Translation of "Yarı" in Japanese

0.007 sec.

Examples of using "Yarı" in a sentence and their japanese translations:

O, tomruğu yarı yarıya sürükledi, yarı yarıya taşıdı.

彼女はその丸太を半ば引きずるように、半ば抱えるようにして運んだ。

Garson kızlar yarı çıplak.

ウェイトレスが肌もあらわなのです

İlk yarı, problemi keşfetmek

前半は問題の探求

Orangutanlar yarı münferit hayvanlar,

オランウータンは 単独行動を好み―

Eve gittiğimde yarı uyuyordum.

家に帰ったときは、半分寝ていました。

Ödülü yarı yarıya bölüşelim.

報酬は山分けにしよう。

Onu yarı zamanda yapabilirim.

- 私なら半時間でやれる。
- 私は半分の時間でできます。

Ben çoğunlukla yarı uykudayım.

よく寝ぼけます。

Yarı zamanlı çalıştığını biliyorum.

おまえ、バイトしてるんだろう?

Yarı yolda pes etmeyin.

途中であきらめるな。

Eşyaları yarı fiyatına aldım.

私はその品物を半額で購入した。

Et sadece yarı pişirilir.

この肉は生煮えだ。

Ben sık sık yarı uykuluyum.

よく寝ぼけます。

Kuş bir şahinin yarı büyüklüğündeydi.

その鳥は鷹の半分の大きさしかない。

O, ödevini yarı bitmiş bırakır.

彼は宿題を半分しかやらない。

Ben sık sık yarı uyanığım.

よく寝ぼけます。

Yarı zamanlı çalışmak zorunda kalabilirim.

私はアルバイトをしなくてはいけないかも知れません。

Yarı yolda asla taktik değiştirme.

流れを渡っている間に馬を取り替えるな。

Mary yarı zamanlı hemşirelik yapıyor.

メアリーはパートタイムの看護師として働いているんだ。

Parayı arkadaşımla yarı yarıya paylaştım.

その金は仲間と山分けした。

- Yarı haklısın.
- Hemen hemen haklısın.
- Kısmen haklısın.
- Kısmen haklısınız.
- Yarı yarıya haklısın.

半分当たってるわ。

Ve ikinci yarı, çözümü keşfetmekle ilgili.

後半は解決法の探求です

Annem yarı zamanlı çalışmama itiraz etti.

母は私がアルバイトをすることに反対なの。

Ona güvenebilirsin. Seni yarı yolda bırakmaz.

君は信頼してよい。彼は決して、君を裏切らない。

Bu kitabın fiyatı yarı yarıya düşürüldü.

この本の価値は半減した。

Güneş, kuzey yarı küreye iyice işlemeye başladıkça...

‎北半球に太陽の光が ‎広がり始め‎―

Takım yarı finali kazandı ve finale yükseldi.

そのチームは準決勝に勝って決勝に進出した。

Çok sayıda öğrenci yarı zamanlı işler arıyor.

多くの学生がアルバイトを探しています。

Emekli olduktan sonra geliri yarı yarıya azaldı.

彼の収入は退職後半減した。

İyi bir başlangıç, işi yarı yarıya bitirmek demektir.

- 始めよければ半ば成功。
- 始めが肝心。
- 始まりがよければ半分できたも同じ。

Buzdan bloklar oluşturup böyle küçük bir yarı küre yapabiliriz.

氷の塊を使って― 半円形のドームを作るんだ

Evlenmeden önce gözlerinizi tam açın, daha sonra yarı kapatın.

- 結婚前は両眼を大きく見開いておれ、その後は、その半ばを閉じよ。
- 結婚前は両目を見開き、結婚したら片目をつぶれ。

Bu tekne motorunun Hawaii'e giderken yarı yolda bozulmayacağını umalım.

このボートのエンジンがハワイへの航路のなかばで駄目にならなければよいね。

Kathy üniversitede okuyabilmek için yarı zamanlı bir iş buldu.

キャッシーは大学で勉強できるようにアルバイトを見つけた。

Evime güneş panelleri taktığımdan beri elektrik faturam yarı yarıya azaldı.

家に太陽電池パネルを設置してから、電気代が半分に減った。

Diğerleri gönüllü iş yaparken bazıları yarı zamanlı çalışmaya devam eder.

中にはパートで仕事を続ける人もあれば、ボランティアの仕事をする人もある。

Ettikten sonra görevden alındı . Yarı utanç içinde, Lannes Portekiz'e büyükelçi olarak gönderildi:

…ランヌは決して彼を許しませんでした。 半ば恥ずかしそうに、ランヌはポルトガルへの大使として派遣されました。

Otel hizmetçisi olarak yarı zamanlı bir işim vardı, ama onu pek sevmiyordum.

ホテルのメイドとしてパートで仕事していましたが、その仕事はあまり好きではありませんでした。

- Ona güvenebilirsin. Sana asla ihanet etmeyecektir.
- Ona güvenebilirsin. Seni yarı yolda bırakmaz.

君は信頼してよい。彼は決して、君を裏切らない。

Bir süpermarkette yarı zamanlı çalışırken, oysa diğerleri değilken bazı müşterileri çok kibar buldum.

スーパーでアルバイトしてみて、客の中にも丁寧な人と、そうでない人がいることがわかった。