Translation of "Bırakır" in Japanese

0.008 sec.

Examples of using "Bırakır" in a sentence and their japanese translations:

Kapıyı açık bırakır mısın?

ドアを開けたままにしておいてくれませんか。

Bardakları masaya bırakır mısın?

そのテーブルの上にそのコップを置いてもらえますか。

Lütfen kolumu bırakır mısın?

腕を放してくれませんか。

O, ödevini yarı bitmiş bırakır.

彼は宿題を半分しかやらない。

Arada bir şemsiyesini trende bırakır.

彼は時々傘を電車の中に置き忘れる。

Her zaman işlerini yarım bırakır.

彼はいつも仕事をやりかけにしておく。

Kayışı bırakır bırakmaz, köpek kaçtı.

綱を離すと犬は走り去った。

Beni müzenin önünde bırakır mısın?

美術館前で降ろしてください。

Somonlar yumurtalarını tatlı suya bırakır.

サケは淡水で産卵する。

Kapıyı açık bırakır mısın, lütfen?

ドアを開けたままにしておいてくれませんか。

Tom her zaman bisikletini kirli bırakır.

トムはいつも自転車を汚れっぱなしにしている。

O sık sık trende şemsiyesini bırakır.

彼はよく電車の中に傘を忘れる。

Erkek kardeşim odasını karmaşa içinde bırakır.

- 弟は部屋をちらかしっぱなしにしている。
- 弟の部屋は散らかしっぱなしにしてある。

Bu sonuç arzulanan çok şey bırakır.

この結果には遺憾な点が多い。

...günler uzar ve karanlık yerini aydınlığa bırakır.

‎日がどんどん長くなり ‎夜は短くなる

O her zaman uyurken pencereyi açık bırakır.

彼はいつも眠っている間、窓を開けたままにしておく。

Sorularımı bir soru ile cevaplamayı bırakır mısın?

質問に質問で返すのやめてくんない?

Tom her zaman kirli bulaşıkları lavaboya bırakır.

- トムはいつもシンクに汚れたお皿を置きっぱなしにするんだよ。
- トムはいつも流しに汚れたお皿を置きっぱなしにするんだよ。

Pediseller derinize yapışıp çok güçlü bir zehir bırakır.

この叉棘が肌に食いつき 強力な毒を注入する

Ve konuklar arasındaki etkileşimin nasıl işleyeceğini şansa bırakır.

そして 参加者がどう関わり合うかは ほぼ偶然任せです

Dişi, yumurtalarını bırakır bırakmaz erkekler sperm bulutları saçıyor.

‎メスが産卵するやいなや ‎オスたちは精子を放出する

15 yumurtasını bırakır bırakmaz başladığı yere dönmek zorunda.

‎15個の卵を産んだら ‎彼女は来た道を引き返す

Susan bir kuş kadar yer ve yemeğinin çoğunu tabakta bırakır.

スーザンは何も食べないで、お皿の上はほとんど残っているよ。

Lütfen böyle yüksek sesle şarkı söylemeyi bırakır mısın? Bu ucuz bir içki içme yeri değil.

うちは、安手の居酒屋じゃないんですからね、放歌高吟はお断り。

En yüksek ve en alçak seviyelerinin arasındaki fark 16 metreyi bulabilir. Gelgitler çekilirken arkalarında kayalık havuzları bırakır.

‎干満差が16メートルに ‎なる場所もある ‎潮が引くと潮だまりができる