してるからな。

Öğrenciler yaz tatilini sabırsızlıkla bekliyorlar.

生徒たちは夏休みを楽しみにしている。

Sizden haber almayı sabırsızlıkla bekliyoruz.

我々は君からの便りを待っています。

Yeni Yıl tatilini sabırsızlıkla bekliyorum.

まもなく楽しい正月だ。

Raporla ilgili yorumlarınızı sabırsızlıkla bekliyorum.

報告書に関するコメントを楽しみにしています。

O akşamki randevuyu sabırsızlıkla bekliyordu.

彼はその夜のデートを楽しみにしていた。

Olumlu cevabını almayı sabırsızlıkla bekliyorum.

- 良い返事をお待ちしております。
- 良い御返事をお待ちしております。
- 良いご返事をお待ちしております。

"Tekrar geleceğim." "Evet, sabırsızlıkla bekliyorum."

「また来るね」「うん、楽しみにしてる」

Doğum günü partisini sabırsızlıkla bekliyor.

彼女は自分の誕生パーティーを楽しみにしている。

Okul gezisini çok sabırsızlıkla bekliyorum.

私は修学旅行を大変楽しみにしている。

Filmi onunla izlemeyi sabırsızlıkla bekliyorum.

彼女とその映画を見るのを楽しみにしています。

Bana sabırsızlıkla neyi beklediğini söyle.

あなたが何を楽しみにしているのか私に教えて下さい。

Sabırsızlıkla acil cevabını almayı bekliyoruz.

あなたからすぐに返事がもらえることを楽しみにしています。

Çok geçmeden seni görmeyi sabırsızlıkla bekliyorum.

近い内にお会いするのを楽しみにしています。

Yaz tatili sırasında ziyaretini sabırsızlıkla bekliyorum.

夏休みにあなたがおいでになるのを楽しみにしています。

Size tekrar hizmet etmeyi sabırsızlıkla bekliyoruz.

もう一度あなたのお役に立ちたいと思います。

Gelecek hafta seni görmeyi sabırsızlıkla bekliyorum.

来週お会いするのを楽しみにしています。

Bugün bütün gündür sabırsızlıkla seni bekliyorum.

今日一日ずっと部屋で今か今かとあなたを待っていたよ。

Seni ve aileni görmeyi sabırsızlıkla bekliyorum.

- 私は君や君の家族に会えるのを楽しみにしている。
- あなた達家族に会えるのを楽しみにしています。

O, Tohoku bölgesine gitmeyi sabırsızlıkla bekliyor.

彼女は東北地方に行くのを楽しみにしています。

Yakında sizden haber almayı sabırsızlıkla bekliyoruz.

あなたからのお便りを楽しみにまっています。

Babamla birlikte ava gitmeyi sabırsızlıkla bekliyorum.

私は父と狩りに行くことを楽しみにしています。

Tom'la vakit geçirmek için sabırsızlıkla bekliyorum.

トムと一緒に時間を過ごすのを楽しみにしています。

- Onu dört gözle bekliyorum.
- Onu sabırsızlıkla bekliyorum.

楽しみにしています。

Ted mezuniyetten sonra yurt dışına gitmeyi sabırsızlıkla bekliyor.

テッドは卒業旅行に行くことを楽しみにしています。

En kısa sürede fiyat teklifini almayı sabırsızlıkla bekliyoruz.

できるだけ早くお見積書をいただけますようにお願いします。

İngiltere'yi bir kez daha ziyaret etmeyi sabırsızlıkla bekliyorum.

私はイギリス再訪を心待ちにしている。

Bayan Cobb'un döneceği günü sabırsızlıkla bekliyorum, sana söyleyebilirim.

コブ女史が帰ってくる日が待ち遠しいよ。ほんとに。

Sürekli sabırsızlıkla beklediğim bir şeyin olması için çabalarım.

僕は 常に楽しみになる何かや 人生を豊かにする

Beş yıllık ayrılıktan sonra onu göreceğim günü sabırsızlıkla bekliyordum.

僕は五年ぶりで彼に会える日を楽しみに待っていた。

- Tatili sabırsızlıkla bekliyoruz.
- Tatili dört gözle bekliyoruz.
- Tatili iple çekiyoruz.

休日を私達は楽しみに待っています。

Yaz tatilinde Bazı arkadaşlarımla Izu Peninsula etrafında yürümeyi sabırsızlıkla bekliyorum.

僕はこの夏休みに数人の友達と、伊豆半島を歩いて一周するのを楽しみにしています。

- Yarını dört gözle bekliyorum.
- Yarın için sabırsızlanıyorum.
- Yarını iple çekiyorum.
- Yarını sabırsızlıkla bekliyorum.

- 明日が待ち遠しいよ。
- 明日楽しみだな。

- Konsere gitmeyi iple çekiyorum.
- Konsere gitmeyi sabırsızlıkla bekliyorum.
- Konsere gitmeyi dört gözle bekliyorum.

私はコンサートに行くことを楽しみに待っている。

- Baharın gelişini dört gözle bekliyorum.
- Baharın gelişini iple çekiyorum.
- Baharın gelişini sabırsızlıkla bekliyorum.

春が再び巡ってくることを楽しみにしています。